Sayfalar

7 Nisan 2015 Salı

Okyanus Balığı


-"Ben lezbiyenim"..dedi
-"Ben nişanlıyım" deyiverdim girdiğim şokla şaşkın .
  
  Baktık birbirimizin yüzüne

-"Salak" dedi
-"Evet galiba" dedim tepkimden az utanmış


Gülmekten yerlere yattık..öyle başladı dostluğumuz.

Gençliğin heyecanı ile kendimi Kaf Dağının tepesine layık gördüğüm gerçekte ise paspas olmaya layık olduğum yıllarımdı.Zor-şer bulduğum işte önemli tecrübeler edinme fırsatım olacağına inanıyordum, TRT'de edindiğim birikimleri doğru kullanmayı önemsiyordum filan. Derken, patronun eşinin kuzenini işe aldıklarını ve benimle çalışacağını  öğrendim. "J" iş yerine geldiğinde sıcak davranmaya çalışsa da davranışlarındaki dengesizliğin aslında bildiğimiz panik duygusundan kaynaklandığını anlamam zor olmadı.

Yurt dışında prensesler gibi yetiştirilmiş zengin bir ailenin kızıydı. İdealist yılların, hayattan kopuk yetiştirilmenin etkisi ile bir hamam tellağının oğlu ile ailesinin izni olmadan evlenmiş, yaşadığı sayısız hayal kırıklığı boşanmaya ve ailenin yanına"süklüm püklüm" dönüşe sebep olmuştu. Türkçeyi 12 yaşından sonra şöyle böyle öğrendiği için yarım yamalak biliyordu ve tüm sıkıntısını mavi saçlı bir kızın baş rolünü oynadığı bunalım ötesi bir senaryoda dile getirerek rahatlamaya çalışıyordu.


Şişe dibi gibi kalın gözlüklerinin arkasındaki gözlerin keskin bakışı dudaklarındaki yumuşacık tebessümle bir hayli zıttı.Bana neşeyle uzattığı elini sıkarken , benim de diğerleri gibi yüzeysel inceleme ile geçiştirmemi umduğunu okudum o gözlerde. Biraz tedirgin ama en az onun sahte tatlı gülüşü kadar sahte tatlı bir gülüşle selamladım onu.Salağa yatmamı istiyorsa bana uyardı..hayatımı düzene koymak istiyordum ve patronun eşinin kuzeni ile didişmek en son istediğim şeydi.

Zamanla harfleri kelimelere, kelimeleri cümlelere tamamlayarak anladım ki kucağında bir çocukla baba evine dönmenin, özgürlükler ülkesinden cezalı olarak çıkıp kurallar ülkesinde üstelik bu kez esir olarak yer almanın büyük çılgın sıkıntısını yaşıyordu.Aile kuralları net ortaya koymuş, bundan sonra belirtilen çizgilerin ötesinde bir şey yaşayamayacağını katı bir dille belirtmişti. Oysa o çiçek kızdı...


Her gün gümüşlerin parlatıldığı , yemek servislerinin uşaklarca yapıldığı evden kaçmış çöllerde sevişmenin nasıl olacağını merak ettiğinde sevgilisi ile çöle gidecek kadar çılgın ve özgür bir yaşamı seçmişti. Şimdi ise kanatları kırık, anne olmanın mecburiyetleri ile hapisti.

Aramızdaki 40 kilitli kapılar zamanla açıldı ; biraz mecburiyetten biraz delirmemek için biraz da zamanla güvendiği için anlattı yaşamını bölük pörçük. O kadar aykırıydık ki birbirimizden, o kadar zıttı ki hayata ait doğrularımız, o kadar uyuşmazdı ki alışkanlıklarımız birbirimize güven perçinlendikçe birbirimizden ayrılamaz hale geldik.


Bir gün onu Özel Halk Otobüsüne bindirdim. 29-30 lu yaşlarının başındaydı. Rafting yapıyormuşcasına heyecanlı çığlıklar atmaya başladığında ne yapacağımı şaşırdım. Yanındaki kadının onu sıkıştırmasına karşılık olarak "ne yapmamı istiyorsunuz beni itmeden anlatın anlayabilirim" diyordu sakince . Herkes reklam filmi filan mı çevriliyor diye kamera aramaya başladığında zor şer indik otobüsten.Sonradan, hayatında ilk kez belediye otobüsüne bindiğini öğrendim. Bu, uzun yıllar en heyecan verici-inanılmaz deneyimi olarak liste başı kaldı onun için.Doğumgününde babası Tarabya'dan ona ev aldığında da ben dumur oldum, annesi gıcır gıcır bir Ford arabayı doğumgünü hediyesi olarak verdiğinde "biz ayrı dünyaların insanlarıyız kızım" diyerek bastım kahkahayı.. tam o da o gün işte...tam da o gün iş çıkışı arabayla gezmeyi teklif etmişti, ben tamam demiştim.Tarabya sırtlarında bir yere park ettiği arabada bangır bangır U2 /One dinliyorduk .O göz yaşları içinde ağlıyordu çünkü ana dili ingilizce idi ve ne dediklerini anlıyordu ben ise ritmin zenginliğinden memnun ellerimle tempo tutmakla yetinip onu sinir ediyordum filan...derken birden bana döndü ve :

-"Ben lezbiyenim" deyiverdi.
-"Ben nişanlıyım" ..dedim

Kapalı düşüncelerde bir ailede yetişmediysem de ortalama anadolu kültürü baskın olandı bu tür konularda. Ona ne demem gerektiğini bilemedim. Ona kızmalı mıydım onu da bilmiyordum. Yalnızlığı, sürdürmeye çalıştığı hayata bir yandan da kahramanca direnişi,kimsenin görmediği anlarda çaktırmadan siliverdiği gözleri zaten hep yufka olan yüreğimin tüm kapılarını ona ardına kadar açmama sebep olmuştu ama lezbiyendi yani aman Allah'ımdı şimdi ne yapmalıydım? Az evvelki konuşma yaşanmamış gibi lafı ordan burdan dolandırdıysam da gayet net ve sert bir tepki ile "sana lezbiyenim dedim" dedi. 

Sustum.

-Seninle dost olmak üzereyiz...bilmen gerektiğini düşündüm. Bir de senin için ne derece önemli bilmiyorum ama ben müslüman değilim..ailem bunları bilmiyor.

-E bi yavaş gel ha..dedim paniklediğim ve sinirlendiğim her zaman olduğu gibi dilim tamamen Trabzon yerel lehçesine dönmüş halde.


-Trabzon denen yerin bi köşesinden gelmişsin ama şaşırtıcı bir şekilde hayatı-insanları olduğu gibi yargılamadan kabul edebiliyorsun. Sende böyle bir sığınak bulabileceğimi hiç düşünmemiştim.Dost  kalmak ve açık olmak istiyorum ..dedi. 

Birbirimizin yüzüne değil arabanın ön camından ileri bakıyorduk. Ben suskun,düşünceli idim.


-Dost muyuz ..dedi bir süre sonra.
-Anneni ekip bi gün sizin evde başbaşa parti yapacaktık ya...unut o işi..dedim .
-Tipim diiilsin dedi uzun zamandır ilk defa neşeyle kahkaha atarak.
-Üzgünüm ama buna çok sevindim dedim içtenlikle ellerini elime alıp sevgiyle sıkarak.

Öyle başladı anaforlar içinde kusursuz akustiği dostluğumuzun.

Annesini ekip evde parti yapmadık hiç bir zaman :))

Bir arada kaldığımız her günün her anında kalplerinin kapısı güvenle aralanmış iki iyi dost olarak yaşadık.

Sonra..

Bir gün, oğlunu yanına alıp herkesi ve her şeyi ardında bırakıp kendini ait hissettiği insanların yanına, bir başka ülkeye gitti kimseye haber vermeden.

O bir okyanus balığıydı ... akvaryumda daha fazla yaşaması mümkün değildi. Her gün yokluğunu özlemle hissettimse de onun adına yaşadığım rahatlama ve sevinç özlemlerimi de ondan tek satır haber almayışımın verdiği kırgınlığı da bastırıyordu.

Yıllar yıllar sonra, geçenlerde bir gün facebook'ta bir mesaj aldım ondan:

-"Hala tipim değilsin ama seni çok özledim...o günlerde sana layığı ile teşekkür edememiş olabilirim ama bilmeni istiyorum ki nefes alabilmemi ve yeniden kendim olmayı cesaretle denememi sana borçluyum.Elveda..."



BİR


Daha iyiye mi gidiyor, yoksa aynı mı hissediyorsun? 
Senin için herşeyi kolaylaştıracak mı bu, şimdi suçlayacağın biri var? 
Diyorsun ki bir sevgi, bir hayat, tek bir şeye ihtiyaç duyunca gece. 
O tek bir sevgi, paylaşmamız gerek 
Seni bırakır gider, eğer önemsemezsen. 



Seni hayal kırıklığına mı uğrattım yoksa ağzında kötü bir tat mı kaldı benden? 
Hiç sevgiye sahip olmamış gibi davranıyorsun ve benim de sahipsiz bir şekilde gitmemi istiyorsun. 
Artık çok geç bu gece geçmişi günışığına çıkarmak için 
Biz biriz fakat aynı değiliz 
Birbirimize destek olmamız gerek.. destek olmamız.. bir.. 



Buraya af dilemek için mi geldin? 
Ölüleri diriltmeye mi geldin? 
İsa'yı oynamaya mı geldin kafandaki cüzzamlilara? 
Çok şey mi istedim, çok fazladan daha mı fazla? 
Bana hiçbir şey vermedin şimdi elimdekilerin hepsi bu.. 
Biz biriz fakat aynı değiliz 
Birbirimize acı veriyoz ve bunu tekrarlıyoruz 



Diyorsun ki 
Sevgi bir tapınak 
Sevgi daha yüksek bir kanun 
Sevgi bir tapınak 
Sevgi daha yüksek olan kanun 
Benden girmemi istiyorsun ama daha sonra süründürüyorsun 
Ve sende olana daha fazla dayanamıyorum 
Tüm sende olan acı iken.. 



Bir sevgi, bir kan, bir hayat.. yapman gerekeni yapman için.. 
Bir hayat beraber: kız kardeşler, erkek kardeşler 
Bir hayat fakat aynı değiliz 

Birbirimize destek olmamız gerek.. destek olmamız.. bir..

ONE

Is it getting better 

Or do you feel the same 
Will it make it easier on you now 
You got someone to blame 
You say... 

One love 
One life 
When it's one need 
In the night 
One love 
We get to share it 
Leaves you baby if you 
Don't care for it 


Did i disappoint you 
Or leave a bad taste in your mouth 
You act like you never had love 
And you want me to go without 
Well it's... 


Too late 
Tonight 
To drag the past out into the light 
We're one, but we're not the same 
We get to 
Carry each other 
Carry each other 
One... 


Have you come here for forgiveness 
Have you come to raise the dead 
Have you come here to play jesus 
To the lepers in your head 


Did i ask too much 
More than a lot 
You gave me nothing 
Now it's all i got 
We're one 
But we're not the same 
Well we 
Hurt each other 
Then we do it again 
You say 
Love is a temple 
Love a higher law 
Love is a temple 
Love the higher law 
You ask me to enter 
But then you make me crawl 
And i can't be holding on 
To what you got 
When all you got is hurt 


One love 
One blood 
One life 
You got to do what you should 
One life 
With each other 
Sisters 
Brothers 
One life 
But we're not the same 
We get to 
Carry each other 
Carry each other 


One...lifeis it getting better 
Or do you feel the same 
Will it make it easier on you now 
You got someone to blame 
You say... 

One love 
One life 
When it's one need 
In the night 
One love 
We get to share it 
Leaves you baby if you 
Don't care for it 

Did i disappoint you 
Or leave a bad taste in your mouth 
You act like you never had love 

And you want me to go without 
Well it's... 




Too late 
Tonight 
To drag the past out into the light 
We're one, but we're not the same 
We get to 
Carry each other 
Carry each other 
One... 




Have you come here for forgiveness 
Have you come to raise the dead 
Have you come here to play jesus 
To the lepers in your head 




Did i ask too much 
More than a lot 
You gave me nothing 
Now it's all i got 
We're one 
But we're not the same 
Well we 
Hurt each other 
Then we do it again 
You say 
Love is a temple 
Love a higher law 
Love is a temple 
Love the higher law 
You ask me to enter 
But then you make me crawl 
And i can't be holding on 
To what you got 
When all you got is hurt 




One love 
One blood 
One life 
You got to do what you should 
One life 
With each other 
Sisters 
Brothers 
One life 
But we're not the same 
We get to 
Carry each other 
Carry each other 




One...life 














-

33 yorum:

  1. Ne kadar ilginc deneyimlerin var :)

    Seninkine bakinca benimki pek yavan kalmis:)

    Iyi bir insan,iyi bir arkadassin..Sevgilerle...

    Bulustunuz mu sonra merak ettim.Hayatinda neler olmus? Biliyorsan yaziver :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Şule, ilginç deneyimlerim var sanırım evet :-)
      Umarım iyi bir insan ve iyi bir arkadaşımdır..bazen geriye baktığımda insanların bana çok sabırlı olduğunu düşünebiliyorum.
      Bir daha görüşmedik, o mesajdan sonra bir daha haber de almadım. Kanada'da ve ABD de yaşıyor.Oğlu, kendisi gibi uzun boylu sağlam bir delikanlı olmuş (ben tanıdığımda bebecikti resmini görünce çok duygulandım) Sevgilisi olan kız arkadaşı ile birlikte resimleri vardı sanırım onunla yaşamaya devam ediyor. İletişime devam etmek istemedi..ona çok güzel şeyler anımsatmıyor olmalı benim varlığımla birlikte geçen günler.Ailesi reddetmiş..bir de onu biliyorum.

      Sil
  2. Ha ha ha Kadriye, senin pozlar çok iyi de arka plândaki bacımız zor durumda kalmaz inşallah:-)

    Şaka bir yana, o şarkıyı çoooook severim, çoook...

    Arkadaşın da en iyisini yapmış, özgür ruhlar hep özgür kalsınlar. Ben de özgür ruh olmak isterdim ama hizmetçi ruhuma ters düşüyor anacım:-) Özgür ruh olmak ixin fazla nazikim hem de, hem naaik hem özgür olunmuyo:-)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Handan o resimleri Nehir ardarda çekti durdu arka plana bakmadıktı eğlencenin dibine vurmuşken :-)
      Arkadaşım , en azından kendisi için en iyisini yaptı evet.. sen hizmetçi ruhunla mutlusun o özgür ruhu ile. Önemli olan mutlu olmak değil mi?Sebep sonucu değiştimiyor ki..

      Sil
  3. çok güzel başlamış ama sanki bitmemesi gereken yerde bitmiş gibi.. İnsanın kendini bulması vazgeçilemez. hele bi U2 şarkısıysa eşlik eden

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sevgili Cam Misket,

      Bitmesi gereken yeri belirleyebilme şansım olsaydı o macera -yaşanmışlıklarla akıp giderdi. Lakin hayat ve seçimlerin sarmal dünyasında ben sadece ayna görevindeydim sanırım o yıllarda.
      Ve sen de mi u2 seviyorsunn???? Cidden mii?

      Sevgilerimle

      Sil
    2. dinliyordum lise zamanlarında bi ara radıoheade kaydım. ara ara dınlerım u2 hala efssaaanee ^_^

      Sil
  4. işte geliştirmen ve hikayeye dönüştürmen gereken yazının kapsülü!
    kadriye burada yaz ama en çok evde yaz lütfen,lütfen!
    farklısın ve iyi yazıyorsun,hayal ettiriyor merak ettiriyorsun:)
    sevgiler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Havva,

      Sen,çoğu zaman gidip gidip dönme sebebimsin.
      TDK anlamıyla değil, gönül diliyole:teşekkürler ve sevgiler...

      Sil
  5. Ne desem ne desem...
    iyi ki asılmamışım sana "-Ben evliyim" diyiverirmişin mazallah
    Aslında tipimsin de biliyor musun? :)))

    Korkma korkma bir şey yapmıcam. sadece çiçek çocuklara hippilere baya bi ilgim vardı bir aralar.
    ondan bahsetmek için geldim. Hoşuma gidiyor böyle iç sesinin peşinden giden rahat insanlar.

    Aslında neler hissettiğini az çok anlıyorum. Benim de başıma gelmişti. Nişanlı da değildim "arkadaşız biz"lerle
    geçiştirdiydim. Gerçi o direk asılıyordu, hele sarhoşken... Seninkiyse tercihini açıklamış sen infaz etmişsin anında :)


    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ikıntı selam,
      demek bir karış boyu olan göbekli tosbişleri seviyosun hımmm derdim sana şimdiki yaşımda
      O zaman çok gençtim panik mizahın hayli önündeydi :)

      Senin de başına geldi ha?Üstelik benim arkadaşım gibi seçimlere ve kişilere saygılı da değilmiş..hımmm..bak bu ilginçti gerçekten.

      Sil
    2. Göbeğini, boyunu görmedim. gördüğüm: hayata geniş bir açıdan hoşgörüyle bakan, çok güzel gözleri olan çok güzel gülen hoş bir kadın (kur yapmıyorum.... bilemiyorum aslında, yapıyor da olabilirim kafam biraz karışık) :)))

      Olgunlaşmadan (18-30 arası genellikle) eşcinsel olan, bu deneyimleri yaşayan kişiler, heteroseksüel hemcinslerini ayartmaya çalışmak gibi ergenimsi hatalara düşüyorlar maalesef. Kötü biri değildi ama o da biraz böyleydi.

      Sil
  6. İlginç bir durum olmuş. Bundan bir 20 sene öncesi sanırım. Bilemedim. Güzel bir hikaye, ya da deneyim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bahçe Perim merhaba,

      25 sene öncesine ait bir anı bu.Gerçek olduğu için anlatılanlar, sonu böyle bitti.Bir kurgu olsa Kadriye ve J" hep bir arada dostlukları ile yaşasınlar isterdim...

      Sil
  7. O hatun için sevindim valla gecenin bu vakti :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Başkalarının mutluluğu ile gönlünü sevindirebilen özel bi kadınsın sen.
      Belki de o yüzden bu kadar çok seviyorum seni.

      Sil
  8. insanların seçimlerine saygı göstermek en güzeli,
    her insanda kendi bağımsız tercihlerini yaşayacak cesaret yok ne yazık ki..
    hayat ne tuhaf bambaşka kıyılara bırakabiliyor insanı..

    ve şarkıı en sevdiklerimden çok güzel..:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ön yargıların kıskaçları kuvvetli, kurtulabilmek için ya iyi bir bilgi birikimi ile cesaret ,ya dağlar gibi bir yürek ya da benim yaşadığım gibi tesadüfler zinciri gerekiyor sanırım.
      Bırakıldığım kıyıları hep sevdim ben.

      Şarkı evet, hala en sevdiklerimden ve hala dinlerken Tarabya sırtlarında o mavi ford arabanın içinde hissederim kendimi.

      Sil
  9. Sevgili Kadriye,
    Nasıl iyi geldiysen dostlarına, dökülüvermişler sana... Havva'ya katılmamak elde değil. Gerçekten çok güzel yazıyorsun! Gerçi yazdıkların yaşadıkların olduğu için, çok güzel yaşıyorsun-yaşamışsın demem gerek ama. :)

    Farklı hayatlar, insana derinlik katıyor gerçekten. Arkadaşın adına çok sevindim, akvaryum çekilmezdir çünkü...
    Sevgilerimi yolluyorum sana!

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Akvaryumları sevmeyecek ve onaylamayacak kadar kıvrımlı ruhlara sahibiz biz sanırım Ersin. O kadar güzel bir yorum yazmışsın ki okumaya doyamadım dersem bana inan.

      Sahiden çok teşekkür ederim ve sevgiler benden sana koooskocaman :))))

      Sil
  10. yine harikasın bu dramatik yaşam öyküsü ile resimleri bir bütün olarak algıladığımda gülsem mi hüzünlensem mi bilemdim ama gülmeyi tercih ettim:))
    çok tatlısın benim can arkadaşım...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. REesimler komik olmuş di mi Sebuş :-)
      Sen benim resimlerimdeki detayları yakalıyorsun hep, bir kere de yazlık için gittiğimiz yerdeki çay bahçelerinin sandalyeleri manyak bi yeşil olduğu için orayı seçtiğimi fark etmiştin.
      Bayılıyorum sana hatun kişi
      Mersi :)

      Sil
  11. Hani derler ya "hayatımı yazsam roman olur" diye... Hiç boşuna demesinler öyle onlar... Sen yaz yeter o romanı ;)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Şebnem, sonra beni tanıyan biri okur ve der ki aman Allah'ım o hiç konuşmayan kenarda köşede duran kıytırık kadın mı yazdı bunca satırı :-))) ayyyyyy hayal ettim bayıldım hayalime vallahi gönlümü coşturdun çok teşekkür ederimmmm

      Sil
  12. Yaaa valla havvaya katiliyorum. Bak kitap cikaracak insansin sen.
    Off felaket bi deneyim:) ama dostlugun sicacik tebrik ederim senu.
    Kadraja giren kizi once konudaki kiz sandim *-*
    Oyle cikmis ki sanki haberi var gibi:)
    Arkadasin insallah mutludur.
    Ne hos bi hikayeydi :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sevgili canım başkan,

      Arkadaşım ,ben de umarım ki çok mutludur.
      Ardında bıraktıkları, herkesin ardında bırakmaya cesaret edemeyeceği şeylerdi.
      Kadraja giren kız konsepte pek uygun olmuş sonradan ben de çok güldümmmmm :)))))))

      Sevgiler

      Sil
  13. Şu ortalama anadolu kültürü/ kafası bende de mevcut, toparlamaya başladım ama :p Ben şunu önemsiyorum: Benden farklı olana sırf başka düşünüyor ya da yaşıyor diye negatif bakmamak, kapıları kapatmamak. Ama her şeyler taban tabana zıt, farklı olunca arada belli belirsiz bir sınır, bir şey oluyor. Olmalı da. Mağdur etmeden, mağdur olmadan öteki olabilmek diye bir şey okumuştum yakında , onun gibi...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sevgili N.Narda,

      Tam da bu işte: mağdur etmeden mağdur olmadan ötekiolabilmek. Hala deneyimlediğim hala öğrenmeye çalıştığım bir şey bu ama ötekileştirilmenin coşkun sular gibi aktığı günlerde gönlümdeki hoşgörünün gittikçe azaldığını hissediyor olmak beni üzüyor.Ortalama anadolu kültürü iyidir:özümüz sözümüz güzel bizim yaaa :-))

      Sevgiler

      Sil
  14. Bir de tecrübeler gerçekten ilginç :) Şarkı da güzel .

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Şarkı, "J" olmasa kolay tanışmayacağım bir şarkı. O yıllarda Julio İglesias ve Sezen gibi klasik şeylere takılıyordum arada da Orhan dinliyordum.Tam dengesiz ve mutlu ikizler burcuyum ben :-)))

      Sil
  15. "tipim değilsin" demiş yaa işte o anda bende de bi rahatlama bi rahatlama nolduysa bana :))))) Kimse kimsenin hayatına tesadüfen girmiyor...
    Sevgiler Kadriye...bence de şahane yazıyorsun :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bastım kahkahayı Sertaç :D )))))))))) Hem de en kocamanından :)))
      Demek "tipim değilsin" deyince rahatladın sen de he?
      Aklıma değil yüreğime güvendiğim günlerdi..iyi ki de öyle yapmışım diyorum şimdi.

      Umarım gerçekten güzeldir yazdıklarım..daha evvel de dedim ya, arada ardımdan itelemeye ihtiyaç duyan mahçup bir yanım var bu konuda.Teşekkürler ve sevgiler sana

      Sil
  16. Benim de kendini kadın gibi hisseden bir arkadaşım vardı. Erkekti ama erkek gibi konuşmuyor inceltiyordu bazı heceleri, erkek gibi eli kolu ayrı yürümüyor kapamaya çalışıyordu hoşlanmadığı bedenini. Yakışıklıydı aslında ama kadınlardan hoşlanmıyordu işte. Ailesinden gizledi durumu, evlen baskısıyla başa çıkmaya çalıştı yıllarca. Yaşamak istediği hayatı buralarda yaşaması zordu ama kaçıp özgürleşmeyi değil, kalıp bastırılmayı seçti.

    Dili geçmiş zaman neden kullandım bilmiyorum. Belki artık başka şehirlerde yaşadığımızdan...
    İnsanın kendi bedeni ile kavga etmesi kadar zor olan bir şey var mı, vardır elbet.

    YanıtlaSil