dalga etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
dalga etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

19 Haziran 2014 Perşembe

Damla Denize Muhtaç, Deniz Damlaya

Blog dünyasına attığım tereddütlü adımları neşeli bir yürüyüşe çeviren dostlardan olan sevgili Havva kedilievintarzı 'nda beni mimlemiş ama dillere destan avareliğim yüzünden bir de dürtmek zorunda kaldı. Bu kadar hoş bir mimlenme ve üşenmeyip dürtülme nedeni ile kendimi özel ve güzel hissettiren Havva 'ya sevgilerimi ve teşekkürlerimi yollayayım öncelikle.

Biraz gerçek biraz rüya biraz kurgu...kim biliyor gerçeğin ne olduğunu?

Ruhum bedenime ayak uyduramaz, gerçeklerim hayallerime destek olmaz  zor günlerdi. Beklentiler ve olması gerekenler eşikte duruyor ancak onlara el uzatmam için gururumu yıkıp başka insanlardan yardım istemem gerekiyordu. Kaos,karmaşa,çaresizlik, zamanın çıldırtan bir sükunla ve kararlılıkla akıp gitmesi gülümseme çabalarımı yoruyordu. Dilimde hep o şarkısı Özdemir Erdoğan'ın "ağlarda çırpınan balık/kafeste talih kuşu/çıktıkça dikleşiyor/hayat yokuşu" "imdat" diye çığlık atmadan yenilmemeye, aylardır süren çaresizliklerin içinde gülüşümü yitirmemeye çalışıyordum. Kırılma noktasındaydım. Ya iş bulacak..ya boynumu büküp geri dönecektim. Ya yediğim dost kazıklarını yutacak ya onları affedip intikam alacaktım.Ya bana umutlarını bağlayanları yeise boğacak ya hüzmelerin sonsuz ışıklarında dans edecektim.Ciğerim nefesime dar, akşamın habercileri umudun tükendiğini haber verirken hunhardı.Vazgeçmemiştim,vazgeçemezdim..ben yaşamaktan vazgeçmedikçe yaşamın benden vazgeçeceğine inanmam mümkün değildi...

...sonra bir nefes alıp sağıma döndüm yattığım yerde,pikeyi iteledim. Bir anda oldu olan .Tüm evren maiydi..bir damla suydum okyanusta...bir çimen tanesiydim uçsuz bucaksız yeşillikte.Kırmızı bir noktaydım belki ama bütünleşmiştim mai ile.Ben bir damlaydım ama ben bir bütündüm, varlığımın her zerresi evrenle bu barışık bütünleşmenin, bütünün içinde kaybolmanın enerjisi ile dolmuştu. Her kımıldanışı, her esintiyi, her nefesi hissediyordum bana ait olmasa da.Farklılıkların önemi yoktu çünkü özde aynıydık evrendeki her şey ile.İçimde daha evvel hiç hissetmediğim bir duygu yükseldi, enerji patlaması yaşıyordum,yenilenmiştim sevginin en safında yok olmuş o yok oluşta kendimi bulmuştum.Bir rüzgâr esti ..rüzgâr bendim, çayırda çimenler dalgalandı..dalga bendim çimen bendim..Uzaklarda deniz çalkalandı..dalga bendim zerre de bendim. Bu muhteşem duyguya tesadüfen mi dahil olmuştum bilmiyorum ama suskunluğun içinde berrak kahkahalarım yankılandı. Tanımı zor bir mutluluk bu tamamlanışta beni esir almıştı.

...çalan telefonu açtığımda karşımdaki kişi de bu görüşmeyi neden yaptığımızı bilmez gibiydi.Tüm çıkmaz sokaklardan çıkmış, tüm kördüğümleri açmış ve kabul edilmiştim. Bir elim vardı ama beş de parmağım vardı ve el uzatmak istediklerime artık yetecekti nefesim..Neşeli haykırışlardan bildik o şarkıya döndü yine sesim:

Çiçek nasıl açar dalında
Kuşlar niçin öter
Her günün sabahında
Bir çocuk nasıl büyür..

Yağmur diledim yağdı, rüzgâr diledim esti
Uyanıştı benimkisi
Uyandım..
Ey yaşamak..seni her gün daha çok sevdim


ve hemen sonrasında sevgili Sebuş'um ,bi tanecik Gonca 'mın ve Mukaddes in de bu mimlenmeye katılmasını istiyorum..ama öyle böyle değil ha çok istiyorum :-)

19 Mayıs 2014 Pazartesi

Sis

Dalgalar kıyıları dövüyordu derdi hep şairler...oysa ben her baktığımda bir anlığına da olsun kavuşmanın coşkusu ile suları köpürten iki aynı olmayanın coşkusunu görürdüm.

Çocuklarımın ikisi de dönemeçte...okulları değişiyor, biri lise biri ortaokula geçiyor. Ben gönlümü verdiğim işimden, dost ya da en azından dost sandıklarımdan kopartılmış yeni bir sayfa açmak için hayatın akışına "peki" demişim. 

Çoktandır 24 saat değil günler.

Bugün yine otomatik pilotta uçarken, yani küçük kızımla yürüyüşümüz esnasında sorduklarına cevap verip onunla gülmeme rağmen iç dünyamda tamamen ayrı kulvarda bir hesaplaşmaya dalmışken nihayet karar verdim. 

Sahil insanı yoruyor, ufka dikmek lazım nazarı. 

Sonra insanın canı yanıyor.


22 Nisan 2014 Salı

Hüzme

Suyun üzerinde seken taş gibi tüm anılara tek tek dokundu özlem...sonra uzaklarda gözden kayboldu.Yarattığı dalgalar büyüyerek gönül telinde o isimsiz şarkıyı seslendirmeye devam ettiler.

Ah zaman...

Sevmenin,sevebilmenin zaferini kim alabilir gönülden? Bazen Pıtırcık bir genç kızın anne oluşunu izlemekte sevgi, bazen dağların zirvesini çıplak ayak aşan genç bir kadının zarif sadeliğine duyulan hayranlıkta, bazen ise suskunluğun içinde çığlık çığlığa.

 Dalı kırmakla uzaklaşır mı baharlar?

hayır sanmayın ki beni unuttular
hâlâ arasıra mektupları gelir gerçek değildiler birer umuttular..Attila İlhan