111
TRT'de staja gittiğimde Temmuz ayıydı.
Neden insanlar izne çıkmak için çırpınıyor diye hayretle bakmıştım prodüktörlere.İş hayatı, çalışmak... o en baştan beri sevdiğim bir şeydi.
Elebette iş hayatı güllük gülistanlık bir yer değil.
Hatta tam da " Sana Gül Bahçesi Vaad Etmedim" kitabının anlattığı şey belki de ama ben işi, işimi, çalışmayı, çalışma arkadaşlarımı 3 ila 5 dakikalık sürede sever-benimser-içselleştirir ve işten dertlenerek çıkıp işe koşarak gelirdim.
Tatile filan da gitmezdim çocuklarımı olmadan evvel..
Taaa 1989'dan beri.
Şimdi ise ilk düğme yanlış iliklendiği için sonrası hepten kayık olan sistemde çalışan bendeniz, ilk defa olarak tatil bitsin de işe döneyim istemedim. Devletin bir dili, işleyişi, disiplin ve düzeni vardı.Sizlere ömür...
İstanbul'u severim.
Eylül'ü çok severim.
Çalışmayı severim.
Yeni başlayan sezonu da severim...merak içinde olurum.
Hepsini bitirdiler yahu.
Hah ..pesimistliğin dibinde kazan kaldırmış halde o güzelim huzur dolu mavileri bırak da gel burda debelen.
Ömrün anlamı bu olmasa gerek :-(