13 Temmuz 2018 Cuma

A'mâk-ı Hayal



"evet azizim! ben hayallerin arkasina gizlenmis olan hayaletleri ariyorum. ne yazik ki bulamiyorum. tam olarak 'bulamiyorum' demek de yanlis. bunu nasil anlatacagimi bilmiyorum. ilmi gerceklere kimsenin bir sey demeye hakki yoktur. yalniz, bir hakikatin varligi diger bir hakikatin varligina engel olmaz. bazi vicdanlar, baslangic ile sonu birbirinden ayiran bir cizginin onunde durup orada kalamaz. ben bu hayati; dunyaya nicin geldigimizi, ne olacagimizi, bizi bu dunyaya gondereni anlamadan terketmemeye niyet ettim. keske bu sorulara olumlu ya da olumsuz bir cevap bulabilseydim. yari dervis, yari deli ama her gordugunu hikmet gozuyle goren bir dusbazin dusleri sizi cagiriyor. hayat, sekr aninda gorulen bir dus degil midir? kim bilir?"


Tam da  fırtınanın ortasında "arif olan arif'i bilir" diye iç kapağına bir güzel cümle yazılıp bana hediye edilen bu kitap hayal  ile hayat arasında öğretici ve farkına vardırıcı  anlatımlarla dolu.

Henüz okuyorum bitirmedim. Yine de etkilendiğim bir öyküsünün öğretisini paylaşmak istedim.

Öyküde Raci savaş alanına gidiyor.

İiyilikle kötülüğün ebedi savaşı bu tabii.

Nifak'ı Muhabbet yeniyor.
Muhabbet'i Gazap
Gazap'ı Hikmet (insanın bilgide ve ahlakta ulaştığı kemal)
Hikmet'i Nefs-i Emmare (kötülüğü emreden nefs)
Nefs-i Emmare'yi ise aşk yeniyor.

Beni hoş yolculuklara çıkartan bu kitabın , hayatımın bu döneminde karşıma tesadüfen çıkmadığına inanıyorum.

Bitirmeyi de sabırsızlıkla bekliyorum.
Bakalım bana daha neler anlatacak.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder