40 etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
40 etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

4 Eylül 2019 Çarşamba

48(Kırksekiz)








Ay ay ay...

Utanmayı bilene ayıp vallahi.

İnsan bloğundan , yani bizzati kendisine ait dünyadan koskoca bir ay ayrı kalır mı?

Koşuyordum, duramadım: affola.


Annem ve babam benimleydi. Küçük Kumla'da annem babam  çocuklarım ile 3 hafta tatil yaptım. Öyle sanıyorum ki ömrümün tamamında, tatile en yakın zaman dilimiydi bu. Her günün sakinliğinde yer mavi gök mavi dağ mavi olan sabaha baktım ve İstanbul'u ardımda bırakmak ne kolay ve ne güzel olurdu dedim kendime. 60 metrekare , kibrit kutusu kadar evimin mütevazılığında kibrimden, yorgunluklarımdan,soru ve sorunlarımdan tamamen arınmış;köy ekmeği-keçi peyniri ve taze demlenmiş  çay ile  mutluluğu yakalamış olurdum.


 Yanımda serisini tamamlamaya uğraştığım Hasan Ali Yücel serisi kitaplarım, artık kullandığımda beni mutlu eden yakın gözlüğüm  ve sonrasında bol köpüklü sade Türk kahvesi.


İki şort 3 bluz ile mutlu mesut ben. Zeytinyağlı yeşil sabun elimde, şampuanı  unutmuş ben. İstanbul'daki  bir gardırop  dolusu elbisenin sahibi yabancı geliyor bana Kumla'dayken.


40'ından sonra , imla işaretleri yoruyor insanı belki de. Ne soru işareti ne ünlem kaldırmaz oldu  bünye. Akışkan ve dinlendirici notalar (tık), uzun sessizlikler başımın tacı diyorsunuz. Renklerden en güzeli mavi, mevsimlerin her biri başka şiirsellikte başımın tacı diyorsunuz.


Günde en az 100 telefon görüşmesi yaptığım kanısındayım. Ve her gün en az 50 insanlar görüşüyorum birebir. Mesleki deformasyon sanırım, konuşmak ve konuşulmak zül gelir oldu.

Mutlu suskun maviliklerle açayım sezonu. 
Blog dünyası candır,  dönmüş olabileyim inşallah.

18 Nisan 2018 Çarşamba

40


Bin  tane derdi olur da insanın, özlem, kendini henüz kaybetmemişse insan, şartlı reflekslerle donanmamışsa beyni , özlem bir başka dert oluyor içine.

Bir yaştan sonra kaldıramıyor insan derler ya. Ben keşfettim o yaş 40.

Yaşlılığın gençliği, gençliğin yaşlılığı imiş  40.

Zorrr a dostlar, zor yaş 40.Baktım hüznünü   kaldıramıyor gönlüm öfkelenmeye çalıştım beyhude. Öyle özlem doldu ki içime, öfkem arşa fırladı "hiç affetmeyeceğim seni" dedim içimden avaz avaz.

İri çakıllarla dolu bir ıssız sahilde durup  ufka bakmak gibiydi. Arada bir uçsuz bucaksız mai;mai soluk griye dönmüş..siz içinde bir nokta. 

Dallarda bahar çiçekleri.

Mevsim kış.



* * * * * * * * * * * * * * * * * * * *


Bir filmden replikti : "Tanrı'm, lütfen kızım çok güzel ve aptal olsun. Bu hayatta bir kadının  başına gelebilecek en iyi şey bu!"  

O zamanlar komik gelse de kafama takılmış  , düşünmüş durmuşum ara ara. Bugünün Türkiye'sinde söz hayli geçerli . Çocuğun IQ'su, akademik başarısı ne olursa olsun  hayallerine ulaşmaya hak kazanmışken burs bulamıyorsunuz. Çocuğun özel yeteneği ne olursa olsun eşit eğitim sağlayamıyorsunuz. Din iman hak hukuk ..her şey para olmuş.

Sorunları dile getirdiğinizde ise tam bir arap zihniyeti ile yerleşmiş "öğretilen cevaplar egemenliği" ile karşı karşıyasınız.

Sistem ne kadar sorun ise eğitim konusunda, veliler en az o kadar büyük bir sorun. Bunu gördüm, bunu bildim, bunu söylerim.

İnsan bir şeye hem küfreder hem besler mi?

Mantık , dirayet sizlere ömür


*  *  *  *  *  *  *  *  *  *  *  *  *  *  *  *



3 Kasım 2016 Perşembe

Peki Sizin Rakamınız Kaç?


Önümden geçip gidiyorken birden geri döndü adam.
"Sizin rakamınız ne" dedi.
Afallamış halde "nöy?" diyebildim.
Kaşları hafifçe çatıldı ve yoluna devam etti.

Sonradan bu konu hakkında konuşacağımızı ikimiz de biliyorduk.

Merak kazanına düşmüş olmalıyım çocukken. Adam gitti ama soru bende kaldı.
Herkesin bir rakamı mı  var?

Sayıların büyülü dünyasından uzak kalmama neden olan şey okul yıllarındaki matematik dersindeki üstün başarım mıydı (tık) acaba?Üniversite bitirdiği  halde çarpım tablosunu hala ezberleyemeyen ve akıldan basit matematik işlemleri yapamayan ben...

Sonra o aleme dalıverdim. Sınıf geçmeme neden olacak sorular halinde karşıma dikilmiyorsa sayılar gerçekten büyülü olabiliyormuş. Dinler , kutsal kitaplar , müzik, resim, efsun ... hepsinde sayılar varmış . Kutsal kitapların temel rakamları , hamile kaldığınızda çocuğun cinsiyetini belirlemek için regli günleriniz ve merhaba günleriniz arasındaki sayısal ilinti vs vs vs.


Benim rakamım "3"müş. Sonradan öğrendim.Sabır sayım ise "2".Nasıl öğrendiğim ise benim için bile muamma.Yaşadıklarımın fark edemediğim düzenli  tesadüflerini, dönüm noktası teşkil eden tarihleri izlediğimde hep "3" rakamına vardım. İstediğim şeyler için ise hep 2 yıl beklemem gerekti. 2 yıl sonra biriken o tüm istekler gerçekleşiverdi. 

Mesela  çalıştığım ofisin boyanması,zeminin değişmesi, iş saatlerimle ilgili esneklik, kahve içip sohbet edebileceğim iş bilen personel,maiyi çaışma hayatıma dahil edebilme,terfi ama göz önünde olmama, abi nolur 2 beden küçülüp  işe çuval giymeden de gidebilme gibi  zaman çinde minik minik biriken bir sürü dilek 2 sene sonunda pat diye hepsi bir arada oluyor. Benim hayatım hep böyle ne komik değil mi?


29 yaş kırılma noktasıymış daha evvel de bahsetmiştim. Hayat, o güne kadar sizi en fazla zorlayan konuda sizi imtihan edermiş. Ve herkesin 29 yaşında (ya bir eksik ya bir fazla da olabilir ama mutlaka 29 yaş ile kesişen ana nokta olur) bir kesin büyük kırılması varmış. Hayatın akıp gittiği ray görünmez bir elin çektiği makasla yön değiştirip insanın yolunu başka yöne alırmış . Benim anne olup özgürlüğümü sonsuza kadar yitirdiğim  ve hayatı  SÖ , SS (Selin'den Önce- Selin'den Sonra) olarak ayırdığım yaş. 


Eğer 29'unda bu imtihanı veremezseniz, sizin için en hassas konudaki bu zorlu sınav 39'unda başlayan bir süreçle 40 yaşında çok daha ağır şartlarda karşınıza dikilirmiş.

Sorduğum çoğu insan bunu  yaşadığını  doğruladı.

Şimdi 1.5'tayım sabır konusunda.Dileklerim birikiyor sabır potasında. Ne dilediğime, ağzımdan çıkana gönlümden geçene dikkat etmeye çalışıyorum elimden geldiğince çünkü karşıma çıkacaklarını biliyorum.

Bana rakamın ne diye soran adam mı?
Kur'an'ın sayısal şifresini çözmeye  çalışan bir gruba mensuptu.

O günden 2 sene sonra iş değiştirmesi gerekti.
Onun rakamı onun, benim rakamım benim dileğimi gerçekleştirmiş oldu.

Hayatınızdaki düzenli tekrarları ve yolunuza çıkıveren insanları, aklınızdaki soruya cevapmış gibi birden beliriveren cümleleri (Tv'de kitapta-yolda yürürken -otobüste konuşmalar içerisinde vb) önemseyin.

Bize avaz avaz bir şeyler anlatmaya çalışan bir evren var içinde yer aldığımız.
Sevgiyle gülümseyin.