6 Mayıs 2014 Salı

Bir Hıdrellez Anısı

Aşağı yukarı 11 yaşlarında olmalıyım. Hıdrellez'in anlamını, günün içerisinde sadece bir an dilek kapısının  açılarak o ana ait tüm dileklerin kabul olduğunu  yeni öğrenmiştim. 5 Mayıs gecesi ne yapacağımı iyice planlayarak yattım.Aklımda tek bir dilek vardı...

Sabah olduğunda Trabzon'un rüzgarı deniz kokan tazecik havasını ciğerime çektim bir gün ne kadar özleyeceğimi biliyormuşum gibi.Bir an bile durmaksızın içimden "fenden ikmale kalmayayım, fenden ikmale kalmayayım,fenden ikmale kalmayayım.." diye yinelemeye koyuldum. Ailem sevecen sabah  neşesini taşıyan günaydınları birbiri ile paylaşırken ben sadece başımla onaylamakla yetiniyor ve içimden yinelemeye devam ediyordum hiç ara vermeksizin: "fenden ikmale kalmayayım, fenden ikmale kalmayayım..."

Vakit öğlene yaklaştığında, Sotka'daki evimizin kuzeye bakan siyah mermer taşlı mutfağında oyalanıyordum ve hiç ara vermediğim yinelemem bölünmesin diye herkesten uzak duruyordum. Çocukluk işte, bahar enseme yapıştı acıkıverdim birden zamansız. "Annem bir döşeme(Karalahana Çorbası) yapsa da yesem" dedim içimden dalgın dalgın.İrkildim!Hemen sonra bir an bile ara vermediğim yinelemeyi içimden söylemeye koyuldum hızlı hızlı..

O gün annem döşeme pişirdi,afiyetle yedik
O yaz fenden bütünlemeye kaldım

Şimdi ne zaman Hıdrellez olsa , çocukluğuma ait bu şaşkın tesadüf aklıma gelir gülümserim. Çocuk yaşıma rağmen yaşadığıma kırılmak yerine güldüğümü hatırlıyorum. Sadece dilemenin yetmediğini, çaba göstermenin gereğini anlatan hayata selam durup yolumuza  devam etmeyi böyle öğrenmedik mi hepimiz?

Sonrasında da hep dileklerimizi dileyip rüzgarlara,dalgalara salmadık mı bir umut?