Sen aklıma mukayyet ol ya Rab..diye diye yürümeye başladığım yollar ile dolu artık İstanbul.
Sıkıldım.
Bıktım.
Usandım krizlerden kavgalardan ve "bunu da böyle kabul et" lerden.
Reddettim.
Sakındım.
Nefret ettim " haline şükret"lerden, "senin ayakkabın yok bak onun ayağı yok"lardan.
Hayat bu değil. Yaşamak bu değil.
Bir durdum , bir nefes aldım , bir düşündüm de,neredeyse eminim; ben bunun için gelmedim dünyaya.
Türkiye'nin haline bakmaya gönlüm dayanmıyor artık.
Twitterda anlatamayan ve anlayamayan, sokakta yaşayamayan ve yaşatmayan insanlar insanlar insanlar...
Kavga, küfür, düşünmeden edinilmiş kalıp cümle ve düşünceler güruhu.
Oysa ben hayatta belki de en çok sorgulanmadan edinilmiş kalıplardan nefret ettim.
Sonra başkaldırının en kalıcı en vurgulu en tartışılmaz haline aşka -güzelliğe-renklere-var olan tüm güzelliklere çevirdim gözlerimi yangından kaçarcasına.