Dün sevgili Deep'in sayfasında (tıklayınız) bu mim'i gördüm ve "bunu yarın yapayım ben" dedim.
5 midesi olan Abba , açık ara mutluluk kaynağım en sevdiğim kahraman |
1984'ten beri günlük tutarım.
Artık her gün yazamıyorum ama yazmayı da hiç bırakmadım.
Defterini kalemini seçmek eşsiz keyif veren bir ritüel.
Kocaman bir kalemkutum var. Her kalemin yeri var.
Son seçtiğim defterin başında "Love As Long As You Live" yazıyordu.
Yaşadığın sürece sev.
Severek yaşamak hayattaki en büyük meydan okumadır diyordu Leo Buscaglia.
Bu meydan okuyuşu sevdim...
Beni ben yapan ve sevdiğim her şey o kadar tekil ki kendimden utanmam gerekir sanırım.
Renkleri, mevsimleri,kokuların mavi olanlarını,zamanı,hayalleri, rüzgarı, yağmuru,bulutları,ağaçları,yolları, yürümeyi, uyanmayı,anıları,yarınları,bugünü, chopin-spring gibi tambur taksimleri gibi müzikleri,yazmayı,okumayı, görmeyi,sessizliği çok sevmişim.
Bir yuva kurmuşum..balkonundan mutfağına ,kedisinden kuşuna içindeki her şeyi sevmişim.
Kuşları böcekleri, çay içip kitap okurken susup dinlemeyi sevmişim.
Az'ın çokluğunu sevmişim.
Her şeyi ve her şeyi sevmişim de..insanları sevememişim. Ne hayallerimde ne tercih kullanabildiğim zamanlarımda insan yok.
Bu da bir garip bişi...