Özgürlüğün Elli Tonu
Bugün ilk seansına gittim. 😁
Selin'e " artık 18 oldun gel beraber gidelim" dediğimde huysuz ve onaylamaz bir bakış attı bana.
Evden çıkarken de "çok eğlenme" diye annesinin muzurluğuna atıfta bulunan bir seslenişle yolcu etti.
Öncekilerden deneyim edindim, arkalara yakın oturmak şöyle dursun neredeyse en öncen yer satın aldım.
Filmin açılış sahnesi hayalleri süsleyen bir düğündendi. Muazzam bir gelinlik, güllerden oluşan estetik anlamda neredeyse kusursuz bir duvar ve zengin -seksi-yakışıklı-genç bir koca.Birbirine aşık bir çift, nezih bir topluluk filan.
Kitap güzel sadeleştirilmiş ve bu sefer "50 ton" kısmına "daha sık- daha hızlı" yer verilmiş. Ana filmde , ilk filmdeki çekingenliğini hayli atmış..hatta coşmuş gidiyor bile diyebiliriz.
Film, kitapla örtüşüyor , uyarlamayı bir hayli beğendim gerçekten. Kostümler, mekanlar, eşyalar ve bunlara ait vurgular sizi sizden alıyor. Mr Grey'in birlikte yaşamak için satıl aldığı ev hayalleri yoksul gösterecek kadar güzel bir gerçeğe ait. Filmde bir süre o evi ve gerçekten orada yaşamanın nasıl bir şey olacağını düşünüyor insan.
Anastasia'nın kocasına net şekilde sahip çıktığı ve tereddüde mahal vermeyen netlikle dişlerini gösterdiği sahne hoşuma gitti. Bizlerin ne kadar lafın arkasına sığınıp ikincil anlamlarla duygu ve düşüncelerimizi ifade ettiğimizi sorguladım. Net olmak lazım şu hayatta, örnek alacağım.
Mia'nın kaçırılması ve kötü adamın nasıl hastalıklı bir kötü adam olduğu sahneleri de kısa ama vurgulu.
Bütün masallar evlilikle ve aşıkların birleşmesi ile sonlanır. Ben hep sonrasını düşünürdüm. Ya bebek olunca?? Hani Türk atasözüdür "evlilikte kavga bebek olunca başlar" derler. Filmde buna da yer verilmiş ve bir bebeğin varlığı hayatı-kendinizi ve size ait insanları affetmek konusunda kocaman bir pencere açabilir sizlere kısmında kafamın içindeki sorularıma cevap veriyor aslında.
Filmin kimi müziklerini de hayli beğendim.Cebime indireceğim en az 1-2 müzik var oradan almam gereken.
Yine çığlık atan kızlar ve sinema salonunun en arkasında filmin bittiğini fark edemeyecek kadar kendinden geçen çiftler ile birlikte izledim filmi.
Aşkı hatırlamak ve bu kadar bunaltıcı ülke gündeminde her şeyin harika olduğu bir masalı izlemek bana iyi geldi.
Siz de gidin derim dostlar.
Güzeldi diyorsun yani adaş. O zaman gideceğim. Zaten ilk 2 filmi de izlemiştim. 3 e kararsızdım
YanıtlaSilDaha önce Grinin 50 Tonu'nunda da eğer aklımda yanlış kalmadıysa söylemişim gibi geliyor, pek sevmiyorum bu tür filmleri, kitapları. Ben böyle daha çok romantizm seviyorum.:))))Ama çok güzel bir tanıtım olmuş, eline, emeğine sağlık Kadriye'ciğim. :)
YanıtlaSilÇok merak ediyorum ama sadece kızımla sinemaya gidiyorum hep çizgi film tabii ki:))
YanıtlaSilgrinin ve özgürlüğün elli tonu filmleri,14 şubatta sevgililer gününde gidilebilecek izlemeye değer romantik-dram içerikli filmlerden ikisi..bilgiler için elinize sağlık..🙂
YanıtlaSilÇok gitmek istediğim bir film değilse son güne bırakıyorum.
YanıtlaSilBu bazen işe yarıyor gerçi kaçırdığım güzel bir filmse hayıflanıyorum ama.
Senin yorumundan idare eder gibi anladım umarım yanlış anlamamışımdır:)
Emeğine sağlık Kadriye, her daim sevgilerimle:)
hımm bu diziyi okumadım izlemedim olur belki bir gün izlerim :)
YanıtlaSilKitabını oldukça eleştiren kitleye rağmen okuyup hikayesini çok beğendiğim bir film.Yine de ille de kitap diyorum,daha etkileyici diyorum.
YanıtlaSilFilmlerini de izledim sonuncusunu da izleyeceğim.Grey'i kanlı canlı görmek şahane bişey :)))Bir kaç yıl sonra tekrardan kitabını okuyacağımdan emin olabilirsin ;)
Kocaman sevgiler...
Kadriye ben daha ikincisini izlemedim yaaa :/ Acilen onu izleyip bunu da izlemeliyim.
YanıtlaSilİlk filmden sonra kesinlikle kitap demiştim ben ve o yüzden izlemeyi bırakmıştım. Şimdi sen böyle anlatınca yeniden izleme isteği geldi ;)