Çocukluğumda tatiller "hangi beldeye gitsek, kaç yıldızlı otelde havuza atlasak" şeklinde geçmezdi.
Trabzon, Sotka'da fırının üstündeki evin her köşesinde kendimize mutlu bir dünya yaratabilmemiz için teşvik edilen beyinlerimiz,3 kardeş olmanın tartışılmaz neşesi ile saatlerin nasıl geçtiğini anlamayacağımız eğlenceli çıkarımlarımız vardı.
En unutulmaz yazlarımdan biriydi.Annemle babamın odasında karyola ile pencere arasındaki minik dar koridora bir çuval kitap götürüp sorumluluklarım bittiğinde evdeki meyvelerden kendime bir tabak hazırlıyor ve o minnacık alanda, kitap çuvalımın üstüne uzanıp seçtiğim bir kitabı okumaya başlıyordum. Evin genel koşturmacasından muaftım;kimse anne-babanın yatak odasına girmezdi. yere yattığımda gördüğüm sadece gökyüzünün kocaman pırıltılı mai'si olurdu. Rüzgâr denizin yosun kokusunu taşır, kısacık saçlarımın arasında beni okşarcasına şefkatle dolaşırdı.
O dönem okuduğum hemen hiç bir kitabı unutmadım.
Bu sabah, "ne yapsam"larımın arasında , "hayattan ne beklemeli ne dilemeliyim"in nasıl hassas ve ters tepebilecek bir soru olduğunu bilerek işe gelmek için yürüdüğüm esnada sıyrıldı geldi o öykü anılardan.
Sorular ve cevaplar...hepsi bir ömürde saklı aslında.
Vadinin birinde tüm hayvanlar bolluk bereket içinde birlikte yaşarlarmış. Derken, günün birinde gökyüzünden bir melek kanadı kırılarak vadiye düşmüş.Hayvanlar, ona saldırmak yerine şefkatle yaklaşarak kanadını onarmış, onun yeniden eski haline dönmesine yardımcı olmuşlar. Melek tamamen iyileşip gökyüzündeki yerine dönecekken "bana yaptığınız bu iyilik karşılıksız kalamaz.Hepinize bir dilek hakkı veriyorum ama dileklerinizi geri almanız mümkün değil o yüzden iyi düşünün size yarına kadar müsaade.Yarın gelecek ve dileklerinizi gerçek kılacağım" demiş. Hayvanların hepsi sevinç içinde onu uğurlamışlar.Gece, hiç birinin gözüne uyku girmemiş. Hepsi , yarına gerçekleşecek dileği en doğru seçmek çabasındaymış.
Ertesi gün melek dilekleri gerçekleştirmek ve veda etmek için vadiye gelmiş.Tüm hayvanlar önünde sıra olmuşlar.
Tavşan:
- Ben herkesten çok korkuyorum,etim lezzetli hep peşimdeler..demiş.
Melek gülümsemiş ve ona çok hızlı koşabilme yeteneği bahşetmiş.
Zürafa:
-Çok obur biri sayılmam ama hep alçak dallardaki olgun-sert yaprakları yemekten bıktım...demiş
Melek gülümsemiş ve ona, ağaların en tepesindeki taze yaprakları yiyebilmesi için uzun bacaklar ile uzun bir boyun bahşetmiş.
Sıra kirpiye geldiğinde:
-Ben ölümsüz olmak istiyorum..demiş
Meleğin gülümsemesi yüzünde soluvermiş.
-Kirpi...bu çok tehlikeli ve kötü bir dilek. Şimdi git düşün ve herkesin dileği bittiğinde seni tekrar yanıma çağırdığımda kararını bir kez daha dile getir..demiş.
Kirpi günün ve sıranın sonuna kadar sabretmiş. Herkes hak etmese bile dileğine kavuşurken ve meleğe en çok yardımcı olan kendisi iken dileğinin yerine getirilmemesine karşı öfke doluymuş. Dileği tekrar sorulduğunda, aradaki zamanı dileğinin doğruluğunu değil uğradığı haksızlığı düşünerek geçirdiğinden "bir tereddüdüm yok..ölümsüz olmak istiyorum" demiş.
Melek üzgün üzgün bakmış yüzüne,cevap vermemiş. Sadece "peki" anlamında başını sallamış, kirpiye ölümsüzlük bahşetmiş ve hepsine veda ederek gökyüzüne yükselmiş.
Aradan yıllar geçmiş.
Kirpi önceleri pek mutluymuş.
Sonra çok sevdiği eşinin ölümüne şahit olmuş.
Arkadaşlarının,akrabalarının hatta evlatlarının ölümlerine şahit olmuş.
Torunlarının torunlarının torunlarının yaşadığı şeyleri anlatıp paylaşacağı, mutluluğunu katmerleyip üzüntüsünü paylaşacak bir kader ortağının yokluğu yalnızlığın en derinine itmiş onu.
Anlattığı şeyler kimsenin ilgisini çekmez olmuş.
Yazlar aynı,kışlar aynı..hayat kendini tekrarlar ve bir heyecan içermez olmuş.
Üstelik ölümlerine şahit olmaktan bıktığı için birilerini sevmekten iyice korkar olmuş,içine kapanmış.
Yaptığı hatayı anlamış anlamasına ama yapacak çok şey de yokmuş.
Artık tahammül edemediği bir çok şey için vadiyi terk etme kararı almış. Vadiden yukarı tırmanırken ayağı kaymış ve yuvarlanarak tekrar aşağı düşmüş.Normalde ölmüş olması gerekirken bacakları kırık , yara bere kesik içinde kalan kirpi acıyla haykırmaya başlamış.
-Ben hatalıydım, ölüm ,gerektiğinde en güzeli imiş. Ben hatalıydım, yaşama müdahale etmeden anlayarak yaşamak lazımmış..Ne diledim ben..ne yaptım kendime ah...
Melek yüzyılı aşan bu pişmanlığı duymuş...Kirpiye bir kez daha dileğini vermiş.
*****
Ulaşılmaz olan en güzeli değil.
Yaşadığımız, o an için değil.
Dileklerimiz kendi felaketimiz olmasın....
Emerson'un sözü çok önemli ... DUALARINIZA DİKKAT EDİN .. GERÇEKLEŞEBİLİRLER.
hayat zaten boktan, önemli olan bizlerin ondan keyif alması / alabilmesi
YanıtlaSil"Bu sabah, "ne yapsam"larımın arasında , "hayattan ne beklemeli ne dilemeliyim"in nasıl hassas ve ters tepebilecek bir soru olduğunu bilerek işe gelmek için yürüdüğüm esnada sıyrıldı geldi o öykü anılardan. "
işte bu kadar..
Safransarı merhaba,
SilHayat o kadar berbat gelmiyor bana çoğu zaman ama yokuşlardan illallah dediğim de az değil.
Bir kuş gibi bakmaya çalışıyorum dünyaya, çıkmaz sokakları yok onların :)
çok güzel bir paylaşım olmuş.evet ne dilediğimize çok dikkat etmeliyiz.
YanıtlaSilVerilen ve verilmeyen her şey için minnettar kalıyoruz öykülerin sonunda değil mi Mızıka :-)
Silne güzelsin kadriye
YanıtlaSilNe tatlısın sen Havva :D
Silİşte bu yüzden ben bir şey dileyeceğim zaman çok dikkatli olurum:-)
YanıtlaSilBunu geç öğrendim demeyi isterdim ama sadece umarım öğrenebilmişimdir diyebiliyorum Handan
SilHala öğrenmeye çalışanlardanım ben de galiba...
YanıtlaSilNe güzel anlatmışsın yine... Ağzına sağlık :)
Şebnem, birbirimizden öğrenir-birbirimize öğretir olduk ne güzel
Silİşe girdiğini yazdığın postu tatilde telefonumdan okudum ve içimden içimden çook sevindim :) Gözünaydın arkadaşım :)
YanıtlaSilHikaye pek manidar, hayırlısıyla dileyelim biz yine, Rabbimin verdiklerine de vermediklerine de "eyvallah" diyerek...
"hayırlısı" tüm o duaların ve tereddütlerin tek kelime ile özeti değil mi Esen? Haklısın.
Silİşe girmiş olmak harika..çalışıyor olmak harika.Zor sınavlardı, geçip gitmiş olsun çok teşekkür ederim.
Bi buluşamadık seninle de :-) ))
Çocukluğunuzda kendi çocukluğumdan da izler buldum :)) Zamanı ve mekanı aşarak gökyüzünde buluşmuşuzdur belki :) Yine kalbinizin güzelliğini duydum cümlelerde, hayata dair verdiğiniz sırrı da cebime attım :) sevgiler size :)
YanıtlaSilBen de sizin yazılarınızda kendimden ,sanki ben yaşamışım gibi şeyler buluyorum. Evin aynı eve dönenin ise değişmiş olmasından kaynaklanan yabancılaşma gibi. Bir yerlerde buluştuk-yollar kesişti ya da hiç kesişmedi ama öylesi daha tamamlayıcı idi bilemedim bende. Hayatı,sırları ve sevgiyi paylaşmaya devam edelim.
SilSevgiler Annabell
Ayy çok mutlu oldum sizin de aynı şeyleri hissediyor oluşunuza☺️ Aynı tamamlanıyor olma hissini duyuyorum yazılarınızı okurken. Devamlı paylaşın, paylaşalım inşallah :) musmutlu günler☺️
Silgerçekten çok güzel hayırlısını istemek lazım derler ya onu da gördüm bu hikayede ben. farkında olmadan dilediğim şeylerin gerçekleştiğine şahit oldum. artık öncesinde düşünüp sonra diliyorum. yada dilemiş bulunduysam yanına ama şöyle de olsun ama böyle de olmasın diye cümleler ekliyorum :)) hayırlı ömürlerimiz olur İnşaallah ♥
YanıtlaSil