23 Kasım 2021 Salı

Dut Ağacı



Trabzon'da,evimizin karşısında devasa bir dut ağacı vardı. 


Ne zaman annem misafir çağırsa..yani ayın hemen hemen yarısından fazla zamanlarda  evden uzaklaşır, Trabzon'a  mahsus mudur bilmediğim o yargılayıcı-inceleyen bakışlardan , sonu gelmez sorulardan, el öpmelerden - çay koymalardan - ay bu açık olmuş koyusunu getirir misin / ay bu koyu olmuş açığını getirir misin/ çay verirken öyle kazık gibi durma az eğil'lerden -derslerin nasıl sorularından vs vs vs lerden  uzaklara kaçardım. 

Ablam üstün sabır ödülünü kıl payı kaçırır ama takdirlerin tamamını  toplardı. Nice nitelikli ergen cinneti onun özverileri sayesinde ayak basamadı bu dünyaya.


Neyse efendim ben akşamüzeri o dur ağacının en tepesine kadar tırmanır , 6. kata denk gelen evimizin içini  büyük bir keyifle dikizler ve evde kim kalmış diye bakınırdım . 

Ü Teyze ise sorun yok, o her zamanki nazik ve ölçülü tebessümü dudaklarında kibar bir kadındır. Benle de uğraşmaz. Tuhaflıklarımla sever beni ama yüzgöz olmaz. Annemin ahretliğidir o. Susmasında çok şey saklı teyzelerden.En kızdığı zaman sadece "peki" der. Ezer geçer sizi öyle nazikçe. O hep annemin arkadaşı , haddim görmedim onla didişmeyi. Büyüğümdü, yıllar yılı da öyle kaldı.

C Teyze...ayyyy rontgen mütehassısı o. Bakışları ile ruhumun bile rontgenini çeker, ebemin içliğinde kaç sökük vardı onu bile bilir. Piiii o varsa hiiiç gitmem eve beklerim gece yarısına kadar. En son da hep o kalkar ya..şansımı deneyip bakarım işte. 

L Teyze..ayyy çok bilmişin en önde gideni. Herbokologların atası. Annem neyini sever bu kadının bilmem ama o da annemi çok sever.O ablamı da çok sever. Beni mi..birbirimizi görünce annemi delirtmeden birbirimize ne kadar laf sokabiliriz diye şöööyle bir tartarız ortamı.

Ş Teyze. Kısık  gözlerinin bakışları ile asla uyumlu olmayan bir şirin tebessüm var hep dudaklarında. Bir sidik yarışı duayenidir ki sormayın gitsin. Burdan Fizan'a sürdürür. "Kolundaki bileklik ne güzelmiş kızım çok yakışmış ama sahte galiba değil mi?" Sevecen tonlamalar...doymak bilmeyen bir hırs. Annem nesini sever bu kadının hiç anlamam.


F Teyze. Hihihi  onun da kusurları var ama beni sever bilirim. E  o zaman ben de onu   sevebilirim. Öğretmen olduğundan mıdır nedir hep o aynı tonlama ile azarlar beni: "Bak şimdi bana çay getirirken gülümsüyorsun C Teyzenin yanına bırakıp kaçıyorsun ..olmaz di mi Gadiş. N'aapmıyoruz,  misafirleri üzmüyor büyüklerimize saygılı davranıyoruz" . He he tabii manasında başımı sallardım kıpkırmızı ojelerinden gözümü almadan. Bir kere bana da sürmüştü; annem bişiler pişirip tabak yollamıştı benimle, o zaman sürmüştü.Gönül almak ne kolay şey aslında. İçimden gelen "C Teyze'ye arazöz bağlasak anca kesecek yuh" sözcüklerini yutar usulca başımı sallardım. Sevdiklerimi üzmeyi  sevmiyorum ben. Çok nazik bir kızım :-)



Z Teyze de kurulmuş her zamanki gibi dimdik oturuyor koltuğunda. Saray sorundan mısın mübarek..başı da öyle yukarda. Ama hakkını vereyim nazik bir kadın o. Annem çok sever onu . O da annemi. Korktuğunda çok komik tepkiler verir Z Teyze, bir kere yolda yürürken köşeden tabut taşıyan bir kafile çıkmıştı da saçlarımı eline dolayıp beni kaldırımın üstüne çekmişti ( tabut geçerken yüksek yere çıkmazsan ömrün erir sen de gidersin paniği) Ona kızmam da çok sevmem de.Sadece ani reflekslerine karşı hep tetikteyimdir..

F Teyze var bi de. Annem tabağına ne koysa bitirir. Bunu annemi çok sevdiği için yapar.  O tabağındakileri bitirince annemin yanacıkları kızarır sevgili  arkadaşı beğendi diye. F Teyze'ye çay verirken  yerlere kadar eğilirim makbul olsun diye. Onun gözlerinde hep bir hüzün var, nedenini bilmiyorum. Lafı da peşin öyle canımlı cicimli konuşmaz ama lazım olmayan lafa da ağzını  açmaz. Onun etrafında olmayı çok sevmem, ola ki üzersem annem üzülür biliyorum ve ben onun da çok onayladığı  bir tip değilim. Benden çok hazzetmediğini biliyorum ama gözlerindeki o hüzün ona karşı nazik olmaya zorluyor beni.

Haahh..S Teyze de orda. Maça papazını bulduk..ağzımla kuş tutsam kirpiğimle tüyünü yolsam o kadın bende yine kusur bulur. Bu  da baston yutmuş gibi oturanlardan. Müzik duyunca ortada döktürür  ve güzel de oynar Allah'ı var. Kalçaların özgür salınımına o kollar nasılbir edeple eşlik eder o nsaıl bir dengedir anlaşılmaz. Ama onun haricinde buzzzzzzzzzzzzzz kadın buzzzzzzzz. Annem benim huysuzluk ettiğimi, onun kalbinin çok temiz olduğunu söylüyor. E haklıdır. O kadar soğukta mikrop barınmaz ki :-P


H Abla da gelmiş. Pabucum kadar ağzı var. Gülümsediğinde elimde olmadan ben de gülümsüyorum. O kibar bir kadın aslında. Kocası öküzgillerden. H Abla'nın kibarlığı mı kocasının öküzlüğü mü baskın toplumda bilmiyorum. Yanında ödevimi yaparken "3" rakamını yazışımı görüp "sessiz sedasız kenarda duruyorsun ama çok cevher var sende sen çok değişik  ve güzel bir çocuksun" demişti. Onu ve pabucum kadar ağzına sürdüğü mercan rengi rujuyla gülmesini seviyorum. Annem onu da çok sever çok takdir eder.

ANNE HAYATIN SONSUZLUĞUDUR(E.ZOLA)
Annem öyle herkesleri çok sever sanmayın. Annem sevmediği kişiyi de nezaketle ağırlar ama sevdiğini anlarsınız. Kocamandır onun sevgisi. Kocaman sever kocaman kızar kocaman titrer üstünüze..nezaketle yaptığı her şey az gelir onu tanıyanlara. Okyanusu görenin dereye razı olması gibi..


Neyse,  dut ağacının tepesinden yapılan değerli gözlemler sonucu eve gitme vakti gelir ve ben de giderdim. Özgürlüğün ballı bir bedeli idi dut ağacının tepesinde pineklemek. Şikayet etmek mi..asla. Bildiğiniz mutluluktu orada yaşadığım.

 Bazen bu kadar şanslı olmaz, tüm bu teyzelerin çocuklarını ağırlama-onlarla ilgilenme işiyle görevlendirilirdim.

Yıllar sonra bir gün dünya devi bir markanın Türkiye temsilcisi olan G ile rastlaştık da , "Kadriye Abla, beni onca saat tuvalete kilitlediğine hala inanamıyorum" dedi. "Unutulmaz anılardan olmak ne güzel dedim" ona ben de. Üzüntüyle içini çekti. Ters düşmeye hala korkuyor olmalı..Budayıcıoğlu da yok ki  etrafta çocukluk korkusunu yensin zavallı.

Çocukluğum ... ne uzakta kaldın şimdi.





19 yorum:

  1. Keyifle okudum, çok güzel bir yazı olmuş. Garip teyzeler her zaman her yerdeler. Görseller de çok uymuş anlatılanlara. :))
    Ben gelen gidenle az muhatap olan biriydim, bir an önce kalkıp gitmelerini beklerdim. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. duygu emanet,

      Teşekkür ederim. Görseller cukoturdu evet lkdsjlskdjl çok eğlendim bu yazıyı yazarken. Demek sen de gitmelerini bekleyenlerdendin..yalnız değilmişim heyyo

      Sevgiler

      Sil
  2. Yaa deniz özlemişim yazılarını okumayı ne tatlısın ne balsın sen...
    Senin dut ağacı gibi benimde ceviz ağacım vardı tepesine tünediğim ne ortak anılar ne güzel ne özlem dolu yıllardı..
    senin annenin ağırladığı evinize gelen giden teyzelere imrendim.. ben annem çoook uzaklarda olduğu için evin içinden ziyade hep dışıyla bahçesiyle haşır neşirdim..
    eskilere gittim.
    öperim,

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bugün doğumgünüsü olan dünyalar güzeli arkadaşım,

      Kimimizin özlemi kimimizin kabusu ne garip. Bazenbirbirimizin olduğu yerden bakabilmek , görebilmek ne çok şeyi değiştiriyor. Teşekkür ederim yine naif gönlünün sevecen bakışıyla o günlere farklı bir renk kattığın için.

      Koskocaman sevgiler

      Sil
  3. Ay çok eğlendim :) Hepsi fena bu teyzelerin ama S kötü bence çünkü, her şeyde kusur bulan teyzeler ablalar yada arkadaşlar insanın hayatını kabusa çeviriyor Ben Bursada şehir merkezinde yaşdığım için böyle ağaçlar yoktu evden kaçma şanımız yoktu

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. SevKoz,

      Bursa şehir merkezinde kaçılacak bir dut ağacı olmamasından kaynaklanan panikle çarptı kalbim :-) Çocukluğum ziyan olurdu yemin ediyorum hiç tahammülü olmayan bir çocuktum-genç kızdım bu koularda.

      Eğlendiğine çok sevindim

      Sevgiler

      Sil
  4. Yazı aktı gitti. Çok beğenerek okudum. Yüreğine sağlık. Her yerde var o teyzelerden
    Sevgi ve selamlarımla 🤗🤚

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. YILDIZ,

      Sağolasın. Biz de o teyzelerden olmayalım da :-)))

      Sevgiler

      Sil
  5. Teyzeler ve çizgi karakterleri harika:))) Ayrıca dut ağacı yanında ki hanımefendiye bakıldığında da gerçekten çok büyükmüş:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. SzgnBsl,

      Dut ağacı koooskocamandı gerçekten.
      Teyzeler ah...hala capcanlılar dimağımda

      Sevgiler

      Sil
  6. Çok güzel bir yazıydı. Ben de eskilere gittim sevmediğim kişilerse arka odaya gidip çıkmazdım dışarı. O yüzden adım yabaniydi. Ama o zaman sevdiğim kişilerle hala görüşürüm. Uzak olanları ararım hatırlarını sorarım o günleri anarız. Hülya

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hülya,

      Yabaniler iyidir. Öyle de kalmak lazım belki?

      Sevgiler

      Sil
  7. Yaa Trabzonlu musunuz siz de :)
    harika
    Ben de beklerim blog'uma :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Mert,

      Daha evvel de konuşmuştuk ama zaman geçince unuttun tabii. Hemşehriyiz seninle :-) Geleceğim bloğuna söz

      Sevgiler

      Sil
  8. Ne renkli, kalabalık bir çocuklukmuş. Bile bile yaşanmış.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. N.Narda,

      Çocukluğum renkli ailem de harikaydı. Yetişkin aklımla bakıyorum da..gerçekten şanslıydım ben

      Sevgiler

      Sil
    2. N.Narda,

      Çocukluğum renkli ailem de harikaydı. Yetişkin aklımla bakıyorum da..gerçekten şanslıydım ben

      Sevgiler

      Sil
  9. Sen böyle hep anlatsan ben de okusam.

    YanıtlaSil
  10. Babaannemler ile altlı üstlü otururduk. Bizim evin bahçesinde de dut ağacı vardı. Yanda uzanan ikinci dal tutunarak kombine bir hareket ile kendimi ağacın üstüne atardım. Ne günlerdi... :)

    YanıtlaSil