Yani işimden..
Oysa ne öyküler yaşandı,ne alimler ne zalimler geçti oradayken ..kimi iz bırakmadan kimi unutulmadan .
Hayatımdan gelip geçenlerin portrelerinde,gerçek yaşam öyküleri serisinde bugün o kesitten birini anlatacağım size:
Yardıma muhtaç ailelere yardım dağıtıyorduk.
Benim olduğum büro Kadıköy-Maltepe-Pendik-Kartal bölgesindekilere ait işlemlerin yapıldığı yerdi.
Tek başınaydım ve kayıt listesinde adı olan binlerce insan ile görüşmem, kayıt tutmam,yardımları onlara vermem gerekiyordu.
Ayrıca yeni başvuruları da değerlendirmem gerekiyordu.
İşte bu, gerçekten zordu.
Kış günü incecik penye blüzların altına plastik terlik giyen kadınların titreyerek yardım istemeleri kolay dayanılır bir şey değildir.
Ta ki , bir çoğunun köşe başında bekleyen eşlerinin yardımı ile altın bileziklerini torbaya koyup çizmelerini-kıyafetlerini oracıkta değiştiğini gözünüzle görene kadar.
Yol param yoktu , bir lirayı komşumdan aldım da geldim diye ağlayan menekşe gözlü yaşlı teyze için gözleriniz dolmuşken evrak getirmek için içeri giren zabıtanın "ana! ev sahibim!" feryadı sizi sizden alır götürür. İnanmak istemezsiniz.
Örnekler kolayca çoğaltılabilir.
Bir süre sonra öğrenirsiniz kim muhtaç kim değil, kim yalancı kim değil sorularının cevaplarını içeren ip uçlarını ve yanılgı payını en aza indirmeyi.
Ve kişiliğiniz illa yaşamdan keyif almayı-yaşamın hakkını vermeyi emredenlerdense, bu ağır yorgunluklar içinde kendi kendinize oynayacağınız minik oyunlar türetir,dışında kalmaya çalışmanın yorgunluğu yerine dahil olmanın , detaylarda var olabilmenin ayrıcalığını yaşarsınız.
Kimbilir bilmem kaç bininci görüşme sonrasında gün sona ermek üzereyken geldi kapımdan içeri.Üzerinde lise kıyafeti olan solmuş bir lacivert ceket, kocaman ama koskocaman siyah gözler,iri dudaklar ve ergenliğin baş tacı sivilceler.
-Burada yardım dağıtılıyormuş , biz de alabilir miyiz? dedi minnetsiz ve aslında çok da umurum değil havalarında. Normalde ona hayır demem ve yollamam gerekirdi çünkü kayıtlı olmadığını kendi de söylemişti. Ama o kocaman siyah gözlerdeki kırgınlık beni kendine çekti.
-Adın ne senin?
-Ümit
İyice bir süzdüm onu. Rahatsız olduğu belliydi ama akıp duran burnunu çekmekten başka tepki vermedi.
-Nedir buraya gelme sebebin Ümit?
Dimdik gözlerimin içine bakarken ilk kez bakışlarını kaçırdı.
-Annemle babam ayrıldı.Ev bizim ama okuyan 3 kardeşiz, gelir yok.Babam aşçı.Yardım etmeye çalışıyor ama...
-Nerede okuyorsun?
-Kadıköy ....Lisesinde
-Nerede oturuyorsun?
-Maltepe'de
-Zor olmalı?
-Seneye bırakacağım, yol parası çok masraf.
Biraz daha baktım kara gözlerinin kırgınlığına.
-Ümit, öyle bedava ekmek kimseye yok.Gel bu yorgun ve yaşlı kadına yardım et bakalım, önce hak et ..dedim.
Şaşkın şaşkın bana baktı. Söylediğimi anlamamış gibiydi.
-Gel gel, canım çıktı yemin ediyorum. Hem şu yardım evraklarını düzenlemem için yardım et hem de az daha anlat bakalım kimsin nesin, burcun ne mesela. En sevdiğin şair kim filan, muhabbet edelim yahu, dibim düştü sorgucu teyze gibi olmaktan sabah beri.
Gülümsemesi güvensizdi. Yerinden kımıldamadı.
-Gel len! dedim daha keskin bir haykırışla.
Elinde tuttuğu kitaplarını telaşla masama bırakıp hala tereddütle masanın arkasına, yanıma geçti. Masamın altında yanan elektrikli soba ıslak pabuçlarını ısıtsın istiyordum. Ona, yerinden kımıldamadan yapacağı iş verdim.
Küçük, tutuk sohbetimizi tamamladığımızda eve daha da geç kalmasından endişe ettiğim için gönülsüzce de olsa ayrıldım ondan.
-Yalnız bana söz ver, yine geleceksin.
Gülümsedi kanadı kırık kuşlar gibi. Cevap vermedi ama giderken mutluydu.
Devam eden koşturmaca karmaşanın içinde aklımda gittikçe zayıflayan bir hayal olarak kaldı Ümit.
Yardımlar 3 ayda bir veriliyordu.
Ordulu Sakine,Mardinli Çinko, Diyarbakırlı Bemece,Suat Teyze gibi belli başlı -bana göre- bir şeyler paylaştığıma, gönül teline dokunduğuma inandığıma, öykülerini dış ses gibi dinlemek yerine içinde bulunabildiğime inandığım kişilerin gelişini sabırsızlıkla bekliyordum. Onların iyi olduğunu görmek, küçük sohbet aralarında neler yaşadıklarını bilmek,hayatlarına kısa temaslarla da olsa dahil olmak beni mutlu ediyordu. Hele ne söylediğini anlamam mümkün olmayan o yöreden gelenler yok mu? Gülmekten bayılıyorduk birbirimize derdimizi anlatana kadar. İki ihtimal var her zaman: anlamıyorum diye kızmak veya anlamanın bir yolunu bulmak. Bir tebessümün anlattığı şey her yerde aynı.
İsimlerinin öykülerini dinlemeye bayılırdım.
BMC kamyonları çıktığı sıralarda babası çok istemiş onlardan almayı ama para nerdeee..alamamış adamcağız. Tam o sıralarda kızı doğunca "bence Be Me Ce" diyen ünlü sanatçıya " bence de bemece" demiş ve kızının adına Bemece koymuş.Nüfus kağıdında, bildiğiniz Bemece yazıyor. Ben buna katıla katıla gülünce "aman senin adın Kadriye de n'oluyo" diye o da bana gülmeye başladı.
Ne güzel günlerdi.
Neyse,artık bahar gelmişti ve bir akşam üstü yine kapıdan giriverdi Ümit. İlk geldiğinde aynı boylardaydık ama 3 ayda nasıl boy attıysa beni geçmişti boyu. Şimdi yüzünde tereddütten ziyade nasıl karşılanacağına olan merak baskındı.Nihayet bir sebep bulup gelebildiğine sevindiği de belliydi.
-Ooo Ümit, gel paşam gel. Nerelerde kaldın? Ben de gelmeyecek bu sefer bu oğlan diyordum.
Gülümsedi.
-Hadi hadi git ikimize birer gazoz kap şu büfeden, dilim damağım kurudu. Çabuk gel, bekliyorum hadi.
Az sonra gazozlarımızı içerken koyu sohbete başlamıştık.
Kız kardeşine asılan olursa diye ortaokulun kapısında bekliyormuş gidince. Ortaokul bitsin, asla okutmayacakmış kardeşini. Mahallede bir tamirci varmış, orayla anlaşmış.Bu yaz başlayacakmış orada çalışmaya.Okumayacakmış.
-E, sonra Ümit ..dedim üzgün üzgün.
-Sonra bi kız bulacam ama başı kapalı, okumamış.Okuyan kız doğru dürüst olmuyo anlarsın ya.Çalıştırmam ben karımı..bakarım eve işte..dedi.
-Ümit, ben senin yaşından 2 sene fazla okula gittim,çalışıyorum da.. dedim cümlemi tamamlamadan.
Esmer yüzüne taze bir kızıllık yayıldı.Bakışlarını çevirdi yine kaçmak istercesine.
-Siz başkasınız..dedi
Cevap vermedim.
Susmak, konuşmaktan çok daha fazla sözcük içeriyor bazen.
-Senle bir anlaşma yapalım. Seneye de oku, ben de size glen yardımı arttırayım dedim.
-Yol parasını bulabilsem ..diye ağzından kaçırdı. Sonra yine gururla baktı yüzüme."Okusam ne olacak zaten"
Ama ben çoktaaan anlamıştım aslında seçmek istediği yolun bana anlattığı yol olmadığını.Fakirlikten dolayı yaşaması gereken hayatı kendi seçmiş gibi davranarak gururunu kurtarmaya çalıştığını.
Zabıta arkadaşlara rica ettim, alıp onu bir çay içmeye içerdeki odaya geçtiler.Erkek erkeğe konuşmak, nasihat daha etkin olacaktır diye düşünmüştüm.Beni her ne kadar sevdiyse de belli ki onun "doğru" kriterlerinin çok dışındaydım.
Zabıta arkadaşlara rica ettim, alıp onu bir çay içmeye içerdeki odaya geçtiler.Erkek erkeğe konuşmak, nasihat daha etkin olacaktır diye düşünmüştüm.Beni her ne kadar sevdiyse de belli ki onun "doğru" kriterlerinin çok dışındaydım.
Hacıannem yazısında anlatmıştım bana uzatılan sorgusuz sevgi elini. Hemen Ülker Abla'yı aradım. Ona durumu anlattım. İş kadını olmanın getirisi ile kısa - net sorular sordu ve adının bilinmemesi kaidesi ile Ümit'in yol masrafını ve harçlığını üstleneceğini söyledi.
Ümit geri geldiğinde onu karşıma alıp kendisine bir sponsor bulduğumu, kırık not getirmemesi şartıyla eğitim masraflarının tamamının karşılanacağını söyledim.
Önce bana inanamadı. Sonra kuru toprağa yayılan yağmur damlaları gibi umut ve sevinç yüzüne yayıldı dalga dalga.Sarılmaya kalktı,elini sıktım. Hem mesafe koymalı, hem ona saygı duyduğumu anlatmalıydım.
Evlerine incelemeye giden ekipler yardım niteliğini ve miktarını arttırmışlardı çünkü gerçekten berbat vaziyetteydiler.Ümit, hemen her gün okul çıkışı uğramaya çalışıyor bazen zabıta abileri ile bazen benimle sohbet ediyordu.
Bir gün annesini getirdi tanıştırmak için. Annesi "Ümit benim her şeyim , o olmasa nasıl yaşardım bilmiyorum.Dertlerimi ona anlatıyorum, bir an dayanamam yanımdan ayrılmasına" dediğinde sakin yaradılışıma alabildiğince ters düşen bir öfke kabardı içimde.
-"Ümit daha çocuk. O size dayanacak hanımefendi siz ona değil. Bir kendinize gelin lütfen" dedim tıslayarak."O okuyacak, bir geleceği olacak..size düşen ağlayıp sırtına yaslanmak değil yolunu açmaktır"
Birbirinden asla hoşlanmayacak iki kadın olarak birbirimizin gözlerinin içine baktık.Geçirmeye niyetlendiği minik sinir krizi, buz gibi bakışlar ve aldırmazlığın zırhına çarpınca geçiverdi.
Onu sevmemiştim.
Ümit, yardımsever meleğinin kim olduğunu çok merak ediyorsa da söz verdiğim üzere ona bilgi vermiyordum.
Lise sona geldiğinde üniversite hayali kurmaya çekinir olmuştu.Bu, gönüllü bursunun devam edeceğini ve hatta fazlasını bulacağıma söz verdiğimi söylesem de tereddütleri , korkuları daha baskındı. O lise sona geldiğinde kız kardeşinin liseye başlama zamanı gelmişti ve artık hayat görüşü değişen Ümit kardeşinin liseye yazılması için ön ayak olup gönlüme taht kurmuştu.
Lise sonun ilk döneminde , adet olduğu üzere karnesini getirdi. Bursunu kaybetme korkusundan derslere asılan ve o zamana kadar hiç kırık notu olmayan Ümit'in 2 kırık notu vardı.
Karnesinden bakışlarımı ayırıp uzun uzun yüzüne baktım.
Artık, benden en az 15 cm uzundu.
İçerden atkımı alıp yanına geldim.
-Eğil
-Ne?
-Eğil
-Niye Kadriye Hanım ?
-Başını bağlayacam, büronun camlarını sileceksin.
-Ne?
-Duydun
-Hayatta yapmam
-Anlamadım(tehditkâr)
-Ama Kadriye Hanım ( aman Allah'ım tonlaması)
-Amanı zamanı yok,eğil!
Başını sardım, eline kova ile bez verdik.
-Kadriye Hanım bari içerden sileyim..gören olur yav.
-Oğlum, sen okumazsan zaten olacağın bu. Aşağılanacaksın, istemediğin işleri yapıp başkalarının pisliğini temizleyeceksin.Alış. Git, çık dışarı, sil camları yürü!
Sesimde tereddütten eser yoktu.
Çıktı ve camları sildi.
Geldi, atkıyı masama attı,gitti.
Kızgındı..ama benim ona kızgın olduğum kadar değil.
İki ihtimal var her zaman: buraya kadarmış diye pes edip vazgeçmek veya devam etmenin bir yolunu bulmak.
İkinci dönemin ortalarına kadar gelmedi.
Geldiğinde birlikte kokoreç yemeye gittik.
Bir şey olmamış gibi davranmaya çalışıyordu, benimse hiç öyle bir niyetim yoktu.
-Kadriye Hanım bişi soracam. Tüm sınıfa döner ekmek yollayan isimsiz bir hayırsever geldi bugün, hepimiz bayram ettik. Benim sponsor muydu o?
Güldüm.
-Bilmem ben ..dedim.
-İyi bir bölüm kazanırsam bana yine yardım edecekmisiniz Kadriye Hanım?
İnanarak baktım yüzüne.
-İyi bir bölüm kazanacaksın ve ben sana daha çok yardım edeceğim Ümit ..dedim.
Kara gözleri dalgınlaştı.Bir karar vermeye çalıştığı belliydi ve artık sonuna gelmişti.
Ümit Kocaeli'nde Makine Mühendisliğini kazandı.
Onunla nasıl gurur duyduğumu da, ben ondan nasıl ayrı kalırım diye ortalığı yerle bir edip çocuğu neredeyse vazgeçme raddesine getiren,ağlaya ağlaya Ümit'in beynini eriten annesini hayalimde nasıl parça pinçik ettiğimi de anlatmayayım.
Ümit'in bursu devam etti.
Ona başka yardım edecek insanlar da buldum.
Ona başka yardım edecek insanlar da buldum.
Tam , onun bana müjdeli haberi verdiği gün bir dostum beni arayıp "Kadriye Hanım, Kocaeli'de üniversite bursu veriyoruz bir kişilik kontenjanım var..var mı bildiğin ihtiyaç sahibi biri" diye sorması ise "sen yola kalbin doğru çık, Allah tutar elinden"i anlatan enfes bir tesadüf oldu.
Ümit, maddi anlamda zerre kadar zorlanmadan okudu.
Bir gün Ülker Abla ve kız kardeşi olan lisedeki tarih hocam beni ziyarete gelmişlerdi...ki bu senede bir ya olur ya olmaz. Ümit giriverdi kapıdan. Kalbim o kadar hızlı çarpıyordu ki mutluluktan oraya yığılabilirdim. Ümit'i masamın önüne oturtup Ülker Abla'ya koşturdum. Ona "bu senin oğlun..okuttuğun çocuk" diye fısıldadım.
Ülker Abla gözleri dolu dolu baktı Ümit'e. Bakışlarında bir sevgi, gurur deryası ile seyretti onu. Ne kadar yalvardıysam da tanıştırmama izin vermedi. "Sağ elin verdiğini sol el bilmesin Kadriye" dedi. Bir kez daha saygım ve sevgim bilinen boyutun ötesine geçti; sözleri ve yaşamları ile bize ders veren ,öğreten insanlar vardır. Ben ne şanslıyım ki onların en güzellerinden biri hayatımda diye düşündüm.
Ümit'in yanına döndüm. Pek sabırsız bir hali vardı.
-"Kadriye Hanım" dedi "sizinle bir şey konuşmak istiyorum.Bugüne kadar bana çok iyilik ettiniz ama ben daha fazlasını isteyeceğim.Sizden başka isteyecek kimsem yok.Şu beni okutan Melek Teyze..onunla konuşabilir miyim?"
Adeta türk filmi formatına dönen iş yerimdeki akıştan başım dönmüş bakakaldım Ümit'e
-Neden Ümit...ne oldu hayırdır inşallah?!
-Kadriye Hanım, kız kardeşimi biliyorsunuz. O bu sene üniversite sınavına girdi. Annem ve babam istemedi ama ben durdum önlerinde. Okuyacak maddi bağımsızlığı olacak ezmeyecek el oğlu onu dedim. Sınava girdi .... Üniversitesi Tarih bölümünü kazandı ama yollamıyorlar onu Kadriye Hanım. Başka şehirde diyorlar, kız kısmı diyorlar,para yok diyorlar.Olmaz!Olmaz!Onun okuması benim okumamdan da önemli Kadriye Hanım.Bize yardım et. O , Melek Hanım ile konuşalım, benim paramı kessin ona versin.
Heyecandan nefes almadan konuşuyor, gençliğin başı dikliğini-gururunu kardeşine duyduğu sevgiyle yenmeye çalışıyordu.
Onunla hiç bu kadar gurur duymamıştım.
Onu, hiç bu kadar sevmemiştim.
Tarih Hocam gözleri dolu dolu yanımıza geldi.
-Kardeşin tarih hocası mı olacak..dedi. Ben Kadriye'nin tarih öğretmeniyim. Yolla kardeşini okumaya, al bu yol parası..sonrası için irtibatta oluruz.Ben yardım edeceğim size.
Ümit inanmaz gözler ile bir ona bir bana bakıyordu.
-Yoksa bana yardım eden Melek Teyze o mu ..dedi heyecanla.
-Yok o değil Ümit..yemin etsem başım ağrımaz..o değil dedim gülerek.
Başka yerden de yardımlar buldum ,olmazı olur kıldık ve Ümit'in kız kardeşi üniversiteye gitti.
İki ihtimal var her zaman: yapamıyorum diye kızmak veya yapabilmenin bir yolunu bulmak.
Mavi Bilye'yi unutmamak lazım.
Sonuç mu?
Ümit ,bir İtalyan firmasına girdi. Orada çalışıyor mühendis bey.
Kız kardeşi (şaka değil - abartı değil) okulunu birincilikle bitirdi ve akademisyen olarak orada kaldı.
Bir kaç küçük dokunuşun sevgi ile birleşmesi, emek ile bezenmesi sonucu hiç var olacağına inanmadığımız Ümit'ler ile güzelleşebilir hayat.Tüm renkler mai oluverir ummadığınız bir anda.
Ümit... bizim elimizde.
bk kadriye,
YanıtlaSilben cumartesi akşamı balkon keyfi yapıyorum yemeğimi zevkle yemiş,kuruyemişimle şarabımı yudumluyorum falanken seni okuyarak ağlayan bi tipe dönüştüm.
Allah senden razı olsun.
içim titredi,biraz da bilirim zorluğu,zorla okumayı!
bak kadriye demek isterken harf atlamışım:)))
Silbi gün senle şarap içelim:))
Ben o aradaki boşluğa doğru harfi koymuştum okurken :-p
SilBir harf neleri değiştiriyor dimi Havva? :)))
Ve bir insan neleri değiştiriyor...
Sen de kimlerin dünyasında maviye boyadın sabahları kimbilir.
Misal;bilmeden bana yaptın bir seferinde.
Allah senden de razı olsun.
Bi gün senle yüzyüze gelir miyiz bilmem
Ama gelirsek emin ol benle şarap içmek istemezsin :-))
Anlatırım sebebini..hatta bir dahaki yazıda anlatırım.
Ama bir gün yüzyüze gelirsek ikimizin de keyif alacağı bir şeyler buluruz eminim:misal sen anlatırsın ben dinlerim doyasıya.
Sevgiler
Gözlerim dolu dolu okudum. Çok hayırlı ve güzel bir olaya önayak olup devamını da getirmişsiniz. Böyle sözlerden hoşlanmayacağınızı tahmin edebiliyorum az çok ama çok içimden geldi, helal olsun hem size hem yardımlarını esirgemeyen hikayedeki insanlara, en çok da o gence.
YanıtlaSilSevgili Patrizia,
SilSizinki gibi iyiliği kalbinde taşıyan, iyiliğe ve başkalarının sevincine sevinen bir gönlü taşımak daha mı az önemli ve güzel sanki.
Sevginin, güzelliğin coşkusuyla dolu birini daha tanımış oldum, ne mutlu bana.
Teşekkürlerimle..
Ne güzelşeyler bunlar. ...
YanıtlaSilSevgili Narda,
Silhep iki ihtimal vardı..güzeli seçenlerden olmak nasip olsun her zaman.
Sevgiler
Çok güzel anlatmışsın yine. Gözlerim doldu. En güzel duygu hayatlara dokunmak. Aferin ümit e ve kardeşine Allah yollarını açık etsin onların ve onlar gibi cevherlerin
YanıtlaSilKadriye,
SilNe doğru söyledin..en güzel duygu hayatlara dokunuvermek. Yaşamda güzel izler bırakmak. Allah tüm çocuklarımızın-gençlerimizin yolunu açık etsin ve vatanıma hayırlı evlatlar etsin onları.
Sevgiler
Benim de gözlerimden yaşlar yuvarlanıyor. Tüm zor durumda olup okumak isteyen gençlerin önüne elinden tutan insanların çıkması dileğiyle. Ülker Hanımların da çogalması.
YanıtlaSilSevgili Bahçe Perim,
SilBir minik dokunuş başka minik dokunuşla birleşince kocaman şeyler oluveriyor bazen. Ülker Abla'lar da çoğalsın, Ümit'ler de çoğalsın ümitler de çoğalsın ne güzel bir temenni.
Güzellikler daim olsun yaşamlarımızda
Sevgiler
Gene ağlattın beni Kadriyecim ya, ah ne güzel bir hikâye bu, ne güzel.
YanıtlaSilSeni seviyorum ben bacım:-)
Handan'cım
Silhep mutluluktan ağlamak nasip olsun ayyy
Sen ne tatlı bir hatunsun
Sevgiler ortak payda..gönüller karşılıklı :-)
Gerçekten harikaydı. Ümit'e ümit bağlamak ve onun bunu boşa çıkarmaması.. Tebrik ederim sizi de Ümit'i de Ülker Hanımı da Kız kardeşi de:):)
YanıtlaSilGüneş Ülkesinden, "Ümit'e ümit bağlamak" aslında tüm yazının en güzel özeti olmuş.
SilTeşekkürler güzel yorumunuz ve paylaşılan tüm güzel duygular için :)
Sevgiler
ümit bizim elimizde..
YanıtlaSilböyle hikayeler beni de çok duygulandırır, çok iyi anlatmışsınız..
güzel yollar açmak, yol olmak nasıl bir mutluluk verir insana..
iyi ki varsınız, kutlarım :)
Sevgili Maviye İz Süren,
SilGüzele çıksın yollar hep
Niyet iyi olunca vardığın yer de güzel oluyor
Sevgiler ♥ ♥
Bu ne güzel bir yaşanmışlık. Melek gibi olan sensin asıl. Ne güzel şeyler için çabalamışsın ki yol apaydınlık olmuş. Herkesin bi ümidi çıkmış meydana yolunu bulmuş. Nasıl mutlu oldum şu yazıyı okuyunca. Ümite ve kardeşine de Maşaallah diyorum helal olsun hakkını vermişler. Melekleri hep korusun onları gerek dua ile gerek ders ile ♥
YanıtlaSilGüzel , Tatlı Cam Misket
SilTanıdıkça daha çok sevdiğim Cam Misket :-)
Ümitlerimiz, meleklerimiz bol olsun
Biz de Ümit olalım, biz de melek olalım inşallah.
Yaşamak güzel şey , hakkını verip de yaşayalım dilerim.
Sevgilerimle..♥ ♥
Bu hikayede Ülker'in yaptığı şey oldukça anlamlı.
YanıtlaSilŞöyle açıklayayım. İnsan ilişkileri söz konusuysa prensiplerim eşitlik ekseninde geliştiğinden. Yardım vs gibi kavramları "eşit olmayanlar" arasında gelişmiş bir alış-veriş olarak görürüm. Herkes eşit olsa yardım edilecek kim kalır ki? Maalesef öyle bir sistem var ki Rockefeller gibi bir kan emici bile hayırsever. Sistem, yardımı patlamaların önüne geçebilmek için kullanıyor, adeta kepçeyle alıp kaşıkla vermek.Ülker'e geliyorum acık daha sabır :) Şimdi yardım sözkonusu ise, özünde bir egoistlik vardır, yardım edenin yardım edilen üzerinde hakimiyet kurması. hani bizde çok söylenir "O kadar iyilik yaptım, gözüne dizine dursun nankör". Bu nankör kelimesi bile anlatmak istediğimin özetidir.Bu güç dengesi o kadar hassastır ki yardım edilenin karakterinde eziklikten, asiliğe kadar bazı aşınmalar ortaya çıkarır, mizaca göre değişiyor bu. Ülker bunun farkında, İslam dinindeki "sağ elin verdiğini sol el görmeyecek" sözü de bu durumun getirisidir. Osmanlı zamanında bazı yerlere içi oyulmuş taşlar yapılırdı içine para altın vs konulur ihtiyacı olan da ihtiyacı kadarını alırmış. fakat kimin ne koyduğu ya da aldığı görünmediğinden tıpkı Ülker'in yapmaya çalıştığı gibi bir eylem gerçekleşirdi.böylelikle kimse kimseye minnet etmezdi. Şimdi Rockefeller'ın burslu okuttuğu biri çıkıp kolay kolay o adamın karşısına dikilebilir mi sen yanlış yapıyorsun arkadaş diyebilir mi?
Ben senin öyle biri olmadığını, yardım eylemine gerek kalınmayan zamanların gelmesini en az benim kadar isteyebileceğini tahmin edebiliyorum. Umuyorum ne söylemek istediğimi anladın.
Ve yine umuyorum ki Ümit zamanı gelince güç ilişkileri bağlamında bir yalaka-dalkavuk değil bir prometheus olur. Gösterdiği değişim (kız kardeşine yaklaşımı) umudumu artırıyor.
Anladım ben seni Ikıntı,
SilHaklısın. İyi başlayan ve kötü biten öyküler gibi o anlattıkların.
Ümit zamanı gelince nasıl biri olur, eline kılıç verirsen baş mı keser yol mu açar bilemem
Hayat, bizi olduğu gibi onu da şekillendirmeye devam etmiştir ama umarım ve sanırım ki artık aydın bir gönlü-beyni var onun.
Haklısın
Yazmayı unutmuşum, cam silenleri aşağılamıyoruz umarım. Temizlik yapmayı çok seven bir arkadaşım vardı, bayadır görüşemiyoruz gerçi, kadın şey derdi "Yine gelsem dünyaya yine temizlik işini yapardım".temizlik yapmaktan nefret eden ben için öyle tuhaf gelirdiki bu tutkusu. "olabilir ben de biriktiriciyim, biriktirmeyi seviyorum, hangisi daha evla" diyorum şimdi. Küçümsenecek meslek yoktur da küçümsenecek iş koşulları(güvenlik ,maaş, sosyal güvence vs) vardır. :)
YanıtlaSilTekrar selam :-)
SilBeynini kullanmayı reddedenler hariç kimseyi aşağılamıyoruz.
Anlatırım ileride:çöpten kağıt toplayıp iki kızını okutan bir adam vardı aynı süreçte tanıdığım ve irtibatı kesmediğim
Yaşam mücadelesinin, ekmek mücadelesinin aşağılanacak yanı yok
Ancak beyaz yakalı olmaya özenip yan gelip yatmak da yok
Göstermek istediğim sadece şartlar ve yaşayacakları idi
Hassasiyetini sevdim ♥
Sevgiler..
Cennetlik Sen den diyeyim,iki gözüm iki cesmeyim su an...
YanıtlaSilNe büyük basari,ne büyük bir örnektir bu yasanmislik...
Şule,
SilAğlama ,gül
Bak kurtuldu iki ömür
Ne hassas insansın sen yaa..
Sevgiler koooskocaman ♥ ♥
Aman Allahım ne kadar güzel bir anı bu. Sen cidden insanüstü bir yaratıksın. Ay yaratık da eğreti durdu anla işte melek gibisin bu ne yaa Kadriye melek melek melek kanatların nerede senin . Harikaydı o kadar duygulandım ki. O insanların duaları sana ömrünce yetecek. Vay be. ♥
YanıtlaSilSevgili Başkan,
SilCevap geç oldu,özür ilk önce.İşimi severdim,insanları da severdim.Niyet böyle olunca hayat gerisini getiridi işte.Ay ne diyeceğimi de şaşırdım hee..çok teşekkür ederim.Onca güzel sözü hak ettim mi gerçekten?
Sevgiler
Çokkkkkkk duygulandım kadriyeciğim...iyilikler hep seninle olsun..Benimde böyle bir hikayem var belki yazmışımdır daha önceleri hatırlayamadım..kutluyorum seni canım ...Güzellikler hep seninle olsun...
YanıtlaSilSevgili Bilge,
SilSen köpüşlerin canına dahi onca düşkün bir insansın, insana nasıl yardımcısındır bilmem mi ben.
Güzellikler hep benimle..sizler varsınız ya
Teşekkürler ve sevgiler
Kadriyecim gözyaşları içerinde okudum...Sen insanın başına gelebilecek en güzel şeysin.İyi ki seni tanımışım...!!! Mutlu kal arkadaşım...
YanıtlaSilSevgili Güliz,
Silİyi ki birbirimizi tanıdık ve iyi ki birbirimizin hayatlarına kattıklarımızdan karşılıklı memnunuz.
Sevgiler sana koskocaman.
Dün yazamamıştım, ah Ümit, ne gurur duyduk seninle, ve Ülker Hn, ve senin hocan, ne asil insanlar! Ve sen, haklısın, kimbilir ne haldedir o makam şimdi, nasıl insanlara yardım ediliyordur kimbilir, 3 5 kuruş değil ki söz konusu, 2 hayat kurtarılmış burada, kimin umrunda acaba?
YanıtlaSilAliye'm,
SilŞimdi elinin tersi ağzının kenarı ile ilgileniliyor insanlarla orada.
Onlar yürekleri ile konuşan insanlar değil ki..kaç kişiyi azarladılar gözümün önünde sadece kendileri masada onlar ayakta diye kendilerini üstün hissedip.Ne acımaya ne öfkeye layık değil onlar!
Kadriye ağlattın beni!!! Gözüm yaşlarla okudum! Fazla cümle kuramayacağım HELAL OLSUN SANA! Büyük ve güzel yürekli kadın... Sevgiler..
YanıtlaSilBahar'cım,
SilBir başkasının iyiliğine onca duygulanan gönül , benim gönlümden hiç farklı değildir ki.
2015 Nisan'ında böyle şeyler için gözleri dolan insan çok değil..sizlersiniz güzel olan.
Sevgiler..ama çok
Tesadüfen düştü yolum buraya diyeceğim, hayatta tesadüf olmadığını bile bile... Yazı bitti bir solukta ama etkisi epey bir süre benimle olacak. Hayat, sebep-sonuçlarla örülü bir yolculuk. Hem Ümit ve kardeşinin, hem de Ülker Hanım'ın hayatlarına dokunarak; sonucu güzellik, mutluluk olan bir hikâyede, hayırlara vesile olmuşsunuz. Ne mutlu size!
YanıtlaSilMerhaba Terazi,
SilYolu dinleyip duyan kişi tesadüflerin mucizesinin sihrini hayatına sokmuş kişidir değil mi?
Bi gelemedim bloğuma ve buralara ama şimdi ben de bu güzel yol kesişmesinin sebebini anlamak için senin bloğuna gideceğim en kısa zamanda.
Çok teşekkürler ve sevgiler
Ümit'in, olmayacak bir yerde ümidi kesilmesin, mücadeleyi bırakmasın diye içim titreyerek okudum. Şükürler olsun ki sadece kendisi değil, kız kardeşi de başarmış.
YanıtlaSilNe kadar önemli bir iş yapıyormuşsunuz- insanların kaderini değiştiriyormuşsunuz. Başka mesleklerde de insanlara dolaylı katkı sağlanıyor ama sizinki doğrudan, teke tek etkileşim. Ne mutlu ki başarmışsınız, bu manevi tatmine- zenginliğe ulaşmanın pek fazla yolu yoktur.
Keşke sizin gibi yürekli insanlara daha çok fırsat verilse ve çok daha fazla hayata dokunulabilse.
Nowacraft Merhaba,
Silİşim belediyede halkla ilişkiler bürosunda yöneticilikti diyeyim detaya girmeden genelleme ile. İster "imkanlar bu kadar-kurallar böyle" dersin ister "iki ihtimal var..biri yapamadım demek biri yapabilmek için yolları zorlamak " dersin.Gönül işi idi bana göre,severdim işimi...ama siyasi kadrolaşma sadece "ya bizdensin ya değilsin"e döndü bir zamandır ve ben işimden oldum.
Ümit ve Ümit'ler hep var olacak, iyi insanlar da bulmak istedikleri sürece, pes etmedikleri sürece Ümit'leri hep yaşatacak.
Tüm güzel sözler için teşekkürler ve sevgiler size.
sen ne koca yürek bir insansın bir kez daha bunu anladım.. ve o melek teyze varya allah onun gibileri çok yaşatsın ve onun gibi insanların çoğalmasını sağlasın amin..
YanıtlaSilayrıca o işyerini yönetipte yönetemeyenleri ve sen gibi canıgönülden işine dört elle sarılan birini gözden çıkarıpta görmezden gelenleri allah bildiği gibi yapsın..
Sebuş'um,
SilO melek teyze ve benzerlerini Allah güzel uzun ömürlerle yaşatsın.
Senin gönlünü de ben bilirim..Sen de yaşı genç bir Melek Teyze'sin aslında sadece koşturmaktan farkına varamıyorsun.
İyi ki hayatımdasınız ve iyi ki dostumsunuz.
Sevgiler...
Buradan hiç ses çıkmıyor diye merak ettim, neyse yorumlarda bir kıpırtı varmış en azından:-)
YanıtlaSilAklım gönlüm burada ama yetişemedim hayatın koşturmalarına Handan :)
SilAyrıca itiraf edeyim , bir çocuk gibi mutlu oluyorum merak edildiğimde :) Teşekkürler
merhaba, çok güzel post, takipteyim, bana da beklerim
YanıtlaSilhttp://meleginhediyeleri.blogspot.com.tr/
Merhaba,
SilHoşgeldiniz diyeyim hemen
Memnuniyetle ziyaret ederim bloğunuzu..
Bir insan dünyayı değiştirebilir...Sende Ümit'in dünyasını değiştirmişsin...
YanıtlaSilO tren raylarından boşuna sağ çıkmamışsın sen Kadriye sevgiler :)
Hiç böyle düşünmemiştim Sertaç,yapacak işlerim görecek günlerim varmış haklısın.
SilSen de kimlerin dünyasında ümit oldun kimbilir...kocaman sevgiler
Gözlerim dolu yüreğim pir pir okudum yazdıklarını... Ne kadar güzel olaylara vesile olmuşsun. Allah razi olsun inşallah senden. Ne güzel insanlar var çok şükür.
YanıtlaSilSevgili Bir Hayal Kur,
SilAllah niyeti iyi olan,iyilik için yola çıkan,söyleneni sorgulayıp iyiyi kendi yoluna çekebilen herkesten razı olsun. O sizin güzel bakışınız..çok teşekkür ederim.
videomuz yayında ellerinden öper şekercim bloguma gelsen yaa <3<3<3
YanıtlaSilaaaaaaaaaaa...13 Mayıs'tı o di miiiiiiiii
SilNasıl kaçırdımmmmmmmm
Bakacammmmmmmmmm :) )))))))))))))
Ağladım, güldüm ama en çok gurur duydum. Hem sizinle hem Ülker Ablamızla hem Tarih Hocamızla ama en çok Ümit'imizle ve kızkardeşiyle. Sizler o cevheri keşfedip elinden tuttunuz ama o gençler ellerine sunulan bu nimeti büyük bir azimle kabul edip zafere eriştiler. Türk Milleti sizlerle gurur duyuyor. Teşekkür, sevgi, saygı ve dualarımla...
YanıtlaSilÜmit Emel Pusat
Sevgili Emel,
SilÜmidin, doğrunun,sebat edip doğruya ulaşmanın en çok lazım olduğu günlerde bu güzel anımı hatırlamama vesile oldun , ben de sana teşekkür ederim.
Ulusuma bir ferd kazandırmak, bir insana bir hayata vesile olmak büyük sevinç
Güzel günlerde görüşebilmek dileğiyle..
Ümit şimdi evli ve mutlu..demin resimlerine baktım, bir daha baktım
YanıtlaSilZaman bazen ne güzel şeyler getiriyor...
bu anıyı yeni okudum, bir değil 2 çocuğun hayatını guzellestirmissiniz, Allah da sözlerinki ni hep gozetsin insallah
YanıtlaSilNe güzel bir yardım hikayesi..Çocuklardan biri akademisyen olmuş,diğeri evlenmiş..Sizin gibi insanların çoğalması dileği ile elinize emeğinize sağlık..✔🙂
YanıtlaSil