Yeni Türkü etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Yeni Türkü etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

19 Ağustos 2024 Pazartesi

Mai Kar Tanem Ve Dahi Bir Tanem

resmi tıklayınız lütfen :)


Her zaman oluyor ya da olacağını  bileceğiz diye bir şeyden etkilenmemek  mümkün mü?


Meteroloji kar yağacak dediğinde yüz kere de görmüş olsanız ilk kar tanesini heyecanlanıp cama yapıştırmaz mısınız burnunuzu?

Selin doğduğunda büyüyeceğini ve o büyüdükçe hayatın değişeceğini elbette biliyordum.

Zamanın istediğimden çok hızlı akıp gideceğini ve yüzyıllarca yaşasam da ona doyamayacağımı da biliyordum.

Bu nedenledir ki  hem Selin hem Nehir doğduktan sonra geceler boyu uyumayıp ya da uyanıp uyanıp onları seyretmeye gidişim.

Onlar okula başladığında işten kaçıp kaçıp , onlardan habersiz okul bahçesinde koşturmalarını  izleyişim.

Selin üniversiteyi  bitirdi,  dün ilk maaşı ile bizi kahvaltıya götürdü.


Dün ilk defa kızımın ekmeğini yedim.

Nasıl güzeldi o ekmeğin tadı, nasıl güzeldi "ne isterseniz alın" derken gözlerindeki pırıltı.



Ben, zamandan ve dünyanın bu kirli akışından muaf ne kadar mutluydum dün.

Yerler gökler her yer nasılda görülmemiş bir mai'ydi dün.

Bir bilseniz...

7 Haziran 2022 Salı

Suç Ne ki Suçlu Kim Ola?



Filanca lisenin öğrencileri .. saçma sapan bir müdürleri olduğunda, çocuklarım o lisede okumuyordu ama ben de velilerle birlikte okulun önündeki eyleme katılmıştım. Çocuklar ve vatan hepimizindi..her ikisini de ölümüne seviyordum.

Bu sene, o filanca lisenin öğrencilerinden oluşan grupla ile ilk  tanıştığımda kallavi birinin  adıyla geldiler odama. 

Henüz lisedeyken, zaten hakları olan ve alabilecekleri şey için "torpil" bulmaktan utanç duyup duymadıklarını  sordum.  Kallavi birinin adıyla gelen, yüzü hafif sivilceli gencin yüzü pembeleşti. "Annemin sınıf arkadaşı da..ben araya girerim dedi bize ondan..." diye beceriksizce açıklama yapmaya çalıştı.  Gülümseyerek baktım yüzüne. Gençleri kırmayı sevmiyorum. Nazikçe "ona, ben hallederim..demeliydin" dedim. "Küfrettiği sistemi besleyenleri hiç anlamam" .

 "Haklısınız" dedi. 

"Genelde ,evet" dedim.


Toplu halde odama girip olağan akışın dışında  şeyler istediklerinde, istediklerinden de fazlasını sağladım. Gençtiler, gayretliydiler, kendileri olarak da bir kapıyı çalıp istediklerini alabileceklerini görmelerini istiyordum. Her birine gerçekten değer veriyor, her birinin gözündeki bakışı önemsiyordum.

Sonra (ne yazık ki) sigara içmeye dışarı çıktıkları bir gün,  penceremin altında olduklarını fark etmeden "salak karıyı nasıl da kandırdıklarını" birbirlerine anlattıklarını duydum. Yanımdaki nazik ses tonunu tekrar edip "kopardıkları" imtiyazlar için bol sinkaflı küfürler kullanarak zaferlerini kutluyorlardı.

Danışmayı arayıp kendime bir kahve söyledim.

Sakince arkama yaslandım ve kalp kırıklığına karışmış öfkemi hazmetmeye çalıştım.

Aklımdan geçen,onlara sarf etmeyi düşündüğüm acı sözleri içeren onlarca cümleyi, kahvemi yudumlarken eledim de eledim. 

Öfke  yerini üzüntüye bıraktı. Ne hakla kızıyordum ki onlara? 


Aradan zaman  geçti. Bekledim. Yetişkin hayatımın bana kazandırdığı en önemli nitelik bu oldu sanırım. Beklemek, önceden asla beceremediğim bir şeydi. İnsan aceleden yaratılmıştı ve ben fena halde insandım. Bekleyemeyi öğrenmekle daha fazla mı insan oldum yoksa insanlıktan mı çıktım hiç bilmiyorum. Beklemek, yanlış kimyasal etkileşimle çürütedebiliyor.. niteliğini de arttırabiliyor. İyi izlemek iyi anlamak lazım neyi ne kadar beklemek gerektiğini.


Odama tekrar  geldiklerinde, yine pırıl pırıl yüzleri ve tanıdık nazik tonlamaları ile yeniden bir şeyler istediklerinde o gün içtiğim kahvenin tadı geldi ağzıma. Ne istedilerse kabul ettim. Sevecen ve minnetar "ne harikasınız..keşke biz de sizin için bir şeyler yapsak" dedi kıvırcığı bonus kafaya çevirmiş hokka burunlu bi tanesi. (Bu yeni nesilde hiç çirkini yok yemin ederim). 

"Aslında var bir şey" dedim usulca.

Biraz şaşkın durup baktılar yüzüme.

"Aaa çok sevindik" dedi samimiyetle kısa boylu, kızıl saçlı ve çillerle inanılmaz güzel görünen  oğlanın bi tanesi.

"Evet evet" diye  gönülsüzce onayladı alfa rolünü üstlendiğini bildiğim uzun ince oğlan. Sesini tanıyıverdim. Daha da üzülüp başımı  eğdim.

"Bana küfredeceğiniz  , benimle alay edeceğiniz zaman bunu penceremin altında yapmama nezaketini gösterirseniz sevinirim" dedim.

Sonra herkes ne diyeceğini ya da ne yapacağını ya da nereye bakacağını  bilmezmiş gibi,  yönetmen yeni rolü vermediği için sahnede öyle durup bakınan figüranlar gibi salındık boşlukta.

Tüm soruların cevapları  bilgisayar ekranımdaymış gibi dikkatle ekrana bakmayı sürdürdüm.

Sessizliğin ağır geldiği anda suskun, belki şaşkın çıktılar odamdan bir şey demeden.

Ben de üzgün ve suçlu bilgisayar ekranına bakmayı sürdürdüm.


Her neyseler, onlara bunu biz yaptık.

Üzgünüm.


Günün şarkısı son karede..tıklayınız lütfen



2 Ağustos 2015 Pazar

Umut



Umudun şiirleri ,umudun şarkıları, umudun yaşanmışlığı var.

Umudun rengi Mai...


15 Ağustos 2014 Cuma