2 Haziran 2020 Salı

Babalar Gününe İthafen (2010-/Kadıköy)-






Hani Truman Show diye bir film vardı, izleyeniniz oldu mu?Bazı sabahlar o filmi düşünmeden edemiyorum.Aynı saatte aynı  şeyleri yapıp aynı insanları görüyorum.Koca İstanbul köy gelmeye başladı bana. Her suratı biliyorum. Az sonra 12A gelecek, ardından 3 gelecek diyorum. Şoförlerini biliyorum, içindeki insanları biliyorum. Bak o esmer oğlan yine  terlik giymiş bu havada, bu kızın makyajı beni öldürecek, ya o yeşil şapkasının altına türban takan kız iki gündür yok  hasta mı acaba ..boyutuna gelmiş vaziyetteyim. Çevrenizdeki renklere-seslere-kıvrımlara iyi kötü hakim olduğunuzda algınızı  dış dünyaya yüksek yönlendirmiyorsunuz. Acil durumda haber ver bana dercesine kısık bir algı ile otobüsün camından bakıyorsunuz işe giderken.Daha çok iç ses  baskın oluyor.


Bu sabah aynı şeyler oldu ve ben havada yine o taze yaprak ve bahar kokusunu alınca gözlerimi kapatıp bir anlığına kendimi Trabzon'da hayal ettim. Şimdi sitenin önüne çıkmışım, yüzüm Akçaabat'a dönük, gözlerimi açsam..o mor dağları ve köpük köpük sahilleri göreceğim..gözlerimi açsam..yok ,İstanbul'dayım şimdi 3 numara gelecek. Derken , babam düştü gönlüme. Kaç ay oldu babamı görmeyeli. Bana onay ve şefkat ile bakan gözlerini özledim.Ahir ömürleri gelmiş, ben İstanbul'da  onlar Trabzon'da. Bir düşmüşlerini kaldırmıyorum hiç hayrım yok. Şimdi orada yaşıyor olsam işi asar babama bir sürpriz yapardım "seni özledim" der düşerdim yanıbaşına çiğ damlası gibi ufak ama parlak.Balıkçı kulübesinde beklerdim denizden dönüşünü... filan modundaydım ki otobüs geldi bindim.


 Ellerim dolu, çocukların küçülmüşlerini Yaprak'a vereceğim. Yaprak'ı bilirsiniz aslında.Birkaç sene önce şu ses yarışmalarında bir sarı çingene kız vardı.Yaprak o.Yarışma bitti, sokaklarda çiçek satıyor. bebekleri var, ona getireceğim koca poşeti. Derken günün bu kadar alışılagelmişliği içerisinde , otobüste ardımda oturan 55 yaşlarındaki iki hanımın , aslında yavaş sesle yapmaya çalıştıkları konuşmalarına ister istemez misafir oldum. Gözlerimde güneş gözlüklerim boşluğa bakar gibi kımıltısız o sohbetin akışında sürüklendim.

Anneler gününden nefret ediyorum diyordu biri diğerine usulca ve isyankar .Ben anne diyemiyorum ben baba diyemiyorum oysa tüm vitrinler anne baba diyenler için. Anne sözü ağzımdan çıkmayalı seneler oldu, annesizim  annesizim.Bu yaşta da olsa annemi çok özlüyorum.

Cümlesi sessiz bir hıçkırıkla kesildi.

Diğeri  bu açılan kapıdan  tutamadığı özlemleri koyverdi.


Babamı toprağa vereli 2 sene oldu.Öyle özlüyorum ki onu. Baba desem bir kerecik daha sıcak olsa bedeni baba desem sarılsam ona. Hep  yattığımda onu düşünüyorum  o buz gibi toprağın altında üşüyor mudur? Düşünmemek lazım böyle biliyorum ama baba..babacığım

Kadın hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladı. O kadar yürek yangını , o kadar sessiz  bir ağlayıştı ki.O kadar uzun zamandır biriktirdiklerini koyvermiş o kadar çaresiz...o kadar yetişkin, o kadar çocuk ağlaması...

Babam ve çocuklarım

Ben halen güneş gözlüklerim ile boşluğa bakar gibi kımıltısız oturuyordum ama artık benim de gözlerimden yaşlar süzülmeye başlamıştı. Elimde değil, onca senenin korkusu."Gurbet, adın kötü" demişler.Hakikatten kötü ayrılık. Her seferinde "ya bir daha göremezsem" diye uçağa bindiriş ama korkudan bunu asla dile getiremeyiş.

Sabiha Gökçen-Babam Trabzon'a dönerken. Ayrılırken son bir bakış.
Diğer kadın "anneler günü diye şimdi bana hediye alacaklar diye okula gitmek bile istemiyorum.Çocukları kırmak da istemiyorum.Oysa ben anne diyemiyorum " dedi ve o da sessiz sedasız ağlamaya koyuldu.


Kadıköy'e indik.
İki gözüm iki çeşme.Felaket vaziyetteyim.

Yapılacak en son şeyi yaptım.

Babamı aradım.
Balıktaymış tahmin ettiğim gibi
Karadenizin yer mavi gök mavi sonsuzluğunda mutlu bir nokta halinde gönlünü derliyormuş.
Baba..dedim sonra koyverdim kendimi.
Özlem korku çaresizlik yalnızlık ...çok özlem çok uzakta oluş
Tutamadım işte
Anladı
Yüreği dayanmadı kapatıverdi telefonu.

Ablamı aradım bak böyle oldu diye
Babamı ara merak etmesin yok kötü bişi diye
Babamı aramış
Babam uçak bileti almak için kıyıya dönüyormuş
O orada baba diye ağlarken ben burada duramam 3 günlüğüne olsun gideceğim kızıma demiş


Yaş onda 73 bende …
Ne fark eder
Ben halen babasının küçük kızıyım
O halen çocuğunun üzerine titreyen bir vazgeçilmez ilk aşk

* * *

Bu babalar gününde de onun sesini duyabilmek ayrıcalığını veren Allah'a binlerce şükür.

Bazı sevgiler sonsuzluk içeriyor.