Dayanılmaz olunca insanların renkleri ve silüetleri bir kez daha kaçmak ve unutmak ihtiyacı hissettim tutkuyla ve isyanla.
Evdeki kitapları bir bir dolaştım ;bu sefer tekrar değil yeni bir aşk arıyordum doğrusu.
Selin'e aldığım kitaplara göz gezdirirken bana daha evvel okuduğum ve çok sevdiğim bir kitabı anımsattığı için elime aldım o kitabı.
Cehalet...nasıl bilmezmişim bunca bilineni..dünyanın yarısı Atticus ile tanışmış ve onun hayranı olmuşken ben varlığından bihaber sarsuk sarsuk gezinmişim mavi gezegende
Tanışmanın vakti zamanı gelince, rüzgarın esintisinde konuverdi avucuma Atticus,Scot ve Jem.
Tesadüfleri seviyorum.
Kitap'tan en sevdiğim cümlelerinbaşında bu vardı : Sıfatları çıkarırsan gerçekler kalır
Ve sonra bunlar...
İş hayatının ve sevemediğim İstanbul'un debdebesinde içimde ne kadar Atticus var sorgusuna giriştim hemen durmaksızın.
Bir gıdım bile Atticus bulursam içimde,sarıp sarmalayıp nakşedeceğim zedelenmesin ve hep var olsun diye...
Unutmak ve kaçmak istediğim için sığındığım satırlarda hep yeni bir bakış açısı, yeni bir silah, yeni bir umutla dönüyorum hayata ama hep o anlayan ve anlatan insanlara -keşke sahiden olsalar diyerek- duyduğum sınırsız özlemlerle...
Ve şimdi de büyük bir keyifle kitabın devamını elimde ; ya biterse korkusunda ağır aksak okumaya çalışırken merak ve sürükleyicilik yüzünde nefes alamadan okuduğum.