50 yaşıma gelmek üzere olduğumu fark ettim her zamanki şaşkınlığımla.
"Sen hiç değişmiyorsun valla Kadriye" diyen arkadaşım yüzündendi dikkatle aynaya bakışım.
Şakaklarımdaki beyazlara gülümseyerek merhaba deyişim, insanların bunu neden dert ettiğini anlayamayışımdı afallayışım. Büyü gibi..öyle güzellerdi ki ışıl ışıl bembeyazlıkları
Şu kozmetik mağazalarının indirimlerine bir göz atayım da kırmızı rujumdan daha kırmızısını üretmişlerse alayım diye gittiğimde "anti aging" kremleri tıkıştırmaya çalışmalarındaki ısrarla daha bir dikkatle bakmıştım aynaya. Onların bende gördüklerini aynada göremeyişim nedeniyleydi şaşkınlığım.
Lise yıllarında annem 40'lı yaşlarını henüz geçmiş iken "ibre 50'ye döndü" dediğinde ona nasıl hayran olduğumu, neredeyse yarım yüzyıl yaşamanın ve onca yılın görmüşlüğünün ne saygın bir şey olacağını düşündüğümü hatırlıyorum.
O yıllarda anneme lila rengi bir hırka aldığımı ve belki Trabzon'da yaşamanın getirdiği bir sakınımla "kaç yaşında kadınım, ben bunu nasıl giyeyim " dediğini hatırlıyorum.
Üniversitenin pilav gününe gittiğimizde makam-mevki ya da iyiyaşantısını masaya yatıran tüm arkadaşlarımı dinledikten sonra sakince "halen yakın gözlüğüm olmadan okuyorum ve halen saçlarımı hiç boyatmadım" dediğim için aldığım onlarca "Allah belanı versin Kadriye" hayatımdaki güzel ödüllerimdendir.
50 yaşıma çok az kalmış.
18.038 gündür yaşıyormuşum.
49 | yıl |
---|---|
592 | ay |
2,576 | hafta |
432,912 | saat |
25,974,720 | dakika |
1,558,483,200 | saniye |