fakir etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
fakir etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

6 Kasım 2024 Çarşamba

AĞAÇ EV SOHBETLERİ 272

 Haftanın konusu: "Yoksul ailelerin çocukları, zengin ailelerin çocuklarına oranla büyüdüklerinde daha mı olgun olurlar?" ..dedi  Deep.

O kadar garip bir konu ki bu. Yoksulkim  zengin kim ....

Kendi deneyimimle anlatacağım fikrimi.


Biz yoksul değiliz. orta halli  cici bir ailemiz var.

Kızım küçükken bugünkü senelik ücreti 903.000 TL +KDV+ 29 bin küsur yemek parası olan bir okuldan %100 burs kazandı . Yol parası var, kıyafet var var oğlu var. Biz  var gücümüzle   sarıldık elbette elden ne gelirse yaptık. Çok şükür ki hallettik. 

Bu arada kızım şimdi üniversiteyi bitirdi ..evvel yıllardan  bahsediyorum.

Yaşam standartlarımız o  kadar farklıydı ki , oldukça kısa sürede diğer ailelerle ne sargın ne dargın olmayayım politikasını benimsedim. Evlerde(!) yapılan doğum günlerine gitmedim ama Selin'i bir başka veliden (çalışıyorum gelemeyeceğim gerekçesi ile) yardım alarak arkadaşının yanına katıp yolladım.

15 tatillerde biz Trabzon'a gidiyorduk, onlar Fransa'da Disneyland'a filan.

Sonra kızım sorguladı ; bizde hem sen  hem babam çalışıyor onlarda bi tek baba çoğunlukla. Neden onlar bizden  daha zengin?

Kardeşinin bakıcısı 5 kişilik aile hepsi çalışıyor ama ev kiralarını belediyeden yardım alarak  ödeyebiliyorlar.

Biz onlardan zenginiz.

Filanca ailenin ebeveyni  doktor.. o daha zengin. Ötekinin şirketi var, o doktordan zengin. Beriki CEO o daha zengin. Bir de milletvekilleri var... deli para kazanıyor, bakan  milletvekilinden çok, başbakan ( o mutlu yıllarda bir başbakanımız vardı parlementer sistemdeydik) bakandan çok.

Şaşkın baktı yüzüme... uzar gider bu liste dedim. O yüzden elindeki ile yetinebilen ve bir adım sonrayı  hedefleyebilen en zengin olan. Mutlu olamazsın öteki türlü. Onların hiç biri Trabzon'da dedenin kayığı ile balığa çıkmadı. Onların hiç biri  senin bildiğin mavi tonlarını bilmiyor.

Bir süre düşündü.

"Türkiye'de en çok maaşı kim alıyor peki" dedi.

"Fatih Terim" dedim.

Çocuk ondan sonra mantığı bi yana bıraktı 🤣🤣🤣🤣

Yani ezcümle ; yaşadıkları hayat koşulları  kadar ebeveynler ve anlatımlar  belirliyor "nasıl bir insan olduklarını"


Sevgiler

17 Temmuz 2018 Salı

Ekmek Günlükleri-1


Yazıya eşlik edecek müziğiniz için: (tık)

Belediyenin yoksullara ekmek yardımında bulunduğu  yıllarda görevliydim.
15 günde 15.000 insan ile birebir temasım olurdu sadece benim bölgemde kalan.
Bıkmak yorulmak bir yana, her birinin öyküsü , varlığı, sesi benim için heyecan verici idi.
Severdim onlarla konuşmayı, onları tanımayı ve hayatın "aslında" yer alabilmeyi.
Hepsi ayrı bir varoluş öyküsü idi bir ekmeğe muhtaç kalan.

Onları anlatacağım size zaman zaman.

Gelenler genelde üstü başı dökük, kar kış kıyamet yırtık pırtık penye giyen kadınlar olurdu. Ama bu sefer kapıdan girene inanamadım. Üzerinde kendisine son derece yakışan       ciddi pahalı markaların kıyafetlerini giyen genç bir kadındı  masama yaklaşan.

-Adıma kayıtlı  kupon var alabilir miyim ? dedi
Şüpheyle süzdüm onu.
Eğildim pabuçlarına ve çantasına baktım..onlar da bir aylık maaşıma elveda dedirtecek türdendi.

Bozuntuya vermeden bir kaç sor sormaya çalıştım.

- Ne ile geçiniyorsunuz?
-Gündelikçiyim, temizliğe gidiyorum.

Huzursuzca hırkasına baktım. Marka etiketi gözüme gözüme giriyordu.

-Eşiniz?Çocuklar?

-Eşim beni terk edeli  çok oldu. 3 çocuğum var günlük işlere gidiyorum, kira filan yetmiyor işte.

Gözümü gözlerine dikip arkama yaslandım. Bir süre birbirimize baktık. Bendeki huzursuzluk onda gittikçe artan bir neşe yaratıyordu bariz şekilde.

-Kusura bakmayın ama  kılık kıyafetinize bakınca gözüme hiç de öyle görünmüyorsunuz. Durumunuzun gayet iyi olduğunu düşündüm, hani ayıp olmasa sosyetedensiniz bile diyeceğim..dedim.

Neşe ve zaferle bir küçük çığlık attı.

-Öyle di miiiii!!!

Büromdaki zabıtalar şaşkınlıkla bana ve birbirlerine baktılar. Benim durumum da pek farklı değildi.

Kendi etrafında bir küçük tur attı.

-"Zengin görünüyorum di mi?" dedi tekrar onaylatmak isteyerek.
 

-"Evet" dedim merakla .

-Abla bunlar  evine gittiğim bir kadından, giysi yardımı yaptı bana ama neredeyse hepsi yeni. Dedim ona abla emin misin, eminim al al bende çok var dedi. Ben de biliyorum çok pahalı  kıyafetler. Çocuklarıma da aldı. Buraya gelirken heves ettim ben de bir günlüğüne zengin olayım , öyle görüneyim öyle gezeyim diye. Şimdi sen de bana öyle deyince ayyy içim bi hoş oldu, nasıl mutlu oldum ben . Bir günlüğüne de olsa zenginmişim gibi göründüm ya hahahahha bana nasıl baktın şaşkın kendini bi görsen abla. Kızmadın di mi abla?


Hırkası pabucu yerine çamaşır suyundan paramparça olmuş  ellerine bakmadığımı o an fark ettim.

Zayıf yüzünde ve özenle topladığı saçlarındaki solgunluğu o an fark ettim.

Neşeyle parlayan gözlerinin o ince ve yorgun yüze ne kadar yakıştığını o an fark ettim.

İnsan olmanın ne zor olduğunu, o an bir kere daha fark ettim.
Utandım.
Sonraki gelişlerinde yırtık penyelerini giydi ama yine de her seferinde "ooo sosyete nasılsın" diye seslenmemizden keyif alarak gülerdi gençliğinin verdiği tüm saflıkla.

Şimdi nerede ve ne haldedir kimbilir..                                           
O zengin"miş" gibi yaptı
Ben insan"mışım" gibi...

İkimizde eksiktik ne yazık ki...