Marmaray etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Marmaray etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

23 Ekim 2016 Pazar

Jack Reacher: Never Go Back/Jack Reacher: Asla Geri Dönme


Cumartesi sabahı geldiğinde keyiften yürek pır pır oluyor artık.

Zuzu'mu hazırladım, haftasonu  etüdüne bıraktım ve bana ait-özgür 4-5 saatimin tadını çıkartmak üzere plansız programsız aklıma esen "hadi gel" diyen yollardan Üsküdar'a indim. Marmaray'ın direkt Natilus'a gitme kolaylığına bayılıyom valla. Uçtum Üsküdar'dan kondum Natilus'a. 

Yine "illa bunu seyredeyim" diye bir şey yoktu aklımda. Bakındım..pek öyle direkt "hah bu" diyeceğim film de yok. "N'apalım bari buna gidelim" diyerek Jack Reacher: Never Go Back filmine bilet aldım ama  bilet gişesi önünde , bileti aldıktansonra bile epey kararsız kaldım. 

Sebep: Tom Cruise çok sevdiğim bir oyuncu değildir. "Harika muhteşem herşeyi başaran ah Tanrım ne eşsiz " denilecek Amerikan ajan-subay vb filmlerinden de hem gına geldi hem de yaşadığımız günlerde feci küfredesim geliyor.

Ama olsundu. "Ön yargılarınla çok yaşa" dedim kendime, "belki eğlenirsin" de dedim ve koştur koştur çubuk krakerimle suyumu almak üzere carreforur katına indim. 

Şimdiii: ben oraya vardığımda saat 10'u geçiyordu. Filmin ilk seansı 11:45'ti ve telefonumun bataryası inadından çalışıyor başka sebep yok şeklinde mefta olduğundan aradaki zaman diliminde telefonumu  şarja takabilecğeim bir mekanda oturmaya karar verdim. 


Fiyatları can yakıcı olsa da ortamına bayıldığım Alaçatı'ya girdim ve yanında priz olduğunu bildiğim masaya yöneldim. Aman Allah'ımdı?Priz bantla kapatılmış? Peekiii öteki masaya gittim..aynı. Beni izleyen garsona döndüm ve "nedir problem" manasında bir işaret yaptım. Yanıma geldi , prizlerin arızalı olduğunu ama ücretsiz şarj ünitesinde telefonumu şarj edebileceğimi söyledi. Canım sıkıldı cevap vermeden başka masaya geçtim ve tam oturmuşken açıkta-bantsız bir priz gördüm. Başka garson çağırdım. 

-Nedir prizlerinizle yaşanan sorun
-Arızalı efendim
-Hepsi mi?
-Hepsi
-Tamir ettirmeyi düşünüyor musunuz?
-Ücretsiz şarj ünitemiz var. Voltaj ani inip çıktığında daha geçen bir müşterimizin telefonu patladı.Bu nedenle tamir ettirmeyi düşünmüyoruz efendim.

Baktım yüzüne.
-İnanmadım sana ..dedim
Tebessümü sabit kalsa da şaşkın baktı yüzüme.
-Bugünlerde hangi restauranta gitsem aynı masal. Ya hepiniziin prizlerine aynı virüs girdi olağandışı bişi var ya hepiniz anlamadığım bir sebepten aynı masalı uyduruyorsunuz. 
-Ne diyeyim bilmem ki.Ücretsiz şarj ünitemiz var, bu prizlere gerek var mı?
-"Ama" diye itiraz ettim hemen. "Onlarda iken telefon uzakta. Çocuklar mı aradı, işten mi arandım bilemiyorsun. Telefondan çalışan bir sürü insan var. Prize taktığında telefon hem doluyor hem kullanıyorsun. Yıl 2016..hatta o da bitmek üzere. Bu yaptığınız bana çok saçma geliyor kusura bakmayın.

Eğdi başını, bişi demedi. Ben de o 1.5 saatte sadece bir çay içtim ve bahşiş filan da bırakmadım.

Sonra filme çıktım ve koltuğuma kuruldum.
Kesinlikle ön yargıma yenilmediğim için memnunum.

Filmde alışılmadık, beklenmedik, ay bu ilk defa düşünülmüş dediğim hiç bir şey yoktu. Ama temposu hiç azalmadı, dozu kaçmadı,sıkmadı ve ilk anından son anına kesinlikle eğlenerek izledim.



Üstelik Tom Cruise hayatımda ilk defa tatlı geldi bana. Bir zamanlar genç kızların sevgilisi olan adamı "baba" rolünde görmek hoşuma gitti.

Kızı rolündeki genç hanımın yüz ifadesinden bir şey anlamadım  ve bu beni çok eğlendirdi.

Partneri olan subay hanım var ya..Allah'ım o kadınsa ben neyim dedirtti bana. Bizim ora deyimiyle hartama gibi. Bayıldım hatun kişiye.

Bol  aksiyon yer alan filmde Tomm Cruise de

Cobie Smulders de çok koştular.  Yani hem kondisyon hem 

ciddi  efor gerektiren sahnelerdi.




Tom Cruise'nin cool olduğu veya olması gereken her sahnede "sen bizim Ömer'in ( bknz Kiralık Aşk- Ömer İplikçi)pabucunu ye beaaa" diye haykırdım içimden. 

Ay sinemaya tek gitmek çok eğlenceli yaa.

Filmle ilgili yegane eleştirim müzik. Müzik ve anlattıkları ya da ritmi ya da seviyesi filmle örtüşmedi bir türlü. Zaman zaman anlatılana kapılmışken yükselen müzik gerilimi işaret ettiği için " neyi kaçırıyorum ben" diye  akıştan koptuğum oldu.


Giderseniz benim için de eğlenin.

Sevgiler