Selin Bilfen'de okudu.
Öğretmenler gününde hediye almamız yasaktı.
Nehir devlet okulunda okudu.
Öğretmeni, öğretmenler gününde yarım altın mı dersiniz , markası belli mağaza mı dersiniz hediyesini seçip söylerdi ve veliler neredeyse minnetle alırdı hediyeyi.
Ben hariç.
Asla katılmadım bu meblağı belli hediyelere, yılbaşı ya da öğretmenler gününde.
Sınıftakiler huzursuz olunca , katılanlarına adını yazalım gibi yollara başvurunca "katılmayan sadece ben olduğuma göre Kadriye hariç yazıverin" dedim .
Kızgındım velilere de öğretmene de.
Onu kızdırmayalım , daha kaç sene çocuk onla beraber diyorlardı. Aklım sırrım duruyordu. Siz hediye almadınız diye çocuğunuza kötü davranacak biri öğretmen ya da sağlıklı bir yetişkin değildir, öyle olduğunu düşünüyorsanız zaten çocuğu ona vermemelisiniz diyordum.
Bir gün, Nehir sınıfta konuşuyor diye silgi atmış ona öğretmeni. Çocuk ilkokul 1ya da 2.
Öğretmenler gününde akrostiş şiir filan yazdırırdım çocuklarıma. Ya da el emeği başka bir şeyler. "Senin emeğinin meyvesi sana en büyük hediye" derdim öğretmene. Yılbaşlarında ışıklı - dönen dünya maketi filan alırdım "sınıfa" . Hediyeyi hak eden öğrencilerdi öğretmen değil. Kalan da devlete feda olsundu, bizden sonraki velilerin çocukları kullansındı. Bir de her sene şahane bi Atatürk'lü takvim alırdım..şaşmazdı. Sınıf, hediyesini verirken de içleri rahatlasın diye " ben hariç hocam, ben katılmadım doğru bulmadığım için " derdim. Aman veliler üzülmesin, öğretmenin de aklı karışmasın neme lazım.
Nehir de mezun oldu, öteki çocuklar da. Yıllar sonra o sınıftan hangi veliye rastlasam (bi benim adım kalmış akıllarda) hepsi "sen haklıydın" dediler. İlla buluşalım görüşelim denildi.
Onca seneyi bahçede-sınıfta yalnız geçirmişim.. Ne konuşayım ben sizlerle , o zaman da yoktu söyleyeceğim bir şey şimdi de yok dedim geçtim.
Kırgın mıyım?
53 yaşındaki ben, 37 yaşındaki bana yapılanlara kızgın tabii. Ama daha çok "veli güruhunun" bu berbat sisteme hem söylenip hem de sistemi beslemesini affetmemiş olması muhtemel.
Çayımı da yalnız içerim ama içim ferah olur nolcek .😏
"Doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlar." İyi ki bir veli hariç kalmış. O çocukların bulunduğu sınıftakiler rüşveti de, kayırmayı da, haksız kazancı da doğal sayarlar elbette. YAZIK...
YanıtlaSilÇok Sevgili Makbule Hanım,
SilÇocuklara yazık, memlekete yazık, öğretmen diye sınıfta duran canlı türüne bile yazık...Allah sonramızı hayretsin.
Sevgiler
ben devlet okullarında böyle öğretmenlerle karşılaşmadım çok şükür.karşılaşmış olsaydım ''ben hariç'' derdim kesinlikle.
YanıtlaSilAyşe,
SilO " ben hariç"ler kurtarıyor memleketi zaten.. iyi ki varsın
Sevgiler
İki çocuğumda devlet okulunda okudu , bende hiç karşılaşmadım böyle hediye olayları ile o zamanlar 8+4 dü sistem. Çok da git gel yapmadım zaten okula:) Ama o çocuğa silgi fırlatmak nedir ya hu! İyi yapmışsınız siz de ona fırlatmakla, çok güldüm:)
YanıtlaSilMehtap,
Silİnsanların ve sistemin daha düzgün olduğu zamanlar onlar. 8+4. Biz 4+4+4 ucubesi ile okuttuk çocukları. Çocuğun ödevi var yerine ödevimiz var diyen veliler ile. Kanımca, şu bizim okuduğumuz 5+3+3 daha iyiydi.
Sevgiler