Bir süredir kendi şehrinde kaybolanlar gibi kayboldum sayılır.
Kalemden kağıttan yazıdan sesten hatta belki nefesten uzak , ağdalı ve amaçsız ama esir düşülen bir koşturmaca içinde ziyan oldu gitti zaman.
Ama bu sabah , dedim ki değişmeli bu saçma akış.
Yettiğimce zorlamalı şartları.
İşte tam da bu kararla, önce sevgi-nezaket ve güzelliği anlatıp başlayayım dönüş yolculuğuna istedim.
Sevgili Makbule Adalı..sen ne güzel bi kadınsın :-)
Taaaaaa Şubat'tan beri gecikmiş bir teşekkürü kabul etmeni tüm kalbimle diliyorum.
Makbule Hanım ile şiirden dostluktan güzellikten bahsederek başlayan satırlararası muhabbet benim ona yolladığım minnacık bir hediye ile devam etti. Makbule Hanım ise damlayı denize çevirerek sayfasında kocaman güzel bir yansıma ile bana dönmüş. Kendi döngümde yitip gittiğim için haberim de geç oldu , cevabım da....
Makbule Hanım,
Yok yok....
Sevgili Makbule Hanım :)
Belki garip gelecek ama, bilgisayar harflerinin kusursuz çizgilerinin yineleyişinden bıkmışım çünkü rahat ve anlaşılır ama ruh yok ruh. Bu nedenle kitaptaki o sıcak içten güzel anlatımdan daha çok iç kapağa yazdığınız, el yazınız beni etkiledi. Hemen her gün açıp baktım yazınıza, yazıdaki anlatıma , kısıtlı alana sığdırılmış mesaja, emeğe,kaleme.
Ben mutlu oldum ben :-)))
Sevgili Makbule Hanım...tüm emekleriniz ve nezaketiniz için gönül dolusu teşekkürler