Laf ola beri gele der gibi dalıveriyor bazen freni patlamış kamyonlar hayatımıza.
"Ben bu filmin sonunu kesin biliyorum" diyebileceğiniz bir şey değil hayat.
Sürprizler, hiç ummadık zamanda ölüveren başrollerle dolu sokaktaki öyküler.
Ölüm dediysek her ölü nefes almaz diye bir kaide yok.Göreceksiniz...
Hep gülen, şaşmaz şekilde daima strech kot giymesine neden olacak sütun gibi bacakları olan bir kızdı Feriha (gerçek öykülerde gerçek isimler kullanmıyoruz malüm). Kuş yuvası gibi dağınık saçları, kırmızı yanakları , bira küstah bakan gözleri ile okuldaki çok sıradışı olmayan ama sıradanlıkla nitelendirilmeyecek bir tanıma sahipti.İlk senenin şaşkın ve ürkek ruh halini pek çabuk attı üzerinden. İkinci sene "nolacak abi yaaaa"lar bürüdü her yerini. Babası subaydı, belki o disiplinin isyanı oldu her şeye "nolacak abi yaaa". Bir gün yine "nolacak abi yaaa" ile hipnozcuya gitti arkadaşları ile kakarakikiri. Biz de yani "manyak bunlar yaaaaa"cılar gelsinler de geyik çevirelim halinde idik.
Ama gelmediler.
Ertesi gün de yoktular.
Sonra öğrendik. Hipnoza giren Feriha çocukken uğradığı bir tecavüzü fısıldayıvermiş isimlerle birlikte. Kendine geldiğinde herkesin yüzündeki ifadeye gülmüş önce , sonra şaka yaptıklarını sanmış, sonra doktora gitmişler..bakire değil. Sonra hatırlamış her şeyi. Çocuk bilinci reddetmiş 1. derece akrabanın tecavüzünü, yarattığı korkuyu, acıyı, utancı. Unutmuş..unutmak koruma kalkanıdır bakmayın.Ben de kaza geçirdiğim döneme ait detayları unutmuşum satır satır değil cilt cilt.
Neyse, Feriha evdekilere olanı biteni anlatıyor, baba o akrabayı vuruyor,akraba ölmüyor,aile darmadağın,ortalık toz duman...
Yeni bir hayat kurmaya çalışsa da Feriha, öteki yaşananlar hep gölge kaldı yanında.
Tarlaya bırakılmış bir at gibi
Bağlı, yalnız ve özgür,
Umudumuz sabrın tutamadığı ırmak
Umutsuzluğumuz insan kalmak içindi
**
Kalk dostum ormana gidelim
Geyik sesleri içine çökelim
Yeniden doğuş, kıvanç, uyum
Kurgular bir yana, biz bir yana
İlk kez düşünmeden görelim
Martılar gibi yağmurun altında
Melih Cevdet ANDAY