Bayramın son sabahında kalktım, çocuklar uyuyorken 5 km kadar bisiklet sürdüm. Sonra yürüyüş yaptım ve "güzel gönlüm, ne istiyorsun" diye sordum.
Zaman bol,seçenekler sınırsızken gönlümün arsızca "domatesli tost" diye haykırması üzücü olmadı değil. Yine de uysalca boyun eğdim emrine.
Başka ne yapsam diye bakınırken,sahilde uyuyakalmış köpüşlerin çocuklara ne kadarda benzediğini düşünüp şefkatle gülümserken gazete almaya karar verdim . Tost-karanfilli tomurcuklu çay keyfine mutlaka eşlik etmesi gereken unsurlardan biri gazete.
Hep Sözcü alırım senelerdir.
Elim ,alışkanlıkla yine ona gittiyse de ,eskiye ait özlediğim bir şeyi yapmaya karar verdim.
Milliyet mi Hürriyet mi diye baktım, bulmacasını da çözerim deyip (eskisi gibi ) Hürriyet alıverdim.
Eve geldim
Yok böyle bir keyif.
Tostumu sakin ,ara vere vere,bazen gazetede bir sayfaya yoğunlaşıp okuduktan sonra sofraya döne döne yedim.
Unutmuşum ben gazete keyfini.
Haklı şeyleri söylese ve haklı öfkeyi taşısa da Sözcü, yorulmuş gönlüm har har'ından..sanat haberleri, köşe yazıları,dünyada olan biten,ekonomi.
Bir Ahmet Hakan'ı okurken yine kabardı öfkem, saydırdım yurt yıllarımdan kalma saygıdeğer sözcük dizimlerinin en galiz olanlarını.
Bulmaca çözdüm.
Çocukluk yıllarımda, bulmaca hazırlamaya ne çok zaman ayırdığımı hatırladım. Belki de sözcüklere olan ilgim-sevgim ve anlama verdiğim özen o yılların bu gayretinden ileri geliyordur diye daha evvel düşünmediğim bir farkındalık dürttü beni.
Çocuklarıma bulmaca hazırlatmaya karar verdim ama bilgisayar çağı hızı ,hızla birlikte sabırsızlığı getirdiğinden buna ne kadar zaman ayırırlar bilemiyorum doğrusu.
Satırları aşağı yukarı çekmedne bir yapraktan gönlümce okumanın keyfi aldı yürüdü bende.
En az, siyasi satırları ve haberleri okudum.
Yok, kaçış değil bu diyecek değilim.
Bir kaç gün de olsa uzaklaşmam lazım gündemden.
Atatürk ilke ve inkılaplarına bağlı gönlüm ne söylenenleri ne susuşları kaldıramaz halde.
Dinlendirmem, döndüğümde dinlenmiş dönmem lazım.
Velhasıl diyeceğim o ki, bir nefes alımlık zamanlarda durup geride bıraktıklarımızı tavan arasındaki tozlu sandfdıklarıkarıştırı gibi karıştırmak lazım bazen sanırım. Bulduklarınız özledikleriniz olabiliyor ve özledikleriniz gönlünüze iyi geliyor.
Oh, afiyet olsun, bisiklete binmeyi bilmeyen biri olarak çok imrendim:)
YanıtlaSilBen de araba sürmeyi bilmiyorum :p dert etme Müjde :))
SilDomatesli tost çok severim. Gazete eşliğinde de ayrı keyif olur tabi. Ben de keyfe düşkün bir insanım. Bir şey yerken tadını çıkartmazsam olmaz.
YanıtlaSilYemek yemeyi sever haliniz yok fotoğraflarda Nilgün, gazete keyfi evet kesinlikle özlenesi bir şeydi benim için
SilSevgiler
Ben de tost severim. Yerken mutlaka bir şeyler okurum, daha datlu oluyor.
YanıtlaSilEskiden Tommiks Teksas okurduk, o hepten datlu olurdu di mi Burcu :D )))))
SilPufff, yarın sabah tost yapmak farz oldu :)
YanıtlaSilSanırım ben artık hemen hiç gazete okumuyorum. Çok çok sinirlerimin sağlam olduğunum düşündüğüm anlarda sözcü ve cumhuriyete şöyle bir bakıyorum ve sinirlerimin o kadar da sağlam olmadığını anlayarak kaçıyorum yine.
Yaptın mı bakiiiiim bugün tostunu Handan?
SilGündem psikoloji bırakmadı bizde sorma..aptalların da bedelini ödeyen biz oluyoruz :-(