Nehir artık 7. sınıf öğrencisi. Doğa Koleji haftasonu etütlerini ve haftaiçi etütlerini başlatıyor bu sınıfta. Nehir de anası onu sıkmadığı için bunu bir sosyal olay olarak algıladığından pek mutlu pek keyifli. Bu Cumartesi ilk etüdüne götürdüm onu. Selin de her 11. sınıf öğrencisi gibi "benim programım var" deyip evden fıyıverince ben Nehir'i okula bıraktıktan sonra biraz orda burda oyalandım sonrasında pastırma yazının güneşli sabahında parklarda oturmak keyifli gelse de sinemaya gitmeye karar verdim.
Maximum kart sahiplerine Cinemaximum'larda ilk seanslar 7 lira imiş.
Dooğru Natilus'a gittim.
Film hakkında hiç bilgim yoktu ama adı fena gelmedi, hadi şuna girivereyim dedim ve kendimi "
"Tüm Sırların Sahibi Kız" filminde buluverdim.
Filmin başları çok hoşuma gitti. Beklentilerimi boşa çıkartmayacak mı ne bu film dedim en sevdiğim arkadaşıma. O sessiz sedasız kolasından yudumlamaktaydı tabii.
Sinemaya yalnız gitmeyi seviyorum ben söylemiş miydim bilmem. En sevdiğim arkadaşım olan bendenizle sinemaya gitmenin iyi tarafı mızıkdanmıyor, filminortasında bişi anlatmıyor, kıpır kıpır dikkatimi dağıtmıyor, çıktığımda da sanki o filmi beraber izleyen biz değilmişiz gibi filmi bana anlatmaya kalkmıyor.
Şizofren değilim, ama konu sinemaya gitmekse en sevdiğim arkadaşım bizzati kendimim.
Neyse, film ortalarına doğru " yok artık" dedirtti bana. Somurtmamak için çaba harcadım. Şu, virüs yayılıyor toplum zombi oluyor , askeri bir alanda kurtulanlar yeni hayat kurup zombilerle savaşıyor, bilim adamları acımasızca virüse karşı bişi bulmak için mücadele ediyor, sonra askeri alan yerle bir olunca bunlar o zombili tarumar olmuş şehirlerin içinden geçiyor hikayesi var ya...Ayyyynen o.
Ay küstüm darıldım kırıldım yani...aaaaa. Aynı hikayeyine sokuşturup duruyorsunuz di mi ama ?
Bir de bu bilimkurgu filmleri genelde geleceği belirleyen filmler olduğundan korkuyorum da ben bunları izleyince, içim kararıyor, başlıyorum abuk subuk düşünmeye.
Filmde (bir önce anlattığım filmde olduğu gibi) aşk yok,öpüşme koklaşma yok ve kahramanımız zenci.
İzlerken sıkılıp sıkılmama durumu izleyiciye kalmış.
Gitmezseniz ağlamazsınız.
Giderseniz "tüh" demezsiniz.
Bir dahaki film anlatımımda görüşmek dileğiyle :) ))