Aç açın halini anlar
Hekimden değil çekenden sor demişler
Çok veren maldan az veren candan..ve nice atasözleri deyişler.
Atalar bilmişler de söylemişler, şapka çıkartıyorum yaşanmışın özetini çıkartışlarına, hayatı insanı inceleyip analitik sonuçlara varmalarına.
Bugün işe gelirken aşağıdaki tabloyu gördüm ve resmini çektim. Tinerci çocuklar çevredeki kafedekilerden yiyecek dilenip karınlarını doyurmaya çalışıyorlar ama sokak köpekleri yanlarına gelince ellerindekilerin yarısını bölüp onlara veriyorlar.
Oysa biz, bizim insan kaldığını iddia ettiğimiz yanımız bırakın sokak köpeklerini o çocukları doyurmayı düşünmüyoruz bile çoğu zaman.
"Korkuyoruz " en fazla duyduğum sebep.
Ama o çocuklara bakınca "onlar korkmuyor olabilir mi" diye düşünüyor insan.
Yarınlardan,ölümden,sokakların getirdiklerinden,açlıktan.
Daha fazla mal tutkusu köreltmiş o "dip boyam geldi"lere para ayıran, piercing için para bulan, kahverengi elbisesine kahverengi pabuç ve çanta uyduran, gillette mach3 kampanyalı diye 10 tane birden alanlardanız biz çoğu zaman kabul etsek de etmesek de.
Üzüldüm a dostlar. O çocuklar hepimizin, açlıkları korkuları yoklukları yokoluşları ile hepimizin.
Utandım a dostlar. Tüm felsefi söylemlerimizden, bahanelerimizden utandım.
Stephenie Meyer 'in Göçebe romanındaki öykü geldi aklıma. İnsan olmak çok ağır, ben de bir gezegende suda salınan yosun olarak mı yaşasam bir kaç yüz yıl...