Başka dünyanın kapılarını yeni yeni aralama, alışkın olduğum çevre ve insanlardan farklılarını yeni yeni görme çağımdı.
Azıcıktan hayli fazlaydı "hayatı farkında olamayışım."
Üst bedenimde peydahlanan çıkıntıların sivilce olmadığını, geçip gitmek bir yana büyüdüğünü fark ettiğimde çoktaaan genç kız oluvermiştim.
İlk düşündüğüm eskisi gibi özgür koşamayacağım oldu.
Hemen ardından boşverdim bu düşünceyi ; yüzümde rüzgarı hissetmeyi insanların ne düşünüp ne diyeceğinden çok daha fazla önemsiyordum.
Anadoluda yetiştim ben. Hatır gönül, insanları kırmamak önemli bizim kitapta. Ramiz Abi'nin düğününe gittiğimde parıltılı elbiseler ve topuklu ayakkabılar giymiş insanlar arasında pek de fark edilmeyen bir yeni yetme idim. Gelini almaya giden kafileye beni de katıverdiler. Onlar için anlamı neydi bilmem ama ben bir yerlerde unutmasınlar beni bu bilmediğim şehirde diye gözlerimi dört açmış , tüm önemsenmeyenler gibi hayatı didik didik izleyen birinin yeni gözlemlerini atıyordum cebime.Annemin bunu bilse Tazmanya Canavarına dönüşüp herkesi dümdüz edeceğini...Annem söz konusu çocukları olduğunda gerçek bir kaplana dönüşür. Halen öyledir. Kimseyi görmez gözü. 10 kaplan gücünde bir annedir o kuzummm.
Halen bazı geceler huzursuz yattığımda o geceyi düşünür ve kollarımı iki yana açarak artık o gecede kalmadığım için ne şanslı ne mutlu olduğumu kendime fısıldarım.
İnsan "unutmamalı".
Sonra düğün oldu. Ramiz Abi Ayhan Işık'tan da yakışıklı bir damattı. Gelin o kadar güzel ki otur saatlerce sadece onu izle. Gözlerini bir an birbirlerinden ayırmıyorlar.Ben , arkadaşlar ve yaştaş akrabalarla gidilen o masaya dahil edilen mutlu bir fare olarak oturuyorum sessiz sedasız. Ayakkabımın topuğu kırılmış, mızıldanmıyorum yine de. Tanıdığım insanların bu ortamdaki davranışlarını, kıyafetlerini, akışı, "ne yapılması gerektiğini" filan izliyorum . Bu beni mutlu ediyor. Bu, beni doyuruyor.
Menemenle rakı içen abla da geldi. Gelinden sonra en önemli kişi o.Ooooo..daha evvel görmediğim şey bu; kadehi başının üstüne koydu dans ediyor herkes çatlamış vaziyette keyiften. Görünmez olmanın lüksü bildiğiniz gibi değil. Ortamda umursanmayan olmak en güzel şey her zaman. Ama rakıcı abla beni gördü bastı kahkahayı. Olanı damat abiye anlattılar. O, bana sahip çıktı. Gelini bıraktı geldi elimi tuttu. .
-Kalk bakalım ufaklık. Bi dans da senle edecez.
Işıl ışıl güzel gözlerine baktım. Herkes bize bakıyordu. Başımla "olmaz" dedim.
-Kalk kız..damat kırılır mı düğünde.
-Abi topuğum kırık..fısıldadım. O müzikte beni duymadı.
Kahkahalar onu izliyordu.Gelinine döndü.
Ben de yerin dibinde kendime ait bölüme geçtim. Herkes gelinle damadın eşsiz ve neşeli raksını izliyordu.Şükür..unutulmuştum.x x x
Aradan yıllar geçti. Ramiz Abi ve gelini ile tekrar karşılaştığımda evliydim. İyi bir kariyerim, düzgün bir hayatım vardı.Spotlar bana döndüğünde sakin kalacak kadar rollerimle bütünleşmiştim. "En son ne zaman gördük biz seni" diye başlayan sohbet düğünlerinden bahse döndü. 20 yıl öncenin tüm detaylarını neşeyle onlara hatırlatmaya başladım. Menemenle rakı içen abla ile artık görüşmüyorlarmış, o başka şehre tayin olmuş gitmiş. "Menemenle rakı mı içiyodu manyak " diye bastılar kahkahayı. Hemen kendisine telefon açıldı, o vesile ile hal hatır soruldu. Menemen-rakı detayı anlatıldı. "Ya bu Kadriye inanılmaz, nasıl tüm detaylar kalmış aklında. "Ama o zaman da derdik biz çok zeki bu kız bir başka diye"ler , "Kadriye yaaaa..bu kız başka vallahi o zaman da belliydi zaten" ler çın çın çınladı yemek masasında.
Ramiz Abi'ye dönüp kendisi ile dans etmeyi ne çok istediğimi ama...
Ne gerek vardı ki artık...anlatmadım.
Tee çocukluğundan "çok zeki, bambaşka bişi canım" olduğu belli olan Kadriye yetişkinlere ait ölçülü gülümsemesiyle masadaki sohbete katıldı.
Şu insanlar diyorum, kendilerini bir film içerisinde izleseler senaryoda ne çok şeyi değiştirirlerdi aslında.
Ay Kadriye yaaa, keşke ayakkabını atıp dans etseydi dedim :) neyse fırsat kaçınca bir daha geri gelmiyor işte. Menemenle rakıya çok şaşırdım ay kokusunu bile sevmem ıyy....:) keyifle okudum eline sağlık:)
YanıtlaSilMüjde,
SilŞimdi harika bir çözüm o ayakkabıları savunurup dans etmek ama o zaman için imkansızdı sanırım :-) Ne tatlısın bak kıyamayıp çözüm üretmişsin hemen.
Sevgiler sana güzel kadın..
çok çok güzel bir anı bu. gelinle damat ne hoşmuş. menemenle rakı bööööö :) herkesin aklında başka şeyler kalıyor işte geçmişteki belirli anlar ile ilgili :)
YanıtlaSilNe güzel anlatmışsın keşke kalksaymışsın dansa çıkarıp ayakkabıları. Ben hayatımda hiç bir düğünde oynamadım beceremem ama seyretmeyi severim. Rakı kokusunu hiç sevmem babam içerdi ama menemen Ile değil. Hülya
YanıtlaSilNe güzel anlatmışsın, anı içinde anı olmuş. Seninle beraber yaşadım okurken. Yüreğine, kalemine sağlık Kadriye 🧿😊🌺🤚
YanıtlaSilNe kadar ilginç, ben menemen rakı yapan ablaya takıldım kaldım:-)) Çok şey duydum bugüne kadar ama bu ilkti ve kolay kolay da unutmam, unutmamak ta haklısınız:-)) Çocukken yada ergenken sanırım benzer şeyler yaşanılıyor. Çok utanılan abi veya ablalar, durumlar illa ki yaşanıyor ve akıldan çıkmıyor yıllar geçse de..
YanıtlaSilÇok renkli kişilerin olduğu güzel bir düğünmüş. Davetlilerden olmak isterdim:)
YanıtlaSilKadriye sen bu anıları anlatsan ben de günlerce dinlesem.
YanıtlaSilNasıl akıcı nasıl güzel yazmışsın soluksuz okudum baştan sona tek satırını dahi atlamadan ve kendimi o düğünün ortasında hissetim bunu bana sen içten satırların ile hissettirdin güzel yüreğine sağlık arkadaşım.Bütün yazdıklarını okumak istiyorum zaman içinde inşaAllah.Sevgi ile sağlık ile kal canımm.<3
YanıtlaSilKeyifle okudum, iyi ki yazıdan yıllar sonra da olsa karıştırmışım blogunuzu. Şahane bir kaleminiz var, çok sevdim 🌺
YanıtlaSil