Evden çıkarken çöpü atayım diye elime almadan önce çocukların ayakkabılarını boyayayım derdine düşmüşken sabah kalkınca çay koymadan evvel yüzümü yıkadıktan hemen sonra renkli çamaşırları makineye attığım için onları asıp çıksam ne iyi olur diye düşündüm.
Teknik sorumlumuzun sorduğu soruyla çınlayan whatsapp mesajlar kısmını açtığımda yapmayı unuttuğum bir iş aklıma geldiği için öteki iş arkadaşlarıma mesaj atmışken bugün haftasonu indirimlerini kaçırmadan Migros'tan alışveriş etmeliyim derdi mıh gibi aklıma çakıldı.
Nehir şapka giy, çayın altını kapattım mı , etüde geç kalacaksın, anahtarını aldın mı, gözlüğünü mü sileyim? Hey Allah'ım tamam ver sileyim nidaları arasında zor şer evden çıktık.
Koş koş Kadıköy'e in, otobüsteyken cepten halledilebilecek işleri hallet, araştırılması gerekenleri araştır ( evlere servis veren kuru temizlemeci kim var bizim yakınlarda vb) inince koş koş; simit mi alsam öğle yemeğine şurdan geçerken hah bankomat dur para yatıracaktım ay yanında Yapı Kredinin kitabevi var kitaplara bi baksam ama yılbaşı hediyesi almam lazım geçerken sipariş vereyim getirtsinler unutmayayım akşam dönerken de balık mı alsam ..
Bir an sonrayı planlamazsan hiç bir şeye yetişemiyorsun
Bir an sonrayı planlamaktan an'ı yaşayamıyorsun.
Haberleri açmayayım adam susmuyo yine cer cer cer cer konuşmuştur yemin ederim, hayat koşturması ayrı mesele ama bu adamın sesi , nefesi yoruyor beni. Yorulmama sebep olacağı kadar paye verdiğim için de kendime kızmıyor değilim. Oysa yağmur öyle güzel yağıyor ki.
Durrrrrrrrrrrrrrrrr dedi gönül
Durdum
Yağmur ne kadar güzel yağıyor
Evden çıktığımdan beri var mı bu yağmur
Ablamla gülerdik kurbağa fred şarkısı söylerdik
Yağ yağ yağmur
Her yer çamur..
Çocukluğumun aldırmaz neşesinden başka ne var üzerime hızla gelen ayrıntıların denizinde boğulmamı engelleyen.
Beyin enteresan bir organ. Arka plana atıvermiş silinmesine izin vermeden, dün telefonda yazılı bildirilmesi unutulmuş bir işin bugüne hazır olması için cansiperane mücadele verip saçlarımın ağarmasına yardımcı olurken yürüyerek konuştuğum için camdan bir anlığına görüvermiştim. Yağmur vardı yine ben farkında olmadan, dünyaya can veren bu
mucizeyi aldırmazlıkla selamlarken çocuğun biri yağmurdan oluşan derenin ortasına geçmiş muhtemel yepyeni ayakkabıları ile tepiniyordu neşeyle. Sadece ama sadece bir an yüreğim cız etti. Yağmura inmek, üzerime su sıçratmak ve yeniden var olmak istedim. Çocuklarımı yetiştirirken yararlandığımkaynakların birinde "çocuklarınızın yağmur sularında tepinmesine izin verin kızmayın :18 yaşında bunu yapmıyorlar..bırakın çocukluklarını yaşasınlar" diyen yeterli ve yetkili şahsı andım onaylayarak. ben izin vermiştim;şimdi artık ikisi de bunu yapmıyor. Sonra telefondaki "haklı" kişiyi ikna etme çalışmalarıma dönüverdim o an'ın zenginliklerini zihnimden ittirerek. Ama bugün yağmur , dünün yağmuru ile birleşip kendime getirdi beni.
Durdum.
Şu protokollu iş hallolsun, yürümeye başlayacağım.
Tüm sorumluluklarımık ardımda bırakacağım
Şemsiye yok, kapşunu örtmek yok.
Koşturmak yok, işi işe eklemek yok
Hatta bütçe hesabı da yok.
Gönlüm, ben,ertelediklerim ve sevdiklerim.
Gündem,sesi kesilesice,üzüntüler dertler yok.
En çok kendimi ihmal etmişim. Bir nefeslik de olsa hakkını vererek yaşamak lazım.
"Yağ yağ yağmur
Her yer çamur" diyen Kurbağa Fred kadar sahici,içten,akıllı olmak lazım.
Şükürler olsun