veda etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
veda etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

20 Ekim 2020 Salı

MOR

 Bir varmış..sonra yok olmuş.

Farklı ama neden farklı olduğunu bilemeyen bir genç hanım bir ayağı başka kıtada öteki ayağı başka kıtada bir masal şehrine göç etmiş gelmiş. Aşkı da yaşamışa ayrılığı da, iyiyi de görmüş kötüyü de. Kendisine ait olanı kaftanı  için kah örtüsünü kah ruhunu değiştirip durmuş.E tabii büyümüş de o arada.

Derken evlenmiş.

Derken anne olmuş.

Ne yapacağı artık daha belirginmiş onun için çünkü ne yapamayacağı diye bir kategori oluşmuş. Annelik, insanın intihar etme özgürlüğü bile olmadığı bir mutlu hapishaneymiş aslında. Daha da güzeli için özgürlüğü feda etmekmiş kısmen de olsa.

İş hayatı da buna göre şekillenmiş. Çalışma saatleri düzenli, insanlara iyilik etmek üzere düzeni kurulu, herkes ona yabancı bir diyarda eteğini beline toplayıp canla başla var olmaya ,ruhuna en yeni mintanı oluşturmaya başlamış.

Bu, onun anne olmaktan sonraki en büyük mutluluğu olmuş.Oraya ait günler,anılarında hep mai kalmış.Aklı ve yüreği senkronize çalışan hızlı ve güçlü ekibin bir parçası olmak onu doyurmuş. Aldıkça vermiş,verdikçe almış.Bir damla iken başladığı seyahati ummana dönmüş. Farklılığı nedeniyle dahil olamadığı sosyal yaşam,bulamadığı dostluklar,edemediği sohbetler..insan yahu insan..hepsi oradaymış. O kadar mutluymuş ki yıllık izne dahi ayrılsa dönüp işe gidiyor ve her şeyin daha da iyiolması için  çabalayıp duruyormuş.

Sonra kara bulutlar birikmeye başlamış ülkenin üzerindeki gibi İddiaları aydınlatmak da olsa adım attıkları her yeri karartıyorlarmış.Bu şapşal genç hanım ve arkadaşları  mücadele etmişler. Çok zeki ve çok başarılıymışlar, var olmayı sürdürmeleri-onca yılın emeğine ve kurdukları kusursuz sisteme sahip çıkmaları olasıymış ama içlerinden biri ihanet etmiş onlara. Kara bulutların getirdiği kara prense bilgileri vermiş..sistemi açmış ve bu hem kurdukları o muhteşem sistemin,hem ekiplerinin,hem kendilerinin sonu olmuş.



Masalın sonrası hazin.

Genç hanım , güzel insanların katıldığı beklenmedik bir Gezi'ye dahil olmuş. Bu , onun felaketini hızlandırsa da hep mutlu ve gururlu andığı  zamanlarmış. Sen dizimizin dibinde oturmadın da Gezi'lere mi katıldın diyerek önce rüzgarın önünde yaprak gibi savurmuş onu kara prens ve avanesi. Sonra elinde ne varsa almışlar. Önceleri dibi yok sanmış atıldığı kuyunun..düşmüş düşmüş düşmüş..savrularak haykırarak düşmüş. ..ama kuyunun  dibi varmış.


Her kötü şeyin sonu vardır.


Onlardan ayrılan arkadaşları ise terfi üstüne terfi ile çıkmış çıkmış çıkmış ..dağların zirvesinin de sonu vardır.

Döngü.

Yıllar içinde birbirlerini bulup ,canlarını acıtan  mutlu anıları anmamaya çalışarak  görüşmeye devam etmiş kalan dostlar. Artık her biri  can yangısı cebinde mecburen başlatıldıkları yeni hayatların içinde var ve mutlu olmaya çalışıyorlarmış. Gülmeye, yardımlaşmaya devam etmişler. Hüzünlü tebessümleri zamanla kahkahaya çevirmeyi bile başarmışlar. Ama can yangılarının acısı  kırmızı imiş ve rengi hiç solmamış.

Bir gün...bugün...kendilerinden ayrılıp öteki ekibe kapıyı  açanın veda ettiğini duymuşlar.Hayallerine,hayal kırıklıklarına, dostlarına, düşmanlarına, evlatlarına, geçmişine ve geleceğine...

Onların hepsi iyi insanlarmış. Haklarını helal edip  eski arkadaşlarının yasını tutmuşlar.

Mai affetmiş koşmuş kırmızıya sarılmış.

Masal mora bürünmüş.





9 Ocak 2015 Cuma

2014'e Veda Mim'i!!

Şimdi bi tane çok tatlı Havva var hem eğlenceli hem zarif hem renkli hem sağlıklı beslenmeye teşvik eden hem minik mutlulukları kolayca bulmaya teşvik eden hem de duygusal bir blog olan Kedili Evin Tarzı'nın sahibesi.

O beni mimlemiş!
Ben çok seviyorum mimlenmeyi :)
Sevdiğim bir oyunu oynuyormuşuz gibi geliyor bana.

Buyrunuz Mim'in gereğini yerine getireliiim:

2014'e Veda Mim'i!!


1. 2014 yılının size kattığına inandığınız en önemli şey nedir? (İnsan, duygu, hayvan, kitap vs.)



Hiç tartışmasız Blog dünyası..Ben, asosyal ve konuşma özürlü biri olduğumdan yazmak kolay geliyor diye başladım. Gonca var  ya (Gonca'nın Renkleri)..o teşvik etti yaz diye. Sonra buradaki iletişimi,paylaşılanları,güzel insanlarını şaşkın şaşkın hayranb hayran tanıdım. Her tanıdığım blogda yeni bir gezegen keşfetmişim gibi , her tanıdığım yeni insanda yeni bir hayat formu bulmuşum gibi heyecanlandım ve yenilendim.Ben blog dünyasını çok sevdim.

Kitap:Tutunamayanlar ve Olric ile bir pencerem daha oldu bu dünyaya bakışta.Ama her kitapta bir renk daha katılmıyor mu  zaten?tek kitabı anmak haksızlıktı biraz aslında..

Bunların dışında öğğğ be böğğğ iğrenç bir yıldı ;bitti gitti ve buna çok sevindimm.






2. 2014 yılında yaptığınız ve sizi gururlandıran şey nedir?

Selin'in başarısı geldi aklıma hemen. Selin, çok istediği okula burslu girebildi ve bu göğsümün gururla şişmesine sebep oldu. Nehir,istediği bir okula girdi ve sihirli değnek değmişcesine olumlu yönde değişti her şey,her getirdiği haber ayrı gurur veriyor . Kızlarım...onlardan başka neye ihtiyacım var gurur duymak için?

Başkaaa?

Hah:  tam senenin sonunda yeni güzel dostlar edindim.Asosyalliğin kitabını yazmış biri olarak bu da beni gururlandırdı. Kendimle gurur duyuyorum :-p

3. 2014 yılında gerçekleşen ve sizi en çok üzen şey nedir?

Bunu buraya açıkça yazmam mümkün değilse de hastalıklar diyebilirim özetle. Değer verdiğiniz ve hayatınızda yeri olan insanların hastalıkları. İlk sırada bu var.

İkinci sırada işsizlik..çalışma hayatına deli gibi aşık olan biri için işsizlik her anlamda yıkıcı.

ve tabii ülkemin hali...Nazım'ın dediği gibi:beyler bu vatana nasıl kıydınız?

4. 2014 yılında kendi başınıza yaptığınız en büyük şey nedir?

Okyanusta bir tahta parçasına tutunup hayatta kalmış gibiyim. 
Aklımı kaçırmadım,kendimi kaybetmedim;yaşadığım ne olursa olsun hayatı ,dostlarımı ve ailemi hep çok sevdim. 

Buscaglia'dan sevdiğim bir söz

: severek yaşamak hayattaki en büyük meydan okumadır.

5. 2014 yılındaki en büyük pişmanlığınız nedir?

Hiç bir yaşananın sonu gelmedi ki kötü bitti deyip pişman olayım. Hayat ve umut hep devam ediyor.

6. 2014 yılında başınıza gelen ennn komik olay nedir?

Herkesin ingilizce konuştuğu o veli toplantısı . Rüyalarıma giriyo :-p

Peeeeekiiiiiiiii
Bir eğlenceli mim daha bitti
Havva'ya koooskocaman teşekkürler

Bi tanecim Sebuş'um

sizlerin de zamanı varsa bu mim'i cevaplar mısınız?




26 Kasım 2013 Salı

Adım Adım

Ya susmayıp ne edecektim?

Az sonra gülümsemeye hazır bir dudak kıvrımı baş gösterecekti..kendim bile öfkemi haksız bulacaktım. O yüzden susup yoluma devam ettim. Soğuktu, rüzgâr yaramaz bir çocuk misali, sanki kendisi de üşümüş de  ısınmaya yer ararcasına yakamdan içeri süzülmeye çalışıyor bu da omuzlarımı dikleştirip yürümeme neden oluyordu.

O kadar zordu ki eşiği yıllarca huzurun,sevginin,güvenin timsali olmuş kapının önünden son kez geçmek, camlarını sildiğim-elektrik arızasında koşturup tamirci aradığım yuvamın  içine girmeden - giremeden öylesine uzaklaşmak. Allah dağına göre kar verdiğine göre ben 5 Ağrı Dağı büyüklüğünde filan olmalıydım. Kişiler beş para etmezdi ama makamlar arşa değer vaziyetteydi. Ben de tutup kavga verdim. Hamsi köpekbalığına karşı. Hamsi 10 köpekbalığı 1.Skor bu. ..ama o bir belden aşağı vurmaktı, canım çok yandı.


Kızmak kolay elbette kadere,düzene,insanlara, filana falana...oysa ne bulduysak karşımızda, götürüp onu biz koyduk yolun ortasına. Kör bakıp çare bulamıyor insan. Kızmaktan vazgeçişim bu sebepten, öfkem haksız. Özlem haricinde ağır gelen birşey de yok zaten..

O da yazgıymış diyeceğim, hatamı bulup yinelememeye gayret edeceğim.


Ama bazen, siz neye ne kadar gayret ederseniz edin yaşamanız gerektiği için hayat koca çiviyi batırıveriyor ayağınıza. "Çamura saplansam yine gelir misin" diye sorduklarınız evet dese bile çamuru sıçratmamak adına kimseleri çağıramıyorsunuz yardıma...

Rüzgâr yağmurla arkadaş..saçlarımın ıslanmasını, yaşamayı hissetmeyi sevişim bu. Deniz, dalgalarına konsantre başka bir şeyle ilgilenmiyor..hayat kendi devinimine devam ediyor. Adımlarım,  10 yıl boyu hemen her gün yürüdüğüm büyük alan taşlarını arşınlıyor aşina basışlarla. Ancak hazır oldum vedaya, dudaklarım kıvrılıverdi yüzlerce anının artık solan renkleriyle üşüşmesine; hüznün ağırbaşlı suskunluğu yeni başlangıçlara açılan yelkenlerin  şişmesi ile kararsız.Kopmak mümkün değilse kopartacağız çaresiz..zaman o zaman!

Öyle sarhoş olsam ki ..diyen şarkı dolanıyor dilime.Gülümsemeyi başardığıma göre irin kesildi sadece kan akıyor yürekten.İyidir;taze kan gelir yerine diyorum. Umudunu kaybetme diyeni kırmak olmaz, umut ediyorum. Saçlarım bir kez daha uçuşuyor özgürce, karmakarışık ve bakımsız göründüğünü biliyorum..tıpkı bunun beni mutlu ettiğini bildiğim gibi.



Kötülük insanın ayağına dolanan  bir şeydir, zamanın adaletine inananlardanım ben. Şimdi soğuk ve ıslak rüzgâra eşlik eden o bildik şarkının ıslığı ile yürümeye devam edeceğim. Veda edilen alandan Ahrengelos'a varıncaya değin.

Köpekbalığı 1-hamsi 11....