saçmalık etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
saçmalık etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

27 Aralık 2024 Cuma

Kriz Ekonomisi

 

Belediyelerde çalışınca halkın farklı kesimlerini ve hassasiyetlerini-tepkilerini daha geniş , daha yakından görüyorsunuz.

Ekonomik kriz bu haldeyken, Ekrem İmamoğlu'nu suçlayan  mı ararsınız yine şükürler yağdıran mı ararsınız... biri beni  çimdiklese de uyansam bu kabustan diyorum artık. 

Bu yaşadıklarımız gerçek olabilir ama n'olur olmasın!

Neye şükrediyorsun tam olarak diye soruyorum, coşkuyla ve gülümseyerek  "bugüne " diyor. Daha kötüsü olabilirmiş.

Öyle ya..düşünmeyi ve sorgulamayı reddedip korkutularak yetiştik biz. Ayakkabım yoktu baktım karşımdakinin ayağı yok saçmalığının, öte yana baktım adamın ayakkabı dolapları var kısmını görmedik ya da o yana bakmamamız emredildi.

Doğduğum aile için zilyonlarca şükrediyorum Tanrı'ya.

Neyse.

Ekonomik kriz aşağıdaki  tabloda anlaşılır şekilde yer alıyor.

O ok, bu milletin bağrını delip geçti.

Bunca aptala tahammülüm kalmadı.

Arz ederim.




8 Nisan 2014 Salı

Cümlesiz Kelimeler

Kocaman bir "hiç" oldu kendini tanımlamak istediğinde aklına gelen.
Bir telaş karıştırdı ceplerini, umut kalmış mıydı bir yerlere sıkışıp unutulmuş..tam da lazımdı şimdi, tam da olması gereken.

*********

Bugün İstanbul her zamanki gibi. Çok aynı , çok, çok! 

İnsanı hayvan olmaya özendirir zamanlardayız aklı olanlar için. Sorumluluklar ayaklara pranga, adaletsizlik ve gidişat "dur bekle" denileceğin ötesinde saçmalıkta.Kaçsan olmaz kalsan gönül dayanmaz . Sussan olmaz söylesen tesiri yok. Gülsen ayıp ağlasan zayıflık...bir tezatlar denizinde boğulmaktayız gündengüne.

Pantolunu belinden düşen çingene çocukları saracak yine etrafımı sokağa çıktığımda. İşte o teyze geldi, hadi bize pilav-nohut al teyze..diyecekler. İşsizlik maaşımla yine bugünlük karınlarını doyuracağım. Sonra Üsküdar'a yönelecek adımlarım, adımbaşı dilenciler, Türkçe bilmediklerinden önlerinde kartonlara yazılı yalvarışlar:onları bu hale getirenlerden de ; yardımı , kasalarındaki trilyonlara dokunmadan bize bırakanlardan da nefret edeceğim.



Anlaması ve anlatması gerekenler, onları umursamayanlar.Çok yemekten karnı şişip uzananlar, açlıktan uyanamayanlar.Hayat akıp gidiyor her zamanki saçmalığıyla. Karacaahmet'te yatan sadrazamlar, onların çürümüş kemiklerine değil taştan kavuklarına bakanlar.


Sevmiyorum bu ülkenin demokrasi iddialarını da , bunların koca yalan olduğunu minnacık menfaatleri ya da düşünmeyi reddeden beyinleri nedeniyle savunanları da. Hele içlerinde sevdiceklerim olmuyor mu zaman zaman ;her zamanki suskunluklarını unutup  düşüncelerini haykıran.Kollarımı kavuşturup kızgınlıkla bakakalıyorum satırlarında anlattıklarına. Öfkem sevgime yenik susuyorum ,içimde patlayan yanardağın lavlarını kaşık kaşık yutuyorum.


Bir şaşkın var inatla vefayı unutmayan tüm bu devinim içerisinde.Beni her aradığında sesindeki özlem ve vefayı merhem yapıp kanayan yerlere sürüyorum.Sıkıntılandığı zaman başörtüsünü, şovalyenin miğferini çekiştirip yüzünü örttüğü gibi çekiştirişini hatırlıyorum onunla konuşurken.Ağlayışını, gülüşünü, mahcup inadını, tüm zeki insanlar gibi kendinden emin olmayışının diğerleri arasında yerilişini,korkusunu...


Akışı da İstanbul kadar saçma bir yazı oldu bu ama tabiat ana gibi de doğal ve gerçek.

Tüm kalbimle onun bir daha hiç o kadar korkmamasını diliyorum.
Tüm kalbimle ;elimin , onun üzerinden uzak kalışı beni üzüyor
Tüm kalbimle;ona hak ettiği güzellikleri ve iyilikleri ve sabrı diliyorum..Allah'a emanet !.