Onun eski sevgililerinden biri olduğunu düşünüyorsun
Peri görünümlü bir kız
Sen onu sıkıcı buldun ama aynı zamanda
Tüm dikkatler onun üstündeydi
Bilmek istemiyorum
Hiçbir isim vermemen
Çok üzücü değil mi?
Acıya ya da darbeye katlanamayacağımdan korktun
Bilmek istemiyorum
Onu şehir merkezi taraflarında gördün
Çok içiyor ve çılgınca davranıyorken
Yalnız değildi
Tek başına değildi
Acınası durduğunu söylüyorsun
Başka bir kavgaya karıştığını biliyorsun
Daha önce de yaptı
Evet, daha önce de yaptı
Nerede ve nasıl?
Bilmek istemiyorum
Poker yüzünde bir gülümseme beliriyor
Maça Beyini atacağını söylüyor
At, ve benim kötü günlere düşüşümü izle
Ve beni bırak
Bilmek istemiyorum
Neden anlamaya çalışmıyorum
O her adam kadar zayıf
Eninde sonunda bana geri dönecek
Öyle değil mi?
Bilmek istemiyorum
*********
You've seen him on the street today Heading for some sleaze cafe He wasn't alone He wasn't alone Some beauty hung onto his arm I shouldn't need to be alarmed He's done it before He's done it before Where and how? I don't want to know
You think she's one of his old flames Some firey-looking kind of dame You found her dull but just the same She stole the show I don't want to know
You've seen him on the downtown side Drinking hard and acting wild He was not alone Not on his own You say he looked a sorry sight You know he's had another fight He's done it before Yes, he's done it before Where and how? I don't want to know
A smile breaks on your poker face Tells me you're gonna throw the Ace of Spades Drop it, and watch me fall on evil days And let me go I don't want to know
Why don't I try to understand He's just as weak as any other man He'll come back to me in the end Isn't that so? I don't want to know
Musa EROĞLU'nun söylediģi bu tütkünün gerçek hikayesidir....Ordu'nun Fatsa İlçesi'nden Dursun Ali AKINET adlı bir şoföre aittir..Dursun Ali'nin 85 yaşındaki annesi hastalanır bir gün.Alır annesini Ankara'daki Hacettepe Hastanesi'ne götürür. Hastaneye yatırılır annesi.Tahliller istenir.Bir süre sonra Dursun Ali tahlil sonuçlarını almak için odadan çıkacakken annesi seslenir:"Nereye Dursun Ali?"Tahlil sonuçlarını almaya gidiyorum der Dursun Ali.Annesi oğlunu yanına çağırır,elini tutar ve der ki:"Gerek yok oğlum,yolun sonu görünüyor."Dursun Ali çok kötü olur.Olur mu anneciğim?Çok iyisin maşallah der ve odadan çıkar.Sonuçları alır ve odaya döner. Ne yazık ki annesi son nefesini vermiştir. Dursun Ali annesinin cenazesini alır ve koyulur yola.Fatsa yolunda ,cenaze arabasında bu sözleri yazar: Bana ne yazdan,bahardan Bana ne borandan,kardan Aşağıdan,yukarıdan Yolun sonu görünüyor. Işte herşey kocaman bir HİÇ... Ne yaparsak yapalım,hepimiz için yolun sonu görünüyor. Birgün hepimiz: Geçtim dünya üzerinden Ömür,bir nefes derinden Bak feleğin çemberinden Yolun sonu görünüyor. DİYECEĞİZ... Gencim,güzelim,makam sahibiyim,zenginim....demeye fırsat kalmadan : Azrail'in gelir kendi Ne ağa der ne efendi Sayılı günler tükendi Yolun sonu görünüyor. GÖRECEĞİZ... Dünyadaki herşey bize ölümü hatırlatırken biz dünyaya kazık çakmaya çalışıyoruz ya şunu hiç aklımıza getirmiyoruz: Bu dünyanın direği yok Merhameti,yüreği yok Kılavuzun gereği yok Yolun sonu görünüyor. YOLUN SONU GÖRÜNÜYOR.........................
I’m singing in the rain – Yağmurda şarkı söylüyorum Yes, singing in the rain – Evet, yağmurda şarkı söylemek What a glorious feeling – Ne muhteşem bir duygu And I’m happy again – Ve yine mutluyum
I’m laughing at clouds – Bulutlara gülüyorum So dark up above – Yukarıda çok karanlık The sun’s in my heart – Güneş kalbimde And I’m ready for love – Ve ben aşk için hazırım
Let the stormy clouds chase – Fırtınalı bulutların kovalamasına izin ver Everyone from the place – Bu yerden herkes Come on with the rain – Hadi yağmur yağsın I have a smile on my face – Yüzümde bir gülümseme var
I walk down the lane – Şeritte yürüyorum With a happy refrain – Mutlu bir kaçınma ile Just singin’, singin’ in the rain – Sadece şarkı söylüyorum, yağmurda şarkı söylüyorum
Dancing in the rain, da-da-dada – Yağmurda dans, da-da-dada
I’m happy again – Yine mutluyum
I’m singing and dancing in the rain – Yağmurda şarkı söylüyorum ve dans ediyorum
I’m dancing and singing in the rain – Yağmurda dans ediyorum ve şarkı söylüyorum
Müzik "Şahsiyet" dizisindenmiş. İzlemedim ama izleyebilirim. Haluk Bilginer'in sesinden dinliyoruz şarkıyı. Şarkıya bayıldığım bir yana dursun , zaten hasta olurdum kendisine Haluk Bilginer'e bi daha bayıldım. Onun sesinden bir çok şarkıyı da tekrar dinledim tabii bu çarka girince.
Bir yerlerde birileri yazmışlar "iki karın da şarkıcı ama sen ikisinden de iyi söylüyorsun be ustaa" diye.
Yurt dışında başarılı bir grafiği var ama sessiz sedasız, ötekiler gibi ortalıklara düşmemiş. Biyografisini okursanız şaşırırsınız sanırım.
Kim ki Haluk Bilginer, ama nasıl oldu Haluk Bilginer diye merak ettim baktım. Emin olun okunmaya değer bir biyografisi var :
Haluk Bilginer, 1954 doğumlu sinema ve tiyatro oyuncusu. Ulusal ve Uluslararası Sinema ve Tiyatro Ödülü’nün sahibi usta aktör, aynı zamanda başarılı bir televizyon oyuncusu ve dublaj sanatçısı.
Haluk Bilginer, üç çocuklu bir ailenin ikinci çocuğu olarak, 5 Haziran 1954’te İzmir’de dünyaya geldi. Lise öğrenimini bitirmesinin ardından, 1972 yılında, Ankara Devlet Konservatuarı Tiyatro Bölümü’ne girdi ve 1977’de mezun oldu. Devlet konservatuarından mezun olduğu yıl İngiltere’ye giden Bilginer, Londra Müzik ve Drama Sanatları Akademisi’nde (LAMDA) bir yıl boyunca ileri tiyatro öğrenimi gördü.
1980 ve 1993 yılları arasında İngiltere’de yaşayan ve aynı zamanda İngiltere vatandaşlığı da bulunan Haluk Bilginer, burada bulunduğu yıllar boyunca birçok tiyatro oyununda, müzikalde, televizyon dizisinde ve filmde rol aldı. Macbeth, My Fair Lady, Pal Joey, Kafkas Tebeşir Dairesi ve Phantom of the Opera gibi çeşitli tiyatro ve müzikallerde; Eastenders, Memories of Midnight, Bergerac, Glory Boys, The Bill ve Murder of a Moderate Man gibi televizyon dizilerinde ve Children’s Crusade, Half Moon Street, Ishtar, Buffalo Soldiers, Spooks ve She’s Gone filmlerinde görev alan ünlü aktör İngiltere’deki kariyerinin ardından Türkiye’ye döndü.
Haluk Bilginer, 1990 yılında Tiyatro Stüdyosu’nun kurucuları arasında yer aldı ve Aldatma (Herold Pinter), Kan Kardeşleri (Willy Russell), Derin Bir Soluk Al (Ben Elton), Çöplük (Turgay Nar), Histeri (Terry Johnson) ve Balkon (Jean Genet) oyunlarında başrolleri üstlendi.
Gecenin Öteki Yüzü adlı televizyon dizisiyle Türkiye’de tanınan bir oyuncu haline gelen Haluk Bilginer; Ateşten Günler, Safiyedir Kızın Adı, Borsa, Son Söz Sevginin, Gülşen Abi, Eyvah Babam, Eyvah Kızım Büyüdü, Tatlı Hayat, Karanlıkta Koşanlar, Cesur Kuşku, Yine de Aşığım, Sayın Bakanım ve Hayat İşte gibi birçok televizyon yapımında rol aldı. Haluk Bilginer kendisiyle yapılan bir röportajda, televizyon oyunculuğu ve tiyatro oyunculuğu arasındaki farklara ilişkin bir soruya şu cevabı vermişti:
“Oyuncunun er meydanı tiyatro sahnesidir. Tiyatro sahnesinde arada hiçbir aracı olmadan seyirciyle baş başa kaldığı yerde aktör, aktör müdür değil midir anlaşılır. Sinemada televizyonda pek anlaşılmaz ve televizyonda da oyunculuk öğrenilmez. Dizilerde oynarsınız, ama oyuncu olamazsınız.”
Bilginer, Türkiye’deki sinema kariyerine 1987 yapımı Kara Sevdalı Bulut adlı filmle başladı. 17.yüzyılda, uçmaya teşebbüs eden ilk kişi olarak dünya tarihine adını yazdıran Hezarfen Ahmet Çelebi’nin yaşam öyküsünün anlatıldığı, İstanbul Kanatlarımın Altında (1995) adlı başarılı filmde Evliya Çelebi’yi canlandırdı. 1997 yapımı Masumiyet adlı filmdeki performansıyla büyük başarı elde eden ünlü aktör, aynı yıl Derviş Zaim’in yönetmenliğini yaptığı, Sanem Çelik ve Uğur Polat gibi isimlerin de görev aldığı Filler ve Çimen adlı filmde rol aldı.
2003 yılında Ezel Akay’ın yönetmenliğini üstlendiği, ve birçok ünlü ismin kadrosunda yer aldığı Neredesin Firuze adlı yapımda oynadı. Bu filmde canlandırdığı başarısız müzik yapımcısı Hayri karakteriyle bir kez daha izleyha sonra 2004 yapımı Hırsız Var, 2005 yapımı Hacivat Karagöz Neden Öldürüldü? ve Kısık Ateşte 15 Dakika adlı sinema filmlerinde rol aldı.
Haluk Bilginer 1999 yılında oyuncu eşi Zuhal Olcay’la birlikte Oyun Atölyesi’ni kurdu. İkili büyük yatırımlarla oluşturdukları tiyatro sahnesinde, Dolu Düşün Boş Konuş (Steven Berkoff, 1999), Ayrılış (Tom Kempinsky, 2000), Ermişler ya da Günahkarlar (Anthony Horowıtz, 2002), Cimri (Moliere, 2004), Jeanne d’Arc’ın Öteki Ölümü ve Atinalı Timon adlı oyunları oynadı.
Haluk Bilginer oyunculuk kariyeri boyunca birçok ödüle layık bulundu:
Afife Tiyatro Ödülleri, En iyi erkek oyuncu, Histeri; Ankara Sanat Kurumu, En iyi çevirmen, Aldatma; 1997 yılında ÇASOD, En İyi Oyuncu, Masumiyet ve 34. Antalya Film Şenliği, En iyi erkek oyuncu, Masumiyet; 1998 yılında Ankara Film Festivali, En iyi erkek oyuncu, Masumiyet; Adana Altın Koza, En iyi erkek oyuncu, Masumiyet ve Nihavent Mucize; Angers (Fransa) Film Festivali, En iyi erkek oyuncu, Masumiyet; 2004 yılında 9. Sadri Alışık Ödülleri, En İyi Erkek Oyuncu, Neredesin Firuze.
Haluk Bilginer, 1987 yılında tanışıp 1992’de evlendiği Zuhal Olcay ile 14 Aralık 2004’te ayrıldı. Ardından bir süredir birlikte olduğu pop şarkıcısı ve dizi oyuncusu Aşkın Nur Yengi ile 6 haziran 2006’da kardeşinin Urla’daki evinin bahçesinde evlendi.
Gençliğinde hamallık, tezgahtarlık, garsonluk gibi birçok işte çalışan Haluk Bilginer aynı zamanda koyu bir Galatasaray taraftarı.
Şarkının sözleri de şöyle :
Bülbül yok ve de gül yalan
Izdırap benim iptilam Kalmadı hiç nefesim Lütfen öldür beni sevgilim Kalmadı hiç takatim Lütfen öldür beni sevgilim Ah ile vah ile Agah ile Geçti bu ömür Öl keyfini sür Geçti bu ömür Gel keyfini sür Gel Beyoğlu’na gel Katliam var Beyoğlu’nda Öldük aşkına Ah fena Sarhoş ol ona Öldük aşkına Aman fena Kudura kudura Öldük aşkına Ah fena Sarhoş ol ona Öldük aşkına Aman fena Kudura kudura