teşekkür etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
teşekkür etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

18 Aralık 2024 Çarşamba

Gidişat

 

Teşekküre gelmiş kadıncağız; klasik nezaket rastlanamaz bir şey olduğu için artık insanlar kocaman mutlu oluyor. 

Oysa yaptığım gerçekten  önemli bir şey değildi.

Yaşını sordum ve işten "atıldıktan" sonra ne yapmayı düşündüğünü sordum. 

Sonra ona ağız açtırmadan yapabileceği bi milyon şeyi sıraladım.

Arka planda ne yazmışım kurmuşum "sonram" için neler yapabileceğim  hususunda.

Kadıncağız ağzı açık dinledi beni, az şaşkın az hayran. Öyle ya,  bi anda bunca plan hem de ayrıntılı  sunulmuş ona.. çok zeki olmalıyım di mi ya?

Diiil...Çok canından bezmiş ve artık idareten gidişe bile  tahammül edemezken o vasatlığın bile altına düşmüş toplumda yaşamını sürdürmeye dayanamayan birinin "nolur yarın güzel bir gün olsun" nefesinin getirdiği  b-c-d-e-f-g-h.... planları onlar.


Hanımlar ve beyler.

Bu gidiş nereye kadar?


12 Ağustos 2024 Pazartesi

Makbule Hanım... Yok Yok..Çok Sevgili Makbule Hanım

 



Bir süredir kendi şehrinde kaybolanlar gibi  kayboldum sayılır.

Kalemden kağıttan yazıdan sesten hatta belki nefesten uzak  ,  ağdalı ve amaçsız ama esir düşülen bir koşturmaca içinde ziyan oldu gitti zaman.


Ama bu sabah  , dedim ki değişmeli bu saçma akış.

 Yettiğimce zorlamalı şartları.

İşte  tam da bu kararla, önce sevgi-nezaket ve güzelliği anlatıp başlayayım dönüş yolculuğuna istedim.


Sevgili Makbule Adalı..sen ne güzel bi kadınsın :-)

Taaaaaa Şubat'tan beri  gecikmiş bir teşekkürü kabul etmeni tüm kalbimle diliyorum.

Makbule  Hanım ile şiirden dostluktan güzellikten  bahsederek başlayan  satırlararası muhabbet benim ona yolladığım minnacık bir hediye ile devam etti. Makbule Hanım ise damlayı denize çevirerek sayfasında kocaman güzel bir yansıma ile bana dönmüş.  Kendi döngümde yitip gittiğim için  haberim  de geç oldu , cevabım da....


Sonrasında ise elinin emeği,  güzel kalbi  ve duru aklı ile yazdığı o güzelim kitabı bana yollamak nezaketini gösterdi.  Kitabı aldığımda, İstanbul'da normal  hayat akışında değildim ve gittiğim yerlerde iki satır okuyup merakımı gidermek için kitabı çantamda taşıdım. Biryandan bu geri dönüş-dokunuş  içimi sıcacık yapıyordu bir yandan hak ettiği teşekkürü edememek  her gün daha da ağırlaşan bir yük olarak sırtımda/kalbimde geziyordu.

Makbule Hanım, 
Yok yok....
Sevgili Makbule Hanım :)

Belki garip gelecek ama, bilgisayar harflerinin kusursuz çizgilerinin yineleyişinden bıkmışım çünkü rahat ve anlaşılır ama ruh yok ruh. Bu nedenle kitaptaki o sıcak içten güzel anlatımdan daha çok  iç kapağa yazdığınız, el yazınız beni etkiledi. Hemen her gün açıp baktım yazınıza, yazıdaki anlatıma , kısıtlı alana sığdırılmış mesaja, emeğe,kaleme.


Kendi el yazımızı  unuttuk neredeyse. Oysa o yazının bir ruhu var. Emek var kalem tutan elin emeği, karakteri var yazının -sahibini anlatan- rengi  var kalemin mesajı taşıyan.

Ben mutlu oldum ben :-)))


Sevgili Makbule Hanım...tüm emekleriniz ve nezaketiniz için gönül dolusu teşekkürler 

13 Şubat 2015 Cuma

Talih Kuşu Aramızda..

Büyük icatlar büyük ihtiyaçlardan doğmuştur diye bir söz var.
Blog dünyasını ,burnumun dibinde olan bu güzel insanları düşerken tutunacak dal bulamadığım sırada,anlatırsam üzerim diye her bir şeyi içime attığım sırada buldum.

Yazmak konuşmaktan daha kolaydı her zaman benim için.

Uzun Trabzon tatili sonrasında hayatımın koşturmacalarını bir düzene koymaya çalışırken de aklım hep buradaydı.Bir de başıma konan talih kuşunu anlatamadığım dert olmuştu içime.

Anlatıyorum: 

Burada ,7 ömrüm bir araya gelse yapamayacağım şeyleri pıtır pıtır üreten ve resimleyip  bizimle paylaşan insanlar var. Her birine ayrı hayranım, şapkam elimde saygıyla bakıyorum yaptıkları her bir şeyerle.

Esen de onlardan biri. Eline bir keçe alıyor, sonrasında onları neşeli ,sevecen,sıcak  ve kullanışlı  şeylere dönüştürüyor. Ben, Esen bunları nasıl yapıyor ki diye şaşı olmuş bakarken Esen bloğunda bir çekiliş yaptı ve tatatataaaaaaaaam:talihli kişi bendeniz olarak açıklandı.


İşin güzel mi güzel yanı şu. Adresini ver ki çantanı yollayayım diyen Esen'in bana 10 dakikalık bir yürüme mesafesinde oturduğu , hatta daha öncesinde bizim sokağın bitiminde oturduğu ortaya çıktı.

Güzel şeyler üçer üçer gelirmiş.


Çekilişte benim çıkmam biiiiiiiiirrr
Esen'in yaptığı o haarika çanta ikiiiiiiii
Buluşup konuşabileceğim tatlı mı tatlı bir arkadaş edinmiş oldum üüüüüüüüüüüüç!


E bundan iyisi Şam'da kayısı ..di mi ya :-)

Çanta iyi hoş ama Esen, henüz yüzümü bile görmemişken güzel kalbinin derinlerinde benim derdimi dert edinmiş ve bana bir not yazmış ya...işte o beni 12'den vurdu.



Huzurlarınızda Esen'e güzel kalbi,inceliği ve nezaketi için teşekkürü borç bildim.

Daha güzelleri sizin olsun diyerek...