Benim tatlı, komik,şirin,özgür Fok Bıyığı'm beni mimlemiş.
E bayılıyorum ki ben mimlenmeye. :D
O zaman hadiiiiiiii diyerek başladım:
Üzüntü sebebine bağlı. Yürürüm.Müzik dinlerim ama üzüntü kaynağına yönelik pekiştiren değil çözümleyen şarkılar olur. Mümkünse avaz avazdır ses, öyle sakin mırıl mırıl olmaz. Gider mezarlıkta otururum,gider denizin mai'sinde demlenirim,gider göğün maisine sığınırım. İlla ki yazarım. Yazmak içimin derinliklerine ittiğim her şeyin kendimce ses buluşu.İçim dolmadan,içim donmadan,içime attıklarım içimdekileri bozmadan yazarım.Gülümser dudaklarım,gözlerime bakınca ise anlar sadece dostlarım.
Sonra affederim..kendim hariç herkesi.
Kızmama neden olan şeyi bir sorun olarak algılar, çözüme odaklı düşünürüm.
O anda bir şey yaparsam kötü olur. Tsunami ya da 8.9 şidetinde bir depem etkisinde felakete sebep olmak zor değil benim için. Can yakmak istediğimde ürkütücü doğal yeteneklerim var;bunu ben de biliyorum benim çevremdekiler de bilir.Dilim mi daha fena elim mi bilemem..ikisini de kullanmaktan çekinmem. Göz bebeklerim bile yeşilini yitirir kapkara olur.Rezil rüsva bişiye dönüşürüm.Sesim hep sakindir.Bu da daha tehlikeli bişi aslında. Kaçmakta fayda var o durumlarda karşımdaki için.
Lakin öfke sebebim biraz kaçmayı başarırsa, 40 yaş sonrası edinebildiğim veya artık daha baskın olan bir yanımla sakinleşirim. Karaktersizlik derecesine varan merhametim ağır basar. Ceza verir ya da yargıyı kalbime değil aklıma taşırım.
Yürürüm rüzgârın temasına izin vererek.
(Çocuklarım mevzu bahis değilse)Sonra affederim..kendim hariç herkesi.
İsterdim ki bu mimi herkesler yapsın ben isim vermeyeyim ama yapan bana haber versin ki koşup hemen okuyayım.
Sizi bilmek güzel geliyor bana...anlatın ki bileyim.