mana etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
mana etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

29 Aralık 2021 Çarşamba

Rimjhim Rimjhim Günlerden Bir Ömür



Akşam şarja koymayı unutmuşum telefonumu.

Sabah  açılmayıverdi.

Forumlara bakıp şurasını elle burasını büktür komutlarını izleyip yapabiliyorum tamiratları genelde.

Ama bu sefer olmadı.

Xiaomi Red 6 Pro

E evvelden sorun yoktu ki tekledi tekledi de gitti diyeyim.

Kaç tamirciye götürdüm.. olmadı. Kendi yerine verdim tamire, 4 güne haber  bekleyin o da hafta sonu dahil sayılmıyor dediler.

Müdürüme mail yazarak bana ulaşamayacağını bildirdim.

Sonrası özlenen bir özgürlük...ne cendereymiş arkadaş her an ulaşılır olmak!

* * *

Ellerim alışkanlıkla 2-3 dakikada bir telefona uzanıyor. Whatsapp bildirimi var mı , biri aradı mı,  iş yerinden haber var mı?

Yahu ben kimim de o kadar dert etmişim ya haberim olmazsa ya zamanında müdahale edemezsem diye ..işleri.

Yolda yürürken kulaklık takmamak ne güzelmiş. Kulaklarımda kuşların sesi, zaman zaman rüzgar esince özlediğim tını,yağmur pıtır pıtır ya da Aamir Khan'ın o hint şarkısındaki gibi "rin çin rin çin"...


Sanki bir organım halini almış..elimmiş gibi, kolummuş  gibi. Doğduğumda olmayan bir  uzantı-ağırlık.

Düşünceler, objektifin bir noktaya fokuslanması gibi netleşiverdi.


Zaman, hak ettiği değeri kısmen de olsa kazandı ve farkında olunarak yaşandı.

Bir kitap okumuşum 0 4 günde...inanılır gibi değil. Sohbetler, yemekler, yüzyüze konuşmalar,hatta  kavgalar ..hepsi  bölünüveriyor zaten hiç susmayan cep telefonu çaldığında.

Otobüse biniyorum..hipnotize gibi herkes cebine bakıyor. Karşımdakine dil çıkartıp nanik yapsam görmeyecek kimse. Düşündüm, ben de çokça öyleyim. Korkunç bir şey bu.

Sadece saat takmayı akıl edemediğimde ciddi panikledim çünkü saatinde bir yerlerde olmak zorundayım ve çok sık saate bakarım ben. Sevmem gecikmeyi. Saat takmayı da özlemişim bu arada :-)

Özgülük ki en özlediğimden..memnundum cep telefonu olmadığından.


Sonra beni ürküten bir şey oldu.


Bazı ödemeler için internet şubesinden banka kayıtlarıma gireyim dedim. SMS yollayacağız diye tutturdu kimisi. Giremedim. Kİmisine girdim ama  ödemeler için mobil şubeden  yapmalısınız diyor internet şubeden yapamıyorsunuz. 


Cep telefonu, kimlik kartından öte yaşamsal mecburiyetler içerir olmuş. Sistem sizi zorluyor gerçekten zorluyor.

Düşününce ..ürkütücü.

Düşününce dedim de. Öyle çok düşünebiliyorsunuz ki  cep telefonunuz hayatınızı sömürmediğinde...şaşar kalırsınız.

Dün mecburen yeni telefon aldım. Eskisinin tamirine 1850 TL istedikleri için üstüne kattım cillop gibi  Samsung aldım.

Satıcı çocuktan  sim kartımı telefona yerleştirmesini rica ettim. Bunu yaptığı  an telefonum  çaldı, çocuğun da korkudan dibi düştü. "Abla bu ne ya" dedi. Üzgün bir suratla ona baktım. "Özgürlük bitti sesi" dedim.

Whatpsapp yedeklemesi yapmamışım bu sefer. Tüm verilerim silindi. Hem üzüldüm hem de belki bir reset şarttı geçmiş ile aramda dedim.

Bilmiyorum , güzel ve özgür günlerimiz olsun diyorum şimdilik.

Emojiler, kelimelerin yerini alalı tatsız zaten bir çok şey  .

Bunları yazarken gülümsüyorum ben ama kusursuz yuvarlak sarı bir surattaki simetrik çizgi değil gülüşüm. Mana emekle geliyor ; gülmek için de ifade edebilmek için de lazım...


Bu arada, şarkıyı yayınladık sözlerini de yayınlayayım. Efil efil  neşe ve özgürlük dolu. Sevecen. Özlediğimiz gibi.

Zoobi doobi Zoobi doobi

Rüzgarda savrulurken nağmeler Gökyüzü de onla beraber
Tüm zaman şarkı söylüyor Zoobi doobi Parampum
Zoobi doobi Zoobi doobi pum paara Zoobi doobi param pum
Zoobi doobi Zoobi doobi Neden deli aptal bu kalp dans eder?
 
Dallaryapraklarında şarkı söylüyor
Üzerinde çiçekler,arılar şarkı söylüyor
Çılgın ışık ışınları şarkı söylüyor ,Bu kuş şarkı söylüyor
Bahçede iki çiçek arasında bir konuşma oluyor
Filmlerde olur gibi, aynı şekilde oluyor
Zoobi doobi Zoobi doobi pum paara Zoobi doobi param pum
Zoobi doobi Zoobi doobi Neden deli aptal bu kalp dans eder?
 
Yağmur damlaları düşer pıtır pıtır,Rüzgar eser fısır fısır
Yağmur yapar tip tip,gökyüzü yankılar bum bum
Bheegi bheegi saree mein yeh thumke lagaati tu
belin ısırıl ısklam olmuş,bedeni sarar Saree n
Filmlerde olur gibi, tam olarak aynı şey oluyor
Zoobi doobi Zoobi doobi pum paaraZoobi doobi param pum
Zoobi doobi Zoobi doobi Neden deli aptal bu kalp dans eder?
 
Ay,dünyaya serenat yapar
Parıldayan bir yıldız kasıla kasıla şarkı söylüyor
Yalnız bir gece, gel ve bana dokun.
Filmlerde olur gibi, aynı şekilde oluyor
Zoobi doobi Zoobi doobi pum paara Zoobi doobi param pum
Zoobi doobi Zoobi doobi? Neden deli aptal bu kalp dans eder?
Zoobi doobi Zoobi doobi pum paaraZoobi doobi param pum
Zoobi doobi Zoobi doobi Neden deli aptal bu kalp dans eder?


Zoobi Doobi Zoobi Doobi

Gungunaati Hai Yeh Hawaayein, Gungunaata Hai Gagan
Gaa Raha Hai Yeh Saara Aalam, Zoobi Doobi Parampam
Zoobi Doobi Zoobi Doobi Pampaara Zoobi Doobi Parampam
Zoobi Doobi Zoobi Doobi Naache Kyun Paagal Stupid Mann... (2)
 
Shaakhon Pe Patte Ga Rahe Hain, Phulon Pe Bhanware Ga Rahe
Deewaani Kirane Ga Rahi Hai, Yeh Panchchhi Ga Rahe
O O O Bagiya Mein Do Phulon Ki Ho Rahi Hai Guftgu
Jaisa Filmon Mein Hota Hai Ho Raha Hai Hubahu
Zoobi Doobi Zoobi Doobi Pampaara Zoobi Doobi Parampam
Zoobi Doobi Zoobi Doobi Naache Kyun Paagal Stupid Mann... (2)
 
Haan Rimjhim Rimjhim Rimjhim San San San San Hawa
Tip Tip Tip Tip Bunde Gurrate Bijaliya
Bheegi Bheegi Saari Mein Yuun Thumake Lagaati Tu
Jaisa Filmon Mein Hota Hai Ho Raha Hai Hubahu
Zoobi Doobi Zoobi Doobi Pampaara Zoobi Doobi Parampam
Zoobi Doobi Zoobi Doobi Naache Kyun Paagal Stupid Mann... (2)
 
Ambar Ka Chaand Jamin Par Itaraake Ga Raha
Ik Tim Tim Tuta Taara Aur Ithalaake Ga Raha
Hai Raatein Akeli Tanaha Mujhe Chhu Le Aake Tu
Jaisa Filmon Mein Hota Hai Ho Raha Hai Hubahu
Zoobi Doobi Zoobi Doobi Pampaara Zoobi Doobi Parampam
Zoobi Doobi Zoobi Doobi Naache Kyun Paagal Stupid Mann... (2)
Zoobi Doobi Doobi O Doobi Paagal Stupid Mann Pamaparara
Zoobi Doobi Zoobi Doobi Pamapara Paagal Stupid Mann





22 Ekim 2020 Perşembe

Séraphîta - Balzac



Evim Üsküdar işim Merter'de idi.

Uzun yollar benim dedim, krizi fırsata çevirdim ve düzinelerce kitabı yollarda bitirdim. Zamanla herkese dağıttığım kitaplar yüzünden servis şoförü "kütüphaneye çevirdim servisi, eskiden iki çift laf ederdik şimdi cenaze arabası gibi sessiz gidip dönüyoruz" diye çatmıştı bana.



Kulakları çınlasın Halil Abi denen huysuz lazın.


Pandemi döneminde de evde kaldığım günler balkonumun eşsiz özgürlüğü-kitap ve film cenneti ile şenlendi. Bir gününden dahi şikayet ettiğimi hatırlamıyorum.


Elbette o günlerde elimden bazı kitapları ve bazı filmleri tekrar geçirdim büyük bir keyifle.



Séraphîta  yani Balzac yine en sevdiğin yemeğin suyuna taze ekmek banar gibi her anını keyifle yaşadığım bir sunumdu benim için. Ve beni doyuran. Ve sonra daha fazlası için çeperleri genişlemiş beynimi acıktıran.

Séraphita benim ustalık eserim olacaktır. Bir Goriot Baba her gün yazılabilir ama Séraphita gibi bir yapıt bir ömürde ancak bir kez ortaya çıkar” demiş Balzac.


Nihayet bunu da okudum bitti. Nihayet diyorum çünkü  sayfaları  ardıardına çevirip okuyabileceğiniz bir roman değil Séraphita . 


Balzac romanlarında alışkın olduğum o  heyecanlı, sizi alıp götüren hızlı  ve zengin akışlı olaylar örgüsü yerini derin araştırmalar,felsefik hatta teolojik  anlatımlarla bezeli. Olayın Norveç'te geçiyor olması (kitabı Balzac'ın yazdığı düşünülürse) hepten ilginç benim için. Tanrı-ses-matematik-astroloji-fizik-bilim-mana-ilahi sevgi ....anlatmış irdelemiş. O dönem için bir hayli hatta fevkaladeninfevkinde iyi bence.


"İnsanlık Komedyası'nın bugüne dek Türkçede eksik kalmış mistik temel taşlarından biri olan bu romanda, bazen Séraphita isimli zarif bir genç kıza, bazense Séraphitus adlı genç bir erkeğe dönüşen meleksi ve göksel kahraman; ruh, Tanrı, inanç, kadın ve erkek ilişkileri hakkındaki fikirleriyle iki yüz yıla yakın bir süredir insanlığı büyülüyor"  denilmiş kitabın tanımında. Bu, sanırım benim uzun uzun anlatacağım bir çok şeyi kısa ve daha net açıklıyor.

Kitaptan , unutmak istemeyip alıntıladığım cümleler şunlar :



Vatan, tıpkı annesinin yüzü gibi bir çocuğu asla korkutmaz.

İnsanın kendisi de tamamlanmış bir  yaratı değildir, zaten öyle olsaydı Tanrı olmazdı.

Bilim maddi alemin,sevgi manevi alemin dilidir. Bu  yüzdendir ki insan açıklamaktan çok tasvir ederken meleksi ruh görür ve anlar. Bilim insanı kedere boğar, sevgiyse meleği coşturur. Bilim arayıştadır,sevgiyse bulmuştur. İnsan doğayı onunla kendi ilişkisi içinde yargılar, meleksi ruh ise gökle ilişkisi içinde

Tanrı erkeğin hayatından güzellik ve zarafeti alıp kadına nakletmiştir. Erkek , hayatının bu güzelliğiyle, bu zarafetiyle tekrar birleşmediği zaman sert huylu, kederli ve insan sevmez olur; birleştiğinde ise mutlu ve sevinçlidir, tamamlanmıştır.


Bu dünyada her şey konuşur , here şey dinler. Söz, dünyaları yerinden oynatır.


Zayıfların erdemi olan vicdan azabı ona erişmiyordu. Vicdan azabı bir güçsüzlüktür. Onu çekenin günahlarını tekrarlamayacağı kesin değildir. Ancak nedamet kuvvetlidir, her şeye son verebilir.


Size doğru alçalmak Tanrı’ya uygun düzer mi? Tersine sizin ona yükselmeniz gerekmez mi?


Kartallar leşlerin olduğu yere, kumrular serin pınarların olduğu yere, yeşil ve sakin gölgeliklere doğru uçarlar. Kartal yerden göğe yükselir, kumru gökten yere iner.


Ulema  için fikir bir olaydır, en büyük olaylar belki fikir bile sayılmaz.

Onu sonsuzluktan ayıran ve son seddi çökertmekte olan mananın ilerleyişine “hastalık” , hayata kavuşma saadetine “ölüm” deniyordu.

 Vicdan azabı bir güçsüzlüktür. Onu çekenin günahlarını tekrarlamayacağı kesin değildir. Ancak nedamet kuvvetlidir, her şeye son verebilir. üzerinde düşündüm epey Vicdan azabının zayıf ve güvenilmez olduğunu fark etmtmişim bunca sene. İnsanı bir kez durduran vicdan azabı, "ama ne yapayım "herkes yaptı" vb gerekçelerle susturabiliniyor bir dahaki sefere. Buna şahit olduğumuz pek sık aslında. Oysa ki nedamet (pişmanlık) hata ya da günah her neyse tekrarlanmasını gerçekten engelliyor.



Bir Balzac daha istiyorum her seferinde. Rus klasiklerinden sonra en çok Balzac'ı seviyorum diyorum, sonra İngiliz klasiklerine haksızlık etmenin azabı midemi ağrıtıyor.


Düşünen ve gören güzel insanlar: zenginliğinizi kelimelere dökerek yüzyıllar sonrasında bile bizim dünyamıza dokunduğunuz için hepinize müteşekkirim. Dininiz ya da milletiniz ne;umurumda değil: Tanrı'nın cennetinde var olasınız....