8 Haziran 2014 Pazar

Devinim


Ufak tefek , kalın dudaklı boş bakışlı bir kızdı. Üniversitenin her şeyi boş verebilen özgürlükleriyle serinlenilen koridorlarında tanışmıştık ve kesinlikle herhangi biriydi benim için.

Ülkem insanlarının fala merakı her yaşta geçerli. Nitekim o gün de kahveye gittiğimizde sıkı bir okey partisinin ardından bir arkadaşımı kıramayarak baktığım kahve falını gören kahve ısmarlamıştı kendine. Sonra Allah yarattı demeden bana uzatılan ardıardına bakmam istenilen  fincanlar. 21 kişiye fal baktığımı ve sonra kustuğumu hatırlıyorum. Adına Gül diyelim asıl adı saklı kalsın, Gül de onlardan biriydi. Doğrudürüst tanımıyordum ve çok umurum da değildi. Fincanını alıp baktığımda sadece konuştum. Ne dediğimi bile pek hatırlamıyorum ama o gözleri kocamana açılmış halde bana bakakaldı. Ailevi sorunlarından, kimseye açamayacağı dertlerinden bahsetmiş ve babasını uzakta bırakması halinde hayatının düzene gireceğini söylemiştim aşağı yukarı. Az sonra ağlayarak ellerime kapandı .Sen bunu nasıl biliyorsun diye inliyor,çığlıklar atıyordu. Canım sıkılmıştı, ne olup bittiğini anlamadığım gibi midem bulanıyordu,acıkmış ve yorulmuştum ve Gül hala umurum değildi.

Arkadaşları koluna girerek onu dışarı çıkardılar ben de kendime bir karışık tost söyledim.Ancak bir meşe ağacı kadar duyarlıydım.

Biraz süre geçtiğinde Gül geri geldi ve benimle özel konuşmak istediğini söyledi. Suratımı asarak artık fal bakamayacağımı çok yorulduğumu söyledim.İri gözlerinde ve titreyen dudaklarında başka bir anlatım vardı, yalvardı.Konuşmayı kabul ettim, bir köşeye çekildik. Sesini alçaltarak "ben ensest bir aileden geliyorum ve bunu bilen yok " dedi. O an tepki vermemem ve onu sakin bir şekilde dinlemeye devam etmem, onun sandığı gibi derin anlayışı olan olgun bir genç kızın kontrollü  davranışı filan değildi. Ensest ne demek hiç bir fikrim yoktu, Gül'ü dinleyerek anlamayı umuyordum. 10 numara salaktım ben (şimdi değil miyim???bilmiyorum ki :-)) 

Ona son derece güven veren sessiz dinleyişim karşısında göz yaşlarına boğuldu. Annesi beyin kanaması geçirmiş ve doktor cinsel ilişkiye girmesini yasaklamış. Bir süre sonra da babasının tacizleri başlamış. Annesi üzülmesin diye sesini çıkartamıyormuş ama kilitlediği kapısının her gece zorlanması babasının açık yalvarmaları onu mahvetmiş. Üniversiteyi başka şehirde okumayı seçmesi babasını deliye döndürmüş ama o kaçmış.

Eh, ensest ne demek öğrenmiştim ama hiç mutlu değildim doğrusu. Benden ne istediğini , onun için ne yapabileceğimi sordum.Artık çok üzgündüm ve onun için iyi bir şeyler yapmayı çok istiyordum ama doğrusu önce tostumu bitirmeyi hepsinden çok istiyordum. 

Henüz 19 yaşındaysanız ve karnınız çok açsa hayat kesinlikle ertelenebilir bir şeydir.

Sonra kendimi onun hayatının içerisinde buluverdim. Her şey daha kötüye gitti. Önce , evci çıktığında bir akrabasının eşi tarafından tecavüze uğradı. Bu berbat bir şeydi. Yurtta gözyaşları içerisinde  hayata yumruklarımızı sıkmış öfke yağdırırken darbenin devamı geldi. Hamileydi. Korkudan ölüyorduk. Ne yapacağımızı bilmiyorduk. Alelacele birer iş bulduk. Mesela ben marketlerde tuvalet kağıdı reyonunda durdum tanıtım elemanı olarak birer hafta filan. Cam kavanozumuz vardı , herkes kazandığı parayı oraya atıyordu.Para yetti, doktora götürdük.Bu beladan kurtulduk derken ve bir ay öncesine göre hepimiz 10 yaş büyümüşken hayat "durun bakalım" dedi. Dersimi aldım demek hiç de öyle kolay değildi. Bebekleri ikizdi ve içinde parça kalmıştı..kanama durmuyordu. Yeniden doktor aynı berbat duygular silsilesini tekrar yaşamak.

19 yaş bizler için kolay değildi. Başımızı hala dik tutup kadere yumruk sallamak belki cahilliğimizden belki yüreği sağlamlığımızdandı. Bunu hala bilmiyorum.


Zaman geçti. Gül'ün başı dertten kurtulmuyordu. Birine aşık oldu ve başından geçen her şeyi anlattı. Adam onunla yine de evlenmek istediğinde artık 19 yaşın başlarında sahip olduğumuz iyi niyet ve boşvermişliği çoktan yitirmiş olan bizler şüpheyle birbirimize baktık. Gül bizi dinlememiş, adama nikah işlemleri için nüfus kağıdını çoktan vermişti. Adam kadın taciri çıktı, nüfus kağıdını geri almak ve Gül'ü rahat bırakmasını sağlamak için asla onaylamadığımız kişilerden yardım almak bize kaldı. 

Offf ne seneydi. Arada olan berbat şeyleri artık yazmak dahi istemiyor ellerim.


Sonra günler günleri aylar ayları kovaladı.Bir gün Ortaköy sahilinde otururken Gül'ü gördüm yanında tekin olmayan bir adam ile. Koştum yanına gittim. Bu kim..dedim.Nişanlısıymış. Uyuşturucu kullanıyormuş,asker kaçağıymış ama çok iyi biriymiş ve başından geçen her şeye rağmen Gül'ü seviyor, onunla evlenmek istiyormuş. Başımdan aşağı kaynar sular döküldü elbet. Uğraşmaktan bıkmıştım ama "aman neyse bana ne" diyebilecek yaşta değildim. Şimdi gülümsüyorum, galiba o "aman neyse bana ne" yaşına hiç gelemedim ben.

Gül yaşadıklarından bıkmış, yaşamaktan adeta vazgeçmişti.Okula da gelmiyordu doğru dürüst. Sonra bir gün şakağında bir tokadın morluğuyla kantine girdi ürkek."Beni dövdü" dedi kısaca." O okul bitecek yoksa seni gebertirim" dedi.



Adamı takdir mi etsek yersek mi ne yapsak bilmez haldeydik. ite kaka, ama öpücükle ama tokatla Gül okulu bitirdi. Adam,onunla evlenme isteğini aileye iletti. Baba izin vermedi. Adam babayı da dövdü. Biz artık bu garip şahsiyeti ilgi  ve gittikçe artan sempati ile aramıza almıştık. Adam Gül ile evlendi. Diploma aldığı gün de ona Nişantaşı'nda bir Halkla İlişkiler şirketi kurdu.

Bir çocukları var ve çok mutlular.

Kıssadan hisse mi?

Her yaşımda her yaşamda ayrı hissesi var bu öykünün...ama en temel hisse yaşam başladığı gibi bitmez, kaderin hükmüne akıl sır ermez olmalı sanırım.

Başka portrelerde de görüşmek dileğiyle.. sevgiyle kalın.

15 yorum :

  1. Cok samimi olarak soyluyorum deli oluyorum sizi okuyunca, sarsiliyorum. Ben zaten duygusalligi had safhada olan biriyim allak bullak ediyor beni yazilariniz. Muthis yine doyumsuz ve bayildim. Ayrintilarinda kaybolmak istiyorum yazilarinin. Hep yazarak uzun yasa.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Gerçekten mi? O kadar yürekte mi hissediyorsun yazılan yaşanmışları? Mukaddes, senin duygusal ve ucundan kıyısında hissetmeyen biri olduğun paylaşımlarınla zaten ortada bunu ben bile öğrendim :-)) ama sana tüm bunları hissettirecek kadar güzel yazabilmiş olmayı ummuyordum bu güzel bir sevinç oldu benim için. Düşünce ve duygularını, yorumunu paylaştığın için çok teşekkür ederim.

      Sil
    2. Duygusalligimin yaninda cok da samimiyimdir. Hicbir seyi hissetmeden, soylemem gerekiyor diye soylemem. Bayiliyorum yazilarina.Bitiriyorum okumayi gun icinde bir kac kere yazini dusunurken buluyorum kendimi. Cok sevgiyle okuyorum, cok begenerek. Uzun yasa hep guzel seyler yazarak.

      Sil
  2. Konuşamayanlar yazıyor, görülmeyenler gözlemliyor sanırım Mukaddes. Aynı içtenlikle beğeninin benim için çok teşvik edici ve çok değerli olduğunu söylemek istiyorum . Lütfen arada yelkenime rüzgar olmaya devam et, çok teşekkür ediyorum.

    YanıtlaSil
  3. Ben bu hikayenin mutlu sonla bitmiş olmasına inanılmaz sevindim, ne zor yaşanan hayatlar var çok şükür günüme dedirtti bu olay bana,
    öperim,

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hikayenin seyri ayrı sonu ayrı ders hepimize evet Sebuş'um, sen kadar özel ve güzel olsun ömürler :-) ben de seni öperim

      Sil
  4. Lütfen lütfen diye okudum sonuna kadar :( Umarım çok mutludur şimdi inadına...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sudiş O kadar zor elde edilen mutluluk ancak beslenir, kaybetmeyi kimse göze almaz. Emin ol mutludurlar, "b" şıkkı olmayan hayatlar onlarınki

      Sil
  5. Dinsizin hakkında imansız gelirmiş diye düşündüm adamın babayı dövdüğünü okuyunca....eline sağlık o tekin olmayan adamın..bekliyor olacağım diğer yazılarını Kadriye sevgiler :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aynen öyle..dinsizin hakkından imansız geldi Sertaç. Umut ve mutluluk bazen hiç ummadığımız yerden geliveriyor, vazgeçmemek lazım'ı öğreten bir yaşanmışlık bu benim için.

      Sevgiler

      Sil
  6. "aman neyse bana ne" yaşına hiç gelemedim ben. Bayıldım bu cümleye. Ben de gelemedim, gelmekte istemem.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kadriye, şu ana kadar gelemediysen bundan sonra sen de gelemezsin "aman neyse" yaşına :D Müsterih ol

      Sil
  7. Kadriye ilk başta benimde midem bulandı..ama sonun da gülümsedim...Ne babalar var...İnsan kendi öz kızına bunu yaparsa....Neyseki elin adamı adam gibi adammış...Sevgiler canımcım...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Güliz'cim,

      Okurken miden kalkıyor düşün bi de ben bunu yaşarken 20 i yaşlarıma bile gelmemiştim henüz ayyyyyy...Allah çocuklarımızı ve sevdiklerimizi esirgesin.

      Sil