Efendiler!
Yarın Cumhuriyeti ilan edeceğiz!
Gazi Mustafa Kemal Atatürk...
28 Ekim 2024 Pazartesi
12 Kasım 2021 Cuma
Let There Be Carnage - Venom: Zehirli Öfke 2
7 Kasım Pazar çalışıyordum.
Pazar günleri işe gelmeyi ayrı severim ben. İş yerinde bulunmak huzur verir bana. Tedavisi var mı bilmiyorum ama böyleyim işte :-)
İçimde taaa lise yıllarında kaldığını sandığım bir "ilk buluşma" heyecanı. Kalbim hadsiz taşikardilerle debelenmekte.
Çocuk tiyatronun biri bitti öteki başladı.
Randevuya az kaldı...zaman geçmiyor derken iş de bitti ve ben iş yerimden çıkıp Natilius'a doğru yürümeye koyuldum. Yüzümde engel olamadığım mutlu bir sırıtma. Tebessüm kesmiyor ...aylardır hasretim bu yoldaki o telaşlı adımların varacağı yere.
Klasiğimden mahrum kalmayayım dedim, 1 litrelik su ile çubuk krakerimi aldım.
Sonra Cinemaximum yazan kapıdan girdim.
Abartısız..gözlerim doldu.
Sinema; seni çok özlemişimmmm...kapılarına sarılıp öpeceğim..koltuklarına yüz süreceğim...o haldeyim.
Kapılar açılır açılmaz 5 no'lu salondan içeri attım kendimi. Özlemle ortamı inceleyip gelenlere bakmaya koyuldum.
Ölümcül virüs dahi aşka yenik ...en arka sıraya doğru ilerleyen çiftlerin "ne kadar yakınımızda birileri var" sorgusuyla bakan gözlerine sevecen bir aşinalıkla baktım.
Sonra sihir başladı...perde açıldı ve reklam reklam üstüne izlemeye koyuldum. Ağlicam..onları da çok özlemişim yemin ediyorum 1 saat verseler seyrederim.
Reklamlar değişmiş..eskiden detarjan, kıyafet ya da seyahatler ile ilgil reklamlar varken şimdi coin reklamları yağmur gibi. Değişen dünya beni endişelendiriyor. Değişime karşı değilim ama değişimin yönü hoşuma gitmiyor. Duygu ve 5 duyuya yönelik her şey sakin sessiz ortadan kaldırılıyor gibi. İnsan ve insanlık "lüzumsuz" hale geliyor sanki. Hoşnutsuzum.
Reklamlar bitince sevgili saçma sapan Venöm ekranda belirdi.Bildiğim, hatırladığım, endişelendiğim, unutmamam gereken her şeyi ve çocuklarım haricinde herkesi zihnimden silip tamamı ile perdeye bütünlendim.
Sinema başladı!
Venom: Let There Be Carnage - Venom: Zehirli Öfke 2
Oyuncular: Tom Hardy, Woody Harrelson, Michelle Williams
Venom'da özlediğim her şey vardı var olmasına ve izlerken beni sıkça güldürdü de..ama eksik bir şey vardı adını koyamadığım. Hani "Bayan Kahkaha" adını koydukları bayanların her şeye anormal kahkaha atmaları gibi. Onaylanmış güzel kahkaha e ama da başka bişi ya da doğru yerde mi acaba..diye sorgulatan. Venom ile simniyotik bağı olan gazeteci arasındaki ilişki "bayat ve sıkıcı" formatta ısrarla vurgulanmıştı. temponun yükselmesi gereken yerde evde çekilen bir sitcom standartında sıkıcılık süregeldi..filan.
Her zaman iyi bir Marvel izleyicisi olmak hoşuma gidiyor.
Kalan yarının içinde olmak
Filmin asıl mesajının ve keyifli kısmının jenerik sonrası geleceğini bilen azınlıkta olmak.
Onu da izledik.
Sonra "yeniden gelicemmmmmmmmmm" diye içim çığlık feveran "gelecek program " afişlerine baktım.
2 Kasım 2021 Salı
Mai'ye Özlem
Ben geri zekalıyım.
Geçmiş yazılarıma bakıp ağlayan bi ben :-)
İşsiz kaldığım zamanki yazılarıma bakıyorum..o günlerde nasıl zormuş hayat benim için ama ben yine de nasıl dört elle sarılmışım yaşamaya.
Blog yazmanın ve buradaki dost insanların satırlarının ne kadar destek olduğunu, nasıl da kocaman kuleler inşaa edip beni koruduğunu şimdi çok daha net görebiliyorum.
Sevgili Blog Dünyasının artık burada olmayan- hala burada olan tüm insanları : benim beni kaybetmememe yardımcı olduğunuz için hepinize müteşekkirim.
Kaç günlerdir iki satır yazıp dönüş yapmaya çalışıyorum ama ülke gündeminin yansımaları hayatı alt üst ettiği için normalde bir kere ve beş dakikada yapacağınız işi 10 kere ve 5 'er saatte yapıyorsunuz.
Olsun..şikayet mi ettim sanki? Daha çok şey yapmak isterdim ama zaman ve koşullar bu kadarına müsaade ediyor ne yapalım.
Nehir üniversite sınavı senesinde ve hala odak yok.
Selin Erasmus ile İspanya'ya gitti ve çok mutlu.
Özer anneciğii uzun zamandır hasta olduğu için endişe ile Eskişehir'e gitti ve üzgün.
Ben hala bulutları seyredip her sabah gördüğü ağaçları her sabah eksilmeyen bir özlemle selamlayan , gerçek dünyanın kirinden bıkmış gizemlerine ve sürprizlerine doymamış bir şaşkın. Şıkır şıkır giyinip az daha yürüsem şu gökyüzünün altında diye kulaklarında klasik müzik deryası yürüyüp duran bi tip...
amaaan ne bileyim..bi sürü şey oldu anlatsam sabaha kadar yazmam lazım.
Dur bakalım döndüm inşallah diyeyim de bir...
2 Temmuz 2020 Perşembe
Hamdım...Yandım
Özün neyse sözün de o oluyor. Bir çok şey değişiyor ama senin için aslolan kâh örtülerin altında kâh özlemlerin altında aklı kalıp zamanı gelince tekrar seni sarıyor.
Oradan geçerken hayran olmak değil anlıyor musunuz? Oraya ait olmak, o mavi sizsiniz o yeşil siz. Yarın yine tanıdık ve yeniden aşık olacağınız kadar güzel.
2 Haziran 2020 Salı
Babalar Gününe İthafen (2010-/Kadıköy)-
Babam ve çocuklarım |
Sabiha Gökçen-Babam Trabzon'a dönerken. Ayrılırken son bir bakış. |
* * *
Bu babalar gününde de onun sesini duyabilmek ayrıcalığını veren Allah'a binlerce şükür.
Bazı sevgiler sonsuzluk içeriyor.
23 Aralık 2019 Pazartesi
Levent Yüksel - Med Cezir (Full Albüm)
Keşke hep kalsaydı da dedim, tadı damağımda sesi kulağımda kaldı ah nerelerde bu adam da dedim.
Benzer ses ve üretim gelmedi hiç dimi?
Hadi sizlerin de olsun şarkıları neşesi...
Sevgiler
16 Temmuz 2019 Salı
Susar Mısınız Yeterince
9 Temmuz 2019 Salı
Ahmet Kaya - Doruklara Sevdalandım
Kan gölünde kurulandım hayatı duymak için
Kavgalara kuyulandım sabaha varmak için
Kavgalara kuyulandım sabaha varmak için.
Kekik kokusu koynunda huysuz gecenin
Uyandım birdenbire
Haydi dedim yüreğim gidelim bu şehirden
Bu şehir koparmak istiyor beni özlemlerimden
Yorgunum
Çünkü yorgunluğumun yaşamak gibi bir anlamı var
Yine de yaşamaktan duyduğum mutluluğun tadına
Düşmanlarım ulaşamazlar…"
Yüreğim yare yare iz bırakır bin acıya
Gün olur şafaklanır karanlıklar bin parçaya
Gün olur şafaklanır karanlıklar bin parçaya.
Doruklara sevdalandım ışığa doymak için
Irmaklarda durulandım dağları duymak için
Irmaklarda…
18 Mayıs 2018 Cuma
Kar Yağıyor
Lambayı yakma, bırak,
sarı bir insan başı
düşmesin pencereden kara.
Kar yağıyor karanlıklara.
Kar yağıyor ve ben hatırlıyorum.
Kar...
Üflenen bir mum gibi söndü koskocaman ışıklar...
Ve şehir kör bir insan gibi kaldı
altında yağan karın.
Lambayı yakma, bırak!
Kalbe bir bıçak gibi giren hatıraların
dilsiz olduklarını anlıyorum.
Kar yağıyor
ve ben hatırlıyorum.
Nazım Hikmet Ran
|
18 Nisan 2018 Çarşamba
40
21 Eylül 2017 Perşembe
Deniz Kokulu Kentimi Düşünüyorum Orhan Veli'nin İstanbul'una İnat
Memleketim....mahvedilmemiş hali ile hatırımda kalan her zerresine özlem ile yandı tutuştu bugün gönlüm.
Memleketim..Trabzon'um. Arap kenti olmadan, medeni günlerin aydın insanları ile yaşadığım güzel günlerine ayrı; yeşiline ayrı maine ayrı yandım.
Bazen çığlık atıp "n'olur durun artık" diye yalvarmak istediğim ama bu talanı ve yalanı durduramadığım, coşku ile mahvına giden memleketim!
3 Ağustos 2017 Perşembe
U değil O Dönüşü Yapsak Olur mu?
Tatilden dönünce insan neyi özler neyi özlemez o bile yaşla değişiyor sanırım.
Mai'nin içinde bir soluk aldım uzun tatil günlerimin başlangıcında..mai ve tatil bitene kadar tuttum. Başlangıç ve bitişteki fotoğraflar bendenize ait ve filtresiz filan.
Şimdi iş yerimde odamdayım ve kendime o soluğu vermeye hazır mısın diye soruyorum.
Sizleri özledim.
Yazmayı-günlüğümü özledim.
Kitaplarımı özledim.
İtiraf edeyim odamı da özlemişim.
Bugün bir yazayım, başlangıç olsun da yarın ya da sonra uzun uzun gönlümce yazarım diye umuyorum. Birikti bir sürü şey.
Sevgiler hepinize