İki küçük çocuktular korktuklarında elele tutuşup kırılgan duygularını saklamaya çalışan.
Birinin gülüşü masumiyet çağlayanı ..gür,tertemiz,aydınlık.
Diğerininki mahzun ama kocaman,çekingen.
Aydınlıkla karanlığın savaşı bu. Yitirilenlere aldırmayış,nefsin körlüğü, suçlamanın kolaylığı. Dinleyip anlama zamanı şimdi.
Tembellikten kaçınma zamanı şimdi.
Biri , çağlayan gülüşlü olan bir tokat attı mahzun olana. Bir minik goncagül'e atfedilmiş kibir ve güç savaşı ile başladı karanlığın aydınlıkla savaşı.
Mahzun gülüşlü daha da mahzunlaştı ama köprüleri atmadı. Affetti zamana birikmiş sevgiye sığınıp. "Korkuyor mu acaba" dedi saldırganlığa anlam veremeyip, tuttu diğerinin elini yine de.
Balzac bir romanında "kötüye merhamet ve anlayış iyiye zulümdür. Cesaretlendirir,beslersiniz kötülüğü" der. Bu masalda da olagelen böyle seyretmiş.
Gülüşü çağlayan gittikçe daha kötü daha kırıcı olmuş. Çünkü etrafındaki herkes her koşulda onu affetmiş. Öfkesi bitmez bir çöl gibi kasıp kavurur olmuş ortalığı. Herkesin umudu, küçücükken etrafı aydınlatan iyi kalbindeki son bir kırıntı kaldıysa onu yok etmemek ve güzel günlere dönebilmekmiş. Onu anlamaya çalışıp affetmeye devam etmişler.
Sonra gülüşü özlenen olmuş adı çağlayan gülüşlünün. Korktuğu için korkutan, korkutunca da korkusunu unutan zalimin teki olmuş.Yoldaşı kulağına hep sevdikleri ile ilgili nifak cümleleri fısıldaya fısıldaya onu kör etmiş.Aklısıra kazandığı zafermiş ama yoldaşı aslında neyi kaybettiğini göremeyecek kadar beyinsizmiş. Zalimliği ile goncagül'ünün dikenini sivriltmiş. Bir gün o dikenin eline değil kalbine batacağını bilmez gibi düz yolları yokuş edip , önüne geleni pervasızca kırmayı iş edinmiş.
Kocaman çekingen gülüşlü ise karanlığı beslememek için susup geri çekilmenin hoş bir tevazu olduğunu ama yetersiz ve bazen hatalı olduğunu anlamış. Kılıcı çekmek yerine kalkanı güçlendirmiş..ve aydınlıkla karanlığın savaşı şiddetlenerek devam etmiş.
Masalın sonunu yazmak isterdim ama masal halen devam ediyor. ...çok şükür henüz bir sonu yok.
Ama iyiler her zaman kazanır...
Bir kitap okuyorum, "arif"in teki tarafından hediye edilmiş bir alem kitap.
Hiçliğin ululuğundan bahsediyor sanırım özetle.
Karanlıkla aydınlığın savaşında meydanda toplanılıyor.
Savaşçılar savaşa başlıyor. İyiler de kazanıyor kötüler de.
Sonra kötülüğün savaşçılarından "nifak "ortaya çıkıyor. İyileri darmaduman ediyor. 2 gün 3 gün iyilerden kimse onnu yenemezken iyilerin başı alana "muhabbet"i sürüyor.
Muhabbet(sevgi), nifakı yerle bir ediyor.
Kötüler bakıyor ki muhabbet her savaşı kazanır oldu, karşısına Gazap (öfke) çıkartılıyor Muhabbet'in. Muhabbet ne yapsa olmuyor ve 3. gün sonunda Gazap karşısında yenik düşüyor.
Gazap, iyilerin "Gazap'ı ancak o yener" deyişleri ile sahaya sürülen Hikmet yani insanın bilgide ve ahlakta ulaştığı kemal ile savaşıyor. Hikmet bu savaşın galibi oluyor.
Kötüler savaştan vaz geçer mi? Üstüste galibiyetler alan Hikmet'in üzerine en kuvvetli savaşçılarını yolluyorlar. Nefs. Nefs Hikmet'i yenip köle ediyor. Kötülüğün kaçınılmaz galibiyeti ilan edilecekken Aşk(ilahi sevgi)ortaya geliyor ve hepsine hükmediyor.
Karanlığın kıymeti aydınlıkta, aydınlığın kıymeti karanlıkta.
Gülüşünü yitiren tüm canlara Allah merhamet etsin.