Sayfalar

24 Şubat 2021 Çarşamba

Kazanan Yalnızdır , Paulo Coelho



 İzmir kadar özel bir kadın olan sevgili Gonca (tık) bana koca bir kitap kolisi yolladı yüzüm gülsün diye. 


Beni, blog dünyasına iteleyen de odur he... Gonca bi tanecik tatlı ve naif bir dost.


Kitaplardan ilk okumak istediğime bi türlü karar veremedim çünkü birini bırakıp birini elime almaktan başım döndüydü. Gözümü kapatıp birini seçtim.

“Kazanan Yalnızdır” çeviride hiç sevmediğim bir anlatım dili kullanmış. Bitaraf. 

“ İgor’un bütün bunlardan haberi yok. Festivale ilk gelişi” gibi.  Yine de bunu  göz ardı ederek gittikçe içeri çekip  sonunu merak ettiren kitabın akışına bıraktım kendimi büyük bir zevkle. 

Kitapla ilgili aklımda kalanlar ve söyleyeceklerim:


“Süpersınıf” diye bir terim üretmişler. Terim üretilmesini seviyorum.  Üst tabakadaki insanlar, akış, dünyanın bir ucundaki yaşayışta önem sıralamasının farklılıkları, basit olanın güçlü oluşu, kader ve bir çok teknik ayrıntı hakkında bilgi sahibi olup düşünmemi sağladı kitap. Özellikle uçak modunun aslında gerekli bir şey olmadığı ve uçak firmalarının , uçak koltuklarına telefon monte edip bunların kullanılmasını sağlayıp para kazanmak arzusu ile uydurdukları bu masaldan geri adım atılmadığı için “uçak kalkmadan telefonlarınızı kapatın ya da uçak moduna alın” anonsunun sabit kaldığı iddiası komik ve ilginç geldi.İnsanı yaşatabilmenin /var edebilmenin ne az yolu varken insanı yok etmenin/öldürmenin ne çok yolu olduğunu düşündürdü. “Olasılıksız” ve “ Şibumi” deki gibi, bir çakıl taşının yerini değiştirdiğinizde evrende / evreninizde akışın tamamen değişebildiğini hatırlattı.

Kazanan değil kaybeden yalnız kalır sanmıştım..

Aşağıda alıntısını yaptığım martı-fare kıssası, neleri düş saydığım konusunda kendimi sorgulamama neden oldu.

Onu sevdim, bittiğinde  yeni bir kitaba başlamadan önce kitabı tekrar düşünmek için kendime bir gün izin verdim.


Kitaptan Alıntılarım:


 İsa öğrencilerine şöyle dedi: “Ne yiyeceğiz?”  Diye canınız için, “Ne giyeceğiz” diye bedeniniz için kaygılanmayın. Can yiyecekten, beden giyecekten daha önemlidir. Kargalara bakın! Ne eker, ne biçerler: ne kilerleri ne ambarları vardır. Tanrı onları doyurur. Siz kuşlardan çok daha değerlisiniz! Hangi biriz kaygılanmakla ömrünü bir anlık uzatabilir? Bu küçücük işe bile gücünüz yetmediğine göre öbür konularda neden kaygılanıyorsunuz?Zambakların nasıl büyüdüğüne bakın!Ne çalışırlar ,ne iplik eğirirler.Ama size şunu söyleyeyim, bütün görkemine rağmen Süleymen bunlardan biri gibi giyinmiş değildi…Luka 12:22:27

Moda aslında “ben sizin dünyanızdanım. Sizin ordunuzla aynı üniformayı giyiyorum onun için beni vurmayın” demenin bir biçimidir.


Martı plajın üstüne uçarken bir fare görmüş. Hemen alçalıp fareye sormuş: “Kanatların nerde senin”. Her hayvan kendi  dilini konuşur.O yüzden fare soruyu anlamamış.Karşısındaki yaratığın gövdesine takılı o iki tuhaf iri şeye bakıp” bir hastalığı olsa gerek” diye düşünmüş. Farenin kanatlarına baktığını gören martı” zavallıcık” diye geçirmiş içinden.”Bir takım canavarların saldırısına uğramış herhalde;hem kulaklarını sağır etmişler hem kanatlarını alıp gitmişler.”Fare için çok üzülen martı, hayvancağızı gagası ile tutmuş göklerde bir gezintiye çıkartmış. Ama göklerde uçarken “evini özlemiştir belki” diye düşünmüş ve fareyi büyük bir özenle yere indirmiş. Aradan aylar geçmiş, farenin yüreğine bir hüzün çökmüş;yükseklerden baktığında ne kadar engin ve güzel bir dünya gördüğünü anımsamış.Gelgelelim zamanla yeniden sıradan bir fare olmaya alışmış, yaşadığı o mucizenin düşten başka bir şey olmadığına inanmaya başlamış.

Büyük öğretmenlerin söylemiş olduklarına odaklanmak yeterli değil; Tanrı’nın yardımına ihtiyacı var.

Bir Arap atasözü ;” çocuklarına kanat ve kök verenlere şükürler olsun” der.

Ayna mükemmeli  yansıtır; hiç hata yapmaz , çünkü düşünmez. Düşünmek, hata yapmak demektir.

Moda altı ayda bir kendini yenileyebilir, ama bir tek şey hep aynı kalır; fedailer hep siyah giyer.

10 yorum:

  1. Yanıtlar
    1. N.Narda,

      Dönsün bence de piliiz :-))))))))))))))))

      Sevgiler

      Sil
  2. ne yazık ki celal üster de benim tarzını sevmediğim bir çevirmen :(

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. SevKoz,

      Vallahi çevirmen roman kadar önemli...

      Sevgiler

      Sil
  3. alıntılar çok manidar, ne güzel anlatmışsınnn dikkatimi çekti maimm:)
    sevgiler..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Maviye İz Süren'im,

      Alıntıları neye göre seçtiğimi düşünüyorum bazen. Aynı kitabı seneler sonra okuduumda yaptığım alıntılar farklı oluyor.

      Beğendiğine çooook sevindim

      Sevgiler

      Sil
  4. Fare Leylek kısasını çok sevdim düşününce hepimiz kendi açımızdan bakıyoruz insanlara onun yerine koyamıyoruz kendimizi maalesef. Fazlalığını görünce kıskanıyoruz eksikliğini görünce halimize şükrediyoruz sonuçta yiyeceğimiz bir lokma ama insan beşer demişler. Hülya

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hülya,

      Yiyeceğimiz bir lokma ama kuru ekmek mi olsun ballı lokma mı olsun kısmı var. Eksiği eksik görüp hoşgörüyle karşılamak, fazlayı fazla görüp kendini bilmek zor olan sanırım.

      Sevgiler

      Sil
  5. Moda ile ilgili olan alıntı o kadar güzel ki. Hakikati resmen yüzümüze çarpıyor. Farklı bir kitap önerisi olmuş. Emeğine sağlık. Saygılarımla. Vesselam...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Meczup Yazar,

      Di mi...ben de o kısmı düşündüm sonradan pek çok. Düşünceni paylaştığın için teşekkürler

      Sil