Dün , zaman zaman görüşebildiğimiz ama görüştüğümüzde mutlu olduğumuz ama ikimizin de birbirinden yoğun iş programı olduğu için plan yapamadan anlık fırsatları değerlendirip farklı şehirlerde olmamıza rağmen bir araya gelebilmeyi muhteşem şekilde başardığımız eski bir dostum aradı.
Dost dediysem, elimde büyüdü 😋 Aynı yerde çalıştık, bekardı o zamanlar. Şimdi iki çocuk babası.
Aradı "yerinizde misiniz" dedi
"Aha? İstanbul'da mısınız" dedim.
"Üsküdar'dayım" dedi . Sesinde gülümsediğini duyuyordum.
"Bugün Çiçekçi pazarı var oraya gidiyordum çıktım işten. Nevmekan Selimiye'de buluşalım" dedim.
Gözlerim foşşş diye doluverdi.
-Ne tatlısınız. Allah razı olsun...dedim.
Gülümsedi. Samimiyetle gülümsedi. "Hepimizden abla" dedi.
Nevmekan'a gittim, birazdan o da geldi. Birbirimizi gördük , becerdik yine buluştuk diye çocuklar kadar şendik açıkçası. O "ben yemeyeceğim , bir şeyler içerim" diyince patates kızartmalarına kendimi boğma hayallerim suya düştü. Sanki haftalardır görüşmemiş olan biz değiliz de az evvel yarım bıraktığımız lafı tamamlıyor gibi hararetle başladık konuşmaya. Sonra saate baktım, Selin'i aradım " Gelsene Ö. Abi'nle oturuyoruz Nevmekanda" dedim. O da çok sever Ö. Bey'i. Muhabbetin dibine vurduk akşamın 9'una kadar.O esnada pazarda olanı anlattım. Selin "anne kocaman adama ne tatlısınız mı dedin sahiden" diyerek kahkahayı bastı. O , öyle söyleyince ben de fark ettim durumun tuhaflığını ama akışta öyle sıcak öyle dostane idi ki sözler, tuhaf gelmemişti doğrusu.Sonra, normal şartlar altında insanlarımızın çoğunluğunun ne asil yüreğe sahip olduğunu ve bu berbat 25 yılın bile içimizdeki iyiliği öldürememesinin de bir zafer olduğunu konuştuk. Onlar sohbete devam ederken şöyle bir baktım da...ikisini de ben büyüttüm resmen yahu.Hüzün...