hazan etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
hazan etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

18 Eylül 2014 Perşembe

Çocuk Parkına Gelmemeli Sonbahar

Kendime Not:

"Neden" diye sormayacağım bugün.
Tüm "çünkü"ler boş ve anlamsız ...
Sebep sonucu değiştirmiyor ki. Yaşamak lazım, yaşamak lazım..




Dün Nehir'i okuluna bıraktıktan sonra yürürken hazan düştü ayaklarımın ucuna. Ölmeli ki o kocaman sarı yapraklar düşmeli dallarından.. ve yeni başlangıçlara yer açmalı zaman. Baktım seyrettim de , ne giden pişman ne de kalan.
 
 
 
 
 
 
 
 
 




Çocuk parkından geçiyordum bulutlar yağmuru çağırırken. Rüzgârı hissetmeyi oldum bittim sevmişimdir. Oturup biraz onu dinledim, etrafı izledim. Sonbahar en sevdiğim mevsim ama sadece çocuk parklarına yakışmıyor galiba. Küçük ayakların telaşlı koşturmalarını, annelerin çocuklarının mutluluğu ile tamamlanmış keyiflerini izlemeyi Eylül'ün renklerinden daha çok seviyorum .
 
 
 
Hadi hadi, bu kadar oyalanmak yeter.
Şimdi yapmamız gerekeni yapalım: hakkını vererek yaşayalım.
 

9 Ocak 2014 Perşembe

"Siz" O Masayı Aslında Hiç Görmediniz


Gittim oturdum son sözünü söylemek için bekleyenlerin arasında,
Beklemek ki en ağır ceza Ben'i aceleden yaratılana...

Keşke'lerin hepsinin zincirini çözdüm yüreğimden,
Bir rüzgar esti soğuk, hazin, derinden,
"Biz" diyenlerin dışlamasını sızım sızım hissettiren.






Bir süre bakındım sağıma soluma,
Baharda çiçek açışını,  hazanda yaprak döküşünü seyrettiğim ağaçlara.

Çocuklar geçti gülen ağlayan
Dinledi benimle birlikte oradakilerin hepsi teselli için yerinden kalkamadan
Kadınlar geçti ellerinde dünyalıkları akıllarında yapacakları
Yanlarından geçtikleri" bir zamanlar kadındılar"a bakmadan aldırmadan
Adamlar geçti hızlı hızlı bir Fatiha'ya yok zaman 
Adamlar geçti zamanın kalıcısın deyişine aldanan..


Düşündüm o yol gibi hayatımdan gelip geçenleri,
"Asla bırakmam seni" deyip geri dönmeyenleri.
Özledim kimilerinin seslerini , sözlerini, nefeslerini,
Keyifle andım kimilerinin hayatımdan çekip gidişlerini.

Gökyüzüne diktim gözümü, gönlümü nefesim dar,
Baktım sonsuzluğa, fısıldadım "beni seven Allah var"!

Bir tebessüm geldi kondu dudağımın ucuna,
Gözlerimi çevirdim artık umudu kalmayanlara.

Sonra yola koydum kendimi adım atabilmekten mutlu,
Yeniden denemekten ve  vazgeçmemekten umutlu.

Kızgın değildim artık ne kendime ne de herhangi birine,
Dünya üç günlük dünya : zahir olandan bana ne!