Frank Sinatra - The world we knew (over and over) etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Frank Sinatra - The world we knew (over and over) etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

21 Eylül 2018 Cuma

Dürüst müyüz? Mim :-I

Mim'i bir Ertuğrul'da bir Çağla'da gördüm. Onlar kadar nazik ve sevecen olmam mümkün değil ama olsun dur yapacam bu mimi dedim.

Hadi bismillah:







1- Dürüstçe fikirlerinizi söyleyecek yapıya sahip misiniz? Bu mecrada da öyle miydiniz? Kırılmasın diye geçiştirdiğiniz yorumlar oldu mu? Bazı yorumlar vardır, karakterlerimizden tüyolar verirler. Ben bunlara çok dikkat ederim. 

Yok yok..dürüst mürüst değilim ben burada. Aslında tam ayrımı zor: ya normalde kibar ve yumuşak yapılı biriyim hayat gardımı almaya itti beni ve içimdeki Recep İvedik pörtledi, ya aslında nobran ve kırıcı biriyim burada herkes çok nazik ve tatlı elimde olmadan uyum sağlıyorum bilemedim. Kırılmasın diye geçiştirdiğim yorum hiç olmadı, dşünen beyinlerden çıkan kelimelerle dolu bu mecra ve zevk alıyorum her kelimeyi okumaktan. Yorumlar, bana tutulan objektif bir ayna gibi kıymetli. Hem kendimi hem yazanı görüyorum; bu da az bişi değil




2- Blog tutmaktan sıkıldığınız oluyor mu? Zaman zaman çekilmeler hissediyor ve üzülüyorum. Hani, sevdiğin komşundan uzak kalmışsın gibi… Aynı coşkuyu yakalayamadığımız zamanlar da oluyor. O zaman açıkçası eski hareketliliği özlüyorum. Hele alıştığım bir arkadaşım “şak”diye ilgisini kesince, normal yaşamımdaki kadar üzülüyor, nedenini anlamaya çalışıyorum. Siz sadece soru kısmına odaklanın lütfen…

Blog tutmaktan sıkıldığım olmuyor , tam tersine zaman yaratıp girebiliyorum buraya yani asla istediğim sıklıkta değil. Oysa çok isterdim aklımdan gönlümden geçenleri derleyip paylaşmayı. Bir üst cevapta da dediğim gibi, yazmak zaten güzel ama yorum kısmına bayılıyorum. 




3- Yazdıkça rahatlıyor musunuz? Yani yazmak sizin için bir ihtiyaç mı?



Had safhada duvarlarım yüksek ve inanılmaz asosyalim ben. Yazmazsam ölürüm.Yazmak beni özgür kılıyor. Tek sahiden iletişim  kurduğum , perdesiz dile geldiğim yer satırlar. Blog, olmadı günlük...sesime değil yazıma bakmak lazım sahiden  ben için.



4-Geçiştirmek için yazdığınız oldu mu? Ya da bloğumu ihmal etmeyeyim diye demek daha sıcak bir ifade olur…



Evet oldu, kopmamak için şarkı paylaştığım zamanlar oldu mesela. İşimin yoğunluğu beni  girdap gibi içine çekerken bulutlara kement atmak gibi bir şey bu, önemsememek ya da geçiştirmek değil aslında.


5-Yorumların niteliklerinden memnun musunuz? Yapay olduklarını düşündükleriniz oluyor mu? Burada ferdi bloglarız, hep aynı yere yüklenip, abone gibi sürekli oraya yorum yapmanın altındaki sebep ne olabilir sizce? O kişi; elliye varan yorumlardan memnun olur mu ki?

Yapay olduğunu düşündüklerim oldu evet. Borç ödemeye gelmiş gibi , kalıp bir kaç kelime ve sonrasında bye byee . Yine de en azından iletişimi sürdürmek ve destek vermek için çaba olarak algılıyorum bunu. Bazen de "Mai'm" gibi içimin yağlarını eriten seslenişler oluyor  ..güzel yani çeşit çeşit hepsi :-) Hep aynı yere yorum yapanlara gelince; yazıya ve yazılana bakmak lazım. Yani çoğunluğa hitap etmiştir , bir sinerji oluştumuştur, devamlılığı vardır filan ..çok u nsur olabilir ve eminim o yorumların hepsinden memnun olan bir blog sahibidir.      

                         




6-Bir bloğu nesine göre değerlendirirsiniz? Tema ve blog düzenine mi, yazdıklarına mı? Ya da hepsi mi önemlidir?

Blog düzenine bakmıyorum yok. Yazdıklarına, samimiyetine,içeriğine ve etkileşimine. 







7-Antipatik bulduğunuz bloglar var mı? Buna rağmen onlara da yorum yapar mısınız, eleştirel de olsa? Zira buna da ihtiyacımız var…
Antipatik bulduğum değil de takip etmek gereğini duymadıım, içeriği  - işleyişi çok bana hitap etmeyen bloglar var. Eleştirel yazmadım hiç ama onlara da yorum yazdığım oluyor. Birincisi emek veriyor destek evrmek isterim ikincisi ilgi duymadığım o alanda kendi duvarımı kırıp farklı deneyimlere şans vermek isterim. Misal moda-makyaj.






8-Aramızda olmaktan mutlu musunuz?

Çokkkk..yazmaktan vaz geçtiğim dönemde nerdesin diye sorup sorup geri dönme şevki yaşatan sevgili kedilievintarzı'na hep müteşekkirim. Ya da "sen blog yazsana" diye beni buralara başlatan Gonca'ma.

9-Zaman zaman ters düştüklerimiz oldu. Bunu uzun sürdürür müsünüz? Yani büyük bir sorunmuş gibi mi algılarsınız? 

Ters düştüğüm olmadı ama olsa da uzun süre sorun etmem..konu Atatürk, ulusum,ülkem ve bayrağım değilse tabii.





10-Blog tutmanın sizce yararları nedir?

Birincisi  şahane insanlar ile tanışıyorsun. İkincisi bir sürü  farklı etkileşim ile dünyan zenginleşiyor ki bugünkü zamansızlıktan öldüğümüz dünyada bu büyük lütuf. Üçüncüsü kendini paylaşıyorsun, kendin oluyorsun. Yaşdıklarına getirilen yorumlar bakış açını derinleştiriyor, zenginleştiriyor. Kocaman bir nefes almak gibi           blog tutmak. Geriye  dönüp yazdıklarını okuduğunda şaşırabiliyorsun : bir nevi hafıza oluşuyor. Başkalarının birikimleri ile çoğalıyorsun. Mesela Müjde'nin bloğundaki bir şarkıyı daha evvel dinlememiştim ve o kadar sevdim ki uzun süredir biri beni aradığında çalan müzik o.Burası okyanus ve ben mavidebirnoktaolmayı istediğim için buradayım


Ay fazla mı dürüst oldum ne...iş dünyasının girdabı yine paçamdan çekiştiriyor. Bu kadar zaman ayırmak büyük cesaretti .afferin bana :-P

20 Şubat 2018 Salı

Müzik - Rüzgar Frank Sinatra - The world we knew (over and over)

Bu şarkıyı ilk bizim Bücürük'ten yani Müjde'den dinledim. Sonra müptelası oldum. Çıkış yerinde dünyanın tüm rüzgarları içime doluyor. 


Sanki İtalya'nın şu eşsiz güzellikteki yeşil alanlarında kapıdan birden fırlamış deli  gibi koşmaya başlamışım ve dünyanın bütün rüzgarları ciğerime doluyor gibi. Sanki kendimi affetmişim her şey için ama her şey için  herkesi ve her şeyi affetmişim ve dün'ü geride bırakmanın çığlığı ağzımda koşuyor koşuyor koşuyormuşum gibi.

Şarkının sözlerinin türkçesini de ekledim alta. Müziği ile uyuşan anlamları seviyorum.

Hadi siz de dinleyin




Over and over I keep going over the world we knew
Once when you walked beside me
That inconceivable, that unbelievable world we knew
When we two were in love
And every bright neon sign turned into stars
And the sun and the moon seemed to be ours
Each road that we took turned into gold
But the dream was too much for you to hold
Now over and over I keep going over the world we knew
Days when you used to love me
And every bright neon sign turned into stars
And the sun and the moon seemed to be ours
Each road that we took, it turned into gold
But the dream was too much for you to hold
Now over and over I keep going over the world we knew
Days when you used to love me
Over and over I keep going over the world we knew

*********************************************

Türkçesini Handan'dan bekliyorum ☺☺☺☺😅😅😅😅

Çeviri bi nevi handan'dan geldi ;işi Müjde'ye havale etti :-)))))))))))))))))

Müjde'nin çevirisi ile şarkıya bir kez daha aşık oldum :

Bir zamanlar yanyana yürüdüğümüz (bizim)dünyamızda yürümeye devam ediyorum
Birbirimize aşık olduğumuz, o anlaşılmaz, o inanılmaz dünyamızda...
Her (neon)reklam ışığı bir yıldıza dönüşürdü
Güneş ve Ay sanki bizimdi
Saptığımız her yol altına dönüşürdü (ya da altın gibi parlardı olarak mı çevirseydim kararsız kaldım..)
Ama bu rüya sana çok fazla geldi.
Şimdi ben bir zamanlar beni sevdiğin dünyada yürümeye devam ediyorum


******************************

Veeeee N. Narda olaya son noktayı koyar 💪😉

Artık yolun sonuna geldik
Oyunun son perdesi karşımda
Açık konuşayım dostum
İçinde bulunduğum durumu anlatayım
Dolu dolu bir hayat yaşadım
Her yöne gittim, her yola geldim
Dahası, dahası da şu, kendi bildiğim gibi yaptım

Pişman da oldum, elbette biraz
Bahsetmeye değmeyecek kadar az
Ne istediysem bir şekilde, ayırt etmeksizin yaptım
Her şeyi planladım, atacağım her adımı dikkatli attım
Dahası, dahası da şu, kendi bildiğim gibi yaptım

Evet, gün geldi, eminim siz de biliyorsunuzdur
Yutabileceğimden büyük lokma ısırdım
Ama gerçek şu ki, içime bir şüphe girdiğinde
Yuttum hepsini ama çıkarmasını da bildim
Hepsiyle yüzleştim, dik durdum, kendi bildiğim gibi

Sevdim de, güldüm de, ağladım da
Boyumun ölçüsünü fazlasıyla aldım
Artık gözyaşlarım dindi, tebessümle hatırlıyorum her şeyi
Bütün bu yaptıklarımı düşününce
Utanıp sıkılmadan diyebilir miyim
Hayır, ben yapmadım demeden, kendi bildiğim gibi yaptım

Zaten bir erkek başka neye sahiptir ki?
Kendi bile olamayan erkek, nedir ki zaten
İçinden geçeni eğip bükmeden söyleyemeyen
Yazmayan kalmadı yediğim darbeleri, ama kendi bildiğim gibi yaptım

Evet, kendi bildiğim gibi