kaybetmek etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
kaybetmek etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

22 Ağustos 2024 Perşembe

Henüz Kaybedilmemişken..

TRABZON-FAROZ

 En sevdiğim yanlarımdan biridir.


Kaybetmeden kıymet bilmek.


Dün18697519621 saat kadar süren bir toplantım vardı. Her sabah yürüdüğüm yolu yürüyemedim başka yere gitmem gerekmişti.

Bu sabah, her sabah yürüdüğüm yolu yürürken "seni nasıl da özlemişim yol" deyiverdim. 

Ağaçlarıma sarıldım, taze filizlenmiş  dallara "çak bi beşlik" yaptım ve kitabımı dinleye dinleye keyifle yürüdüm.  Her sabah hayran olunacak bir ayrıntı bulduğum, senelerdir  mevsim değişikliklerinde değişimini keyifle izlediğim yol. 

Günde milyonlarca insanın geçip gittiği ama ayrıntılarındaki  kırılgan güzelliği görmediği yol. Ne çok seviyorum seni.


Ablama "günaydın" yazıverdim. Bizim POMUM adlı grubumuz var, ordaki kızlara da "günaydın" yazıverdim. Nazlı benden  evvel yazmış yine :-) Erkenci kuş o. Bir günaydını, bir yeni günün başlangıcını  tüm kalbiyle sizle paylaşan insanların varlığını, onların yokluğu ile sınanmadan kutsamalısınız. Kimsenin , sahiden "günaydın" demediği bir sabahın karanlığını hayal bile edemiyorum  ıyyyyyyyy.

Yaz günü  , duş almadan çıkılır mı evden ? Bakmadan elimi attım tarağımı aldım,  saç kurutma makinam şuracıkta. Depremde , tayinde, şu sebeple bu sebeple  evini düzenini bozmuş kaybetmiş insanları düşündüm. Minik ayrıntıların yerliyerinde olması nasıl bir güven ve huzur sebebi biliyor musunuz? Kaybetmeden kıymeti bilinesicelerden bu konu. Hem de çok önemli.

Yaran nerdeyse canın orda der eskiler.

FOTOĞRAFI TIKLARSANIZ ŞARKISI DA VAR...

Abime günaydın diyememek de benim yaralarımdan biri. Artık  hiç bir koşulda düzelmeyecek bir kopuş. Öz kardeşinizi ölmeden yitirmek. 

Hani dişinizi çektirseniz dil hep oraya gider ve yarayı yoklar ya..öyle bir şey benim için abim. İyi ki onu kaybetmeden layığı ile çok sevebilmiş, öpebilmiş, sarabilmiş, anılar biriktirmişim.



Selam olsun  nazlı güne.. hadi yaşayalım.

Ama  bir sincap ciddiyetinde..yani, yasamanin disinda ve ötesinde hiç bir şey beklemeden,yani butun isimiz gücümüz yasamak olacak şekilde yaşayalım.

20 Ekim 2020 Salı

MOR

 Bir varmış..sonra yok olmuş.

Farklı ama neden farklı olduğunu bilemeyen bir genç hanım bir ayağı başka kıtada öteki ayağı başka kıtada bir masal şehrine göç etmiş gelmiş. Aşkı da yaşamışa ayrılığı da, iyiyi de görmüş kötüyü de. Kendisine ait olanı kaftanı  için kah örtüsünü kah ruhunu değiştirip durmuş.E tabii büyümüş de o arada.

Derken evlenmiş.

Derken anne olmuş.

Ne yapacağı artık daha belirginmiş onun için çünkü ne yapamayacağı diye bir kategori oluşmuş. Annelik, insanın intihar etme özgürlüğü bile olmadığı bir mutlu hapishaneymiş aslında. Daha da güzeli için özgürlüğü feda etmekmiş kısmen de olsa.

İş hayatı da buna göre şekillenmiş. Çalışma saatleri düzenli, insanlara iyilik etmek üzere düzeni kurulu, herkes ona yabancı bir diyarda eteğini beline toplayıp canla başla var olmaya ,ruhuna en yeni mintanı oluşturmaya başlamış.

Bu, onun anne olmaktan sonraki en büyük mutluluğu olmuş.Oraya ait günler,anılarında hep mai kalmış.Aklı ve yüreği senkronize çalışan hızlı ve güçlü ekibin bir parçası olmak onu doyurmuş. Aldıkça vermiş,verdikçe almış.Bir damla iken başladığı seyahati ummana dönmüş. Farklılığı nedeniyle dahil olamadığı sosyal yaşam,bulamadığı dostluklar,edemediği sohbetler..insan yahu insan..hepsi oradaymış. O kadar mutluymuş ki yıllık izne dahi ayrılsa dönüp işe gidiyor ve her şeyin daha da iyiolması için  çabalayıp duruyormuş.

Sonra kara bulutlar birikmeye başlamış ülkenin üzerindeki gibi İddiaları aydınlatmak da olsa adım attıkları her yeri karartıyorlarmış.Bu şapşal genç hanım ve arkadaşları  mücadele etmişler. Çok zeki ve çok başarılıymışlar, var olmayı sürdürmeleri-onca yılın emeğine ve kurdukları kusursuz sisteme sahip çıkmaları olasıymış ama içlerinden biri ihanet etmiş onlara. Kara bulutların getirdiği kara prense bilgileri vermiş..sistemi açmış ve bu hem kurdukları o muhteşem sistemin,hem ekiplerinin,hem kendilerinin sonu olmuş.



Masalın sonrası hazin.

Genç hanım , güzel insanların katıldığı beklenmedik bir Gezi'ye dahil olmuş. Bu , onun felaketini hızlandırsa da hep mutlu ve gururlu andığı  zamanlarmış. Sen dizimizin dibinde oturmadın da Gezi'lere mi katıldın diyerek önce rüzgarın önünde yaprak gibi savurmuş onu kara prens ve avanesi. Sonra elinde ne varsa almışlar. Önceleri dibi yok sanmış atıldığı kuyunun..düşmüş düşmüş düşmüş..savrularak haykırarak düşmüş. ..ama kuyunun  dibi varmış.


Her kötü şeyin sonu vardır.


Onlardan ayrılan arkadaşları ise terfi üstüne terfi ile çıkmış çıkmış çıkmış ..dağların zirvesinin de sonu vardır.

Döngü.

Yıllar içinde birbirlerini bulup ,canlarını acıtan  mutlu anıları anmamaya çalışarak  görüşmeye devam etmiş kalan dostlar. Artık her biri  can yangısı cebinde mecburen başlatıldıkları yeni hayatların içinde var ve mutlu olmaya çalışıyorlarmış. Gülmeye, yardımlaşmaya devam etmişler. Hüzünlü tebessümleri zamanla kahkahaya çevirmeyi bile başarmışlar. Ama can yangılarının acısı  kırmızı imiş ve rengi hiç solmamış.

Bir gün...bugün...kendilerinden ayrılıp öteki ekibe kapıyı  açanın veda ettiğini duymuşlar.Hayallerine,hayal kırıklıklarına, dostlarına, düşmanlarına, evlatlarına, geçmişine ve geleceğine...

Onların hepsi iyi insanlarmış. Haklarını helal edip  eski arkadaşlarının yasını tutmuşlar.

Mai affetmiş koşmuş kırmızıya sarılmış.

Masal mora bürünmüş.





6 Şubat 2018 Salı

Abi'me...

Abim (tık)


Erkek kardeşlerinizi evlendirmeyin
Kaybediyorsunuz!

O geri dönecek olsa bile
Bakıyorsunuz
Siz kalmamış oluyorsunuz!



Eskidendi Çok Eskiden



Hani erken inerdi karanlık, 
Hani yağmur yağardı inceden, 
Hani okuldan, işten dönerken, 
Işıklar yanardı evlerde, 
Eskidendi, çok eskiden. 

Hani ay herkese gülümserken, 
Mevsimler kimseyi dinlemezken... 
Hani çocuklar gibi zaman nedir bilmezken, 
Eskidendi, çok eskiden. 

Hani hepimiz arkadaşken, 
Hani oyunlar tükenmemişken, 
Henüz kimse bize ihanet etmemiş, 
Biz kimseyi aldatmamışken, 
Eskidendi, çok eskiden. 

Hani şarkılar bizi bu kadar incitmezken, 
Hani körkütük sarhoşken gençliğimizden, 
Daha biz kimseye küsmemiş, 
Daha kimse ölmemişken, 
Eskidendi, çok eskiden. 

Şimdi ay usul, yıldızlar eski 
Hatıralar gökyüzü gibi gitmiyor üstümüzden 
Geçen geçti, 
Geçen geçti, 
Geceyi söndür kalbim 
Geceler de gençlik gibi eskidendi 
Şimdi uykusuzluk vakti