dilenci etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
dilenci etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

12 Temmuz 2018 Perşembe

Restorasyon Çalışmaları


Bir süre önce  önemli bir karar verdim.


Beni öfkelendiren ya da umursamadığım ne varsa gözden geçirip daha iyi bir insan olmak için  çabalayacaktım.
Kayaları yerinden oynatmak için sağlam bir kaldıraç yeterli ama çakıl taşlarını toplamak insanın belini büküyor.
Minik minik, ufak tefek ne çokmuş  öfke kaynaklarım ve görmezden gelerek arkaya ittiklerim.


Yine de dur durak demeden çabalamayı sürdürdüm.
Bu süreçte en önemlisi  gün boyu içimden ne çok olumsuz cümle geçirdiğimi fark etmemdi.

Onları da susturmayı iş edindim. 


İstanbul'da yaşayanlar bilir. Dakikalar hatta saniyeler saatleri kurtarır bu şehirde. 1 dakika ile kaçırdığınız otobüs-vapur 20 dakika beklemenize , o da akşam trafiğine kaldığınız için eve varışınızın 1 saat daha ötelenmesine sebep olur. Bu nedenle İETT'ye binen herhangi birinin o  meşum "yetersiz bakiye" sesini duyması , aynı alanda bulunan  mesuliyet sahibi bir ruh için acı vericidir aslında. Yine de kapının girişinde kalan kişi " akbilinde fazla kontur olan var mı" ya da "benim için kart basabilir misiniz" diye sormadan kimse elini  cebine atmaz. Sorduğunda da yardımlaşmaya gönüllü  çok insan bulunmaz.

Şu, ruhumda restorasyon işine gireli bu konuda hassasiyet göstermeye çalıştım. Ne zaman biri bu duruma düşse, kılımı kımıldatasım olmasa da gür bir sesle "ben yardımcı olayım" diye haykırdım her seferinde.

Düne kadar denedim en azından 😅😅😅😅😅😅😅

Normal hatlar 2.60
İndirimli hatlar 1.85 


Bir kişi de olmadı ki tam para versin. 
Daha kötüsü bir kişi de görmedim ki eksik para verdiği için özür dilesin.
Dilenci avucuna bırakır gibi uygun gördükleri meblağı bırakıp  gidiyorlar.
Hatta bazılarının bunu iş edindiğini  de gördüm. Aynı hanımefendinin 3. akbil yetersiz anonsuna şoförün müstehzi tebessümü eşlik edince "haa tamam " dedim.

Sonrasında  külahı önüme alıp düşünmeye başladım.

İyi insan olmak çok zor iş, "ben böyleyim" sığınağından çıkacaksınız, kendi ruhunuzu çıplak göreceksiniz..yetmedi , "vazgeçeceksiniz" .

Hazır olduğunuzda, hazır olduğunuz kadarı ile yolunuza devam edeceksiniz.


Şu, birinin yerine akbil basma işinden  neredeyse vazgeçtim ama bin  kötünün içinde bir iyi zayi edilmemeli düşüncesi beynimi kemirdiği için bu konuya kendimi  delletmeden, bir iyiyi de mağdur etmeden nasıl çözüm bulacağımı düşüneceğim.







8 Nisan 2014 Salı

Cümlesiz Kelimeler

Kocaman bir "hiç" oldu kendini tanımlamak istediğinde aklına gelen.
Bir telaş karıştırdı ceplerini, umut kalmış mıydı bir yerlere sıkışıp unutulmuş..tam da lazımdı şimdi, tam da olması gereken.

*********

Bugün İstanbul her zamanki gibi. Çok aynı , çok, çok! 

İnsanı hayvan olmaya özendirir zamanlardayız aklı olanlar için. Sorumluluklar ayaklara pranga, adaletsizlik ve gidişat "dur bekle" denileceğin ötesinde saçmalıkta.Kaçsan olmaz kalsan gönül dayanmaz . Sussan olmaz söylesen tesiri yok. Gülsen ayıp ağlasan zayıflık...bir tezatlar denizinde boğulmaktayız gündengüne.

Pantolunu belinden düşen çingene çocukları saracak yine etrafımı sokağa çıktığımda. İşte o teyze geldi, hadi bize pilav-nohut al teyze..diyecekler. İşsizlik maaşımla yine bugünlük karınlarını doyuracağım. Sonra Üsküdar'a yönelecek adımlarım, adımbaşı dilenciler, Türkçe bilmediklerinden önlerinde kartonlara yazılı yalvarışlar:onları bu hale getirenlerden de ; yardımı , kasalarındaki trilyonlara dokunmadan bize bırakanlardan da nefret edeceğim.



Anlaması ve anlatması gerekenler, onları umursamayanlar.Çok yemekten karnı şişip uzananlar, açlıktan uyanamayanlar.Hayat akıp gidiyor her zamanki saçmalığıyla. Karacaahmet'te yatan sadrazamlar, onların çürümüş kemiklerine değil taştan kavuklarına bakanlar.


Sevmiyorum bu ülkenin demokrasi iddialarını da , bunların koca yalan olduğunu minnacık menfaatleri ya da düşünmeyi reddeden beyinleri nedeniyle savunanları da. Hele içlerinde sevdiceklerim olmuyor mu zaman zaman ;her zamanki suskunluklarını unutup  düşüncelerini haykıran.Kollarımı kavuşturup kızgınlıkla bakakalıyorum satırlarında anlattıklarına. Öfkem sevgime yenik susuyorum ,içimde patlayan yanardağın lavlarını kaşık kaşık yutuyorum.


Bir şaşkın var inatla vefayı unutmayan tüm bu devinim içerisinde.Beni her aradığında sesindeki özlem ve vefayı merhem yapıp kanayan yerlere sürüyorum.Sıkıntılandığı zaman başörtüsünü, şovalyenin miğferini çekiştirip yüzünü örttüğü gibi çekiştirişini hatırlıyorum onunla konuşurken.Ağlayışını, gülüşünü, mahcup inadını, tüm zeki insanlar gibi kendinden emin olmayışının diğerleri arasında yerilişini,korkusunu...


Akışı da İstanbul kadar saçma bir yazı oldu bu ama tabiat ana gibi de doğal ve gerçek.

Tüm kalbimle onun bir daha hiç o kadar korkmamasını diliyorum.
Tüm kalbimle ;elimin , onun üzerinden uzak kalışı beni üzüyor
Tüm kalbimle;ona hak ettiği güzellikleri ve iyilikleri ve sabrı diliyorum..Allah'a emanet !.