Thor etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Thor etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

30 Ekim 2017 Pazartesi

Thor-Ragnarok



Dün , nihayet bu sefer bir engel yok diyerek büyük bir neşe ile kızım ve eşimi de alarak evden Nautilus'a yürüdüm. Thor-Ragnarok ne zamandır aklımdaydı ve ben gidemeden vizyondan kalkacak diye sahiden ödüm patlıyordu.



Bir taraftan Ayla vardı gitsem mi diye düşündüğüm, Uzaydan gelen Fırtına'da aklım kalmıştı ve Thor baskın şekilde izlemek istediğimdi. 


Nehir, babası ile Ayla'ya girdi. Böylece film hakkında izlenim edinebilecek olmama ve hepimizin birine uymak zorunda kalmadan istediği filme girebilmesine bayıldım tabii. Zaten gönül iyilik fısıldadı mı yolunuz hep açık oluyor. Kalbini bozmamalı insan.

Neyse, her zamanki gibi maximum kampanyasından faydalanmak için ilk seansa gittik ama ne göreyim. Hem Ayla hem Thor salonları neredeyse full. E bu da hoşuma gitti. İnsanların sanattan ayattan dünyadan kopmalarını istemiyorum,  yaşadığım toplum için o salonların full olması güzel bir şey. Sevindim vallahi.

Geçtim koltuğuma oturdum.




Thor-Ragnarok asla Marvel hayranlarını ya da sıradan bir izleyiciyi hayal kırıklığına uğratacak bir film değil. O kadar eğlenceli zaman geçiriyorsunuz ki çıktığınızda birilerine anlatıp o kahkahaları paylaşmak yaşamsal ihtiyaç halinde oluyor. 




Yeni kahramalar ve figürler yaratmak gerçekten onların işi. Thor ile fena dalga geçmişler ve bunu gerçekten sevimli bir şekilde yapmışlar.




Bir çok kahraman ve detay olmasına karşın Loki garip bir şekilde öne çıkıyor. Tom Hiddleston'ın kendine özgü bir ışığı var gerçekten. Ekranda o ve diğerleri olduğunda bariz bir şekilde Loki'ye odaklanıyorsunuz. Filmin akışında ise Loki hep beklenmedik olanı yaşatan kişi. En sevilesi kötü seçtim kendisini.




Valkyrie olan Tessa Thompson da hoş bir renk katmış . Valkyrie'lerin yok oluşunu anlatan sahne gerçekten etkileyiciydi. Bundan tek başına öykü çıkar.


Hulk'un banyodan çıplak çıktığı yerde salondaki herkes o kadar çok güldü ki , Selin'in "kapitalizm bu işte..Hulk'un koca yeşil poposunu görmek için dünyanın parasını verip sonra gülüyorsun" dediğini düşünmeden edemedim. 




Hulk açık ara en sevdiğim kahramanlardan. Dönüştüğünde bir tek iç çamaşırı parçalanmıyor, adam ahlaklı  yani.



Önceden bahsettiğim Marvel kahramanları da var filmin içinde. Doktor Strange'den bahsetmiştim (tık) Filmde onu da görünce bir heyecanla zıpladım. Yine muhteşemdi  :-)




Heimdall yani Idris Elba da farklı bir ışığa sahip . Heimdall akışı değiştiren kahramanlardandı yine. Sadakat, her durumda ödünsüz sadakat sonucu değiştiren bir etken. Bu hem filmde görülüyor hem bugün unutulmaması gereken şeylerden biri. Minnacık menfaatleri için koca değerleri satan insanları görünce düşünmeden edemedim.


Arkamda oturan izleyiciye de ayrı bir minnettarım. Film gerçekten bir çok yerinde sağlam komikti ama arkamda oturanın içten, şen kahkahaları olmasa ben de o kadar gülmezdim belki. Hakikatten pozitif düşündüğünüzde yolunuza çıkan şeyler pozitif oluyor.

Nehir ile Özer çıkışta "iyi ki sen gelmedin" dediler. Bu sıralar iyice ağlak oldum ki ban ayabancı bir duygu aslında, vatan-asker -çocuk varsa işin içinde duvarlarım alçak oluyor ki Ayla'da hepsi varmış. Sen çok ağlardın dediler, o filme gitmemeye karar verdim. Ama benim gibi arızası olmayan herkese tavsiye edeceğim ;hem gerçek bir öykü hem de muhteşemmiş diyorlar.


Son; çıkışta baktım sinema bilet kuyruğu salonun dışına taşmıştı. Bir kez daha mutlu oldum.




2 Kasım 2013 Cumartesi

Deli Veli

Veli toplantısına gidip deli olmadan dönmek ne mümkün? Eleştire eleştire beslediğimiz sistemde çocuklarımızın çocukluklarını, gençliklerinin ilk yıllarını, insanlıklarını griye boyuyoruz "onun için en iyisini istiyorum valla" adı altında.

Yok yok..çok düşündüm bugün bu konuyu. 13 yaşını anlat dediklerinde "şıkları alayım" diyen bir kızım olsun istemiyorum ben. Hata yapan,ilk minik kalp çarpıntılarını yaşayan, hakkını edebiyle arayan,mevsimleri takvimlerde takip ederek değil gülyüzünün teninde hissederek yaşayan çocuklarım olsun istiyorum.

Bugünün ebeveynlerini anlamak da zor. Haklısınız diye diye hepsi çıtayı yükseltiyor. Onlarca kurs-ders aldırıyorlar çocuklarına. Resim öğretmenliği yaptığım zamanların birinde sınıfımdaki çocuklara "şimdi bahçeye çıkın ve insan yapısı olanlar hariç dümdüz bir şey bulup bana getirin size 10 vereceğim" demiştim. Hem dersi bahçede yapmak hem de bedavadan not kapmak sevinciyle fırlamışlardı bahçeye ama istediğimi bulup getiren olmadı. Tabiatta insan yapısı hariç pürüzsüz dümdüz bir şey yok.İnsan , rahat ve mükemmellik adına herşeyin  olması gereken asıl çizgisini yok ediyor, yalın ve kişiliksiz oluyor elinden çıkanlar. Çocuklarımızı da buna itiyoruz bilerek ya da bilmeyerek. Tamam, kabul , ülkedeki eğitim sistemi berbat hatta berbat ötesi. Cinayetin harflerle işlenen şekli...ama hem karnım doysun hem çöreğim eksilmesin değil mi bizim yaptığımız hiç tepki vermeyerek? Ne eğitiliyorlar ne öğretiliyorlar ...şartlar aynı değil ama sınava birlikte giriyorlar.


Kime kızacağımı şaşırmış vaziyette çıktım veli toplantısından,ilk defa bu sene dershaneye verdiğim canım kızımı aradım "hadi dersi kır sinemaya gidelim" diye. Uçarak Capitol'e geldi keçi :-) Heyecanla beklediği Thor filmi gösterime girmiş dün, Selin gelmeden 19:00 seansına bilet almıştım. Azıcık gezdik, kitaplara baktık , yemek yedik, sohbet ettik ve sonra sinemaya gittik.


Onun kahkahaları ve sevinci var ya...ömre bedel, ab-ı hayat.Nasıl en uçta yaşıyor sevgiyi ve öfkeyi, nasıl 10 numara ergen...nasıl benim kızım...nasıl seviyorum onu...


Eylemlerim devam edecek elbette. Ben anne olacağım,o evlat. İleride bir gün 13 yaşını anlat dediklerinde bir sürü anısı ve yaşanmadan geçirilmemiş bir yaşı olacak. Genel müdür olur mu olmaz mı bilmem ama insanoğluinsan olacak....

Melih Cevdet Anday'ın da dediği gibi...umutsuzluğumuz insan kalmak içindi.