Yunan mitolojisinde Sisifos'un öyküsünün, zamanla eklenen süslemelerle çoğu birbiriyle çelişkili birçok versiyonu vardır, fakat tüm öykülerin kesin ve ortak tek noktası olayların sonunda aldığı cezadır.
Korint’in kurucusu ve ilk Kralı olan Sisifos, diyarına refah ve bolluk getiren zeki bir yöneticiydi. Aynı zamanda hileciliği ve kurnazlığı ile de bilinen Sisifos, tanrıların da dikkatini çekmeye başlamıştı. Zeus ve Ares ile girdiği hesaplaşmaların sonunda ölümden iki kez kurtulmayı başarmış olsa da, sonunda ceza almaktan kurtulamaz.
Cezası ilk bakışta basit bir iş gibi görünür; büyük bir kayayı dik bir tepenin doruğuna yuvarlayarak çıkaracaktır. Her seferinde tam tepenin doruğuna ulaştığında kaya elinden kayar ve Sisifos her şeye yeniden başlamak zorunda kalır. Bu ceza böylece sonsuza kadar sürecektir.
📌Bu hikayeden oldukça etkilenen Albert Camus, Sisifos Söyleni adında bir anlatı kaleme alır.
Sisifos kayayı tepeye çıkardığında, kaya aşağıya yuvarlamaya başlamış olmasına rağmen, yukarıdan kayaya bakar ve yüzünde hafif bir gülümseme olur; işte insan bunun için yaşamalıdır.
📍Camus da bunu vurgular ve ”Sisifos’un mutlu olduğunu düşünmek gerektiği” kanısına varır. Çünkü Sisifos kayayı her gün tepeye yuvarladığında anlar ki kendisinin varoluş nedeni bu çabasıdır.
Boşuna olduğunu bildiği halde direnen insan da bu absürt ama devinimli savaşın bir parçasıdır; yaşanılan her şeyin en sonunda bir yerde anlamını kaybedecek olduğunu bilir ve buna rağmen çok anlamlı hayatlar yaşamak için çabalarız.
📍Kısacası, Albert Camus bize absürde karşın yaşamayı, başkaldırıyı anlatmak ister. Yaşam ne denli anlamsız ve saçma olsa da önemli olan saçmalığın içindeki çabamız; çabamızın sonucu olmayacağını bildiğimiz halde çabalarken ki duyduğumuz hazdır. Tıpkı Sisifos’un kayanın tekrar düşeceğini bildiği halde her seferinde tepeye çıkarması bunun varoluşunun nedeni olduğunu kabullenmesi ve bu kabullenişin sonucunda mutluluğa ulaşması gibi.
📍Bu aslında bir başkaldırıdır, boyun eğme değil. Çünkü tanrılar, tüm umudunu elinden almak için ona bu cezayı vermişlerdir. Sisifos umudunu kaybetmek üzereyken bu durumu anlamış ve kendi kurtuluşunu yaratmıştır. Camus der ki: “İnsan, anlamsızlığına ve tüm baskılarına karşın yaşamı yenmek zorundadır.”
🎯Yaşamın anlamı yalnızca, tüm saçmalığın ve yenilginin sonsuza dek süreceğini bilerek direnmek ve çabalamak olabilir. İşte bu Camus’un başkaldırısıdır. Ve başkaldırı yaşama değerini verir.
sisifos kitabı camus pekuuu tişkirlers :)
YanıtlaSilDeeep,
Silrecalaars
"Camus da bunu vurgular ve ”Sisifos’un mutlu olduğunu düşünmek gerektiği” kanısına varır. Çünkü Sisifos kayayı her gün tepeye yuvarladığında anlar ki kendisinin varoluş nedeni bu çabasıdır."
YanıtlaSilEvet aynen, toplum olarak geldiğimiz noktada insanların hissiyatı, her şeyin boş olduğu yönünde olsa da yine de her sabah kalkıp, yaşama katılıyoruz.
Güzel bir önermeydi, teşekkürler. :)
Momentos,
SilTeknoloji-cep telefonları elektronik kelepçeye dönüşmüş vaziyette ve amacı-anlamı hatırlatan, sorgulayan her cümleye özlemle sarılıyorum şu günlerde.
Kendi kayamı hatırladım mesela :-)
Değerli yorumun için teşekkürler.
Hepimizin bir amacı var hayatta. Bazılarına ulaşamıyoruz. Bazılarına ulaştığımızda ya mutlu oluyoruz yada boşuna çabalamışım diyoruz. Sisifos'un kayası yuvarlana yuvarlana küçülüp yok olur mu acep. Hülya
YanıtlaSilHülya,
SilOrtalık kaya dolu :)
Sevgiler
hepimiz bir Sisifos'uz bu çağda:)
YanıtlaSilAmanın Maviye İz Süren'im (özlemişim)
Sil"Sisifos da ne kapatalım" derler şimdi yapma öyle yorumlar khdskahskahsa
Sevgiler
"Kaya" sorumluluğunda, ben kayayı "aile" olarak da gördüm desem yalan olmaz herhalde.. 😊
YanıtlaSilErtuğrul,
SilDoğrudur , aslında çoğu insan için öyle sanırım. Ama bu kadar net farkında olup söylemek herkesin harcı değil işte.
Sevgiler