mim etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
mim etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

7 Mayıs 2021 Cuma

1 YILDA HAYATIMDA NELER DEĞİŞTİ? MİMİ


Deep (tık) bloğunda bahsetmiş ; 

" Berra (https://berraed.blogspot.com/2021/04/1-yilda-hayatimda-neler-degisti-mimi.htmlçok hoş bir mim düşünmüş Mimler her zaman keyifli oluyor ve bizleri kaynaştırıyor" diye.


 Mimlere bayılan bendeniz de hemen atladım üstüne tabii. Buyrun efendim :



"Bir yılda hayatımda neler değişti? Bir yıl önce neredeydim ve şimdi neredeyim?"

1. Geçen sene olmamı istediğim yerde miyim?

Geçen sene hayatımın dünyayı kapsayan bir salgınla bu kadar mükemmeleşeceğini hayal edemezdim. Geçen sene olmamı istediğim bir çok yer var (ikizler burcuyum ben  öyle sabit ve sınırlı hayallerim olmuyor ne yazık ki) ama iş yerinde sevgili odamda çalışıyor olmak hoşuma giden seçeneklerden biriydi ve ben tam da oradayım. Yine de küçük seyahatler özlemedi değil bu gönül. Neyse, canım işim balım evim arasında geçiyor günler ve evet olmak istediğim yerler buralar.

2. Son bir yıl iyi mi geçti, yoksa kötü mü?

Son bir yıl iyi geçti diyeceğim çünkü hiç bu kadar kendime zaman ayırabildiğim bir dönem hatırlamıyorum desem yalan değil. Sadece dünya ve ülkemin gidişatına dönüp bakarsam...ki bakmayacağım. Gerçekten. Elimden bir şey gelmiyor ve elimden bir şey gelmeyen şeyler için üzülmek bu kısacık hayatlar için çok fazla. İki yazı öncesinde şıppadanak önümde işlenen cinayeti anlattım... Gerçekten biraz daha duru sular seyretmek, göğün mavisinde neşelenmek kararındayım yoksa ruhum ipini koparan bir kırmızı uçan balon misali süzülerek uzaklaşacak bu çirkeflikten ve benden.

3. Hedeflerimi gerçekleştirebildim mi?

Bir kısmını. Önemli bir kısmını evet. Yeni hedeflerin olmazsa hedeflere ulaşmak insanı mutlu etmiyor tam tersine boşluğa düşürüyor çok öncelerde öğrendiğim bir şeydi bu. Hedeflerime ulaştım, yeni ve şahane yeni hedeflerim var.


4. Neler öğrendim?

Hayat kısaymış kuşlar uçuyormuş. Abin de olsa sevdiklerin canını yaka yaka hiç yoktan sebeplerle dönüp gidebiliyormuş. 

Değişmez dediğin her şey değişebiliyormuş. Aslolan sevmeyi bilmek, sevebilmekmiş. İnsanlar olmayınca dünya daha duru, renkler daha parlak,her yer daha sessiz ve barış içindeymiş.Kadıköy misal: hiç bu kadar güzel olmamıştı.


5. Neler deneyimledim?

Kızım, evden hiç çıkmayan akıllı uslu  kızım corona olduğunda annelik güdüsünün benim bildiğimden de öte bir şey olduğunu deneyimledim.
 Ben corona olduğumda daha kaç kez ölümün kıyısından dolanıp yaşama döneceğim sorusunun  bana verdiği endişenin renginin eskisi gibi olmadığını deneyimledim. En önemli dileklerinin ve dualarının , hayat değiştiğinde  paldır küldür değiştiğini ve büyümek denen şeyin bazen yaşlanmaya dönüşebildiğini de deneyimledim. Ben çocuklarımı paylaşamam yarın bi gün aşıkolurlarsa oğlanları paralarım diyen bendenize hayatın  lafları  nasıl güzel yedirdiğini bir kez daha deneyimledim. Kızımın erkek arkadaşı covit olunca ülkesine dönemediği ve otelde onu yalnız bırakmaya gönlüm elvermediği için eve alıp baktığım yetmezmiş gibi cupgriye filan bile yedirdim mesela. Kişisel tarihimde bir devrimdi bu.

6. Kendimi daha mı yaşlı hissediyorum, yoksa genç mi?

Kendimi bugünü dolu dolu yaşamaya adadığım için ne daha yaşlı ne daha gencim..daha evvel böyle hissetmemiştim hiç.

7. Bir yıl sonra nerede olmayı umuyorum?

Montenegro ve İspanya. O ki hayal benim...daha mavide daha yeşilde ...

Siz de yapın çok güzel oluyor mimleri okumakkkk

21 Eylül 2018 Cuma

Dürüst müyüz? Mim :-I

Mim'i bir Ertuğrul'da bir Çağla'da gördüm. Onlar kadar nazik ve sevecen olmam mümkün değil ama olsun dur yapacam bu mimi dedim.

Hadi bismillah:







1- Dürüstçe fikirlerinizi söyleyecek yapıya sahip misiniz? Bu mecrada da öyle miydiniz? Kırılmasın diye geçiştirdiğiniz yorumlar oldu mu? Bazı yorumlar vardır, karakterlerimizden tüyolar verirler. Ben bunlara çok dikkat ederim. 

Yok yok..dürüst mürüst değilim ben burada. Aslında tam ayrımı zor: ya normalde kibar ve yumuşak yapılı biriyim hayat gardımı almaya itti beni ve içimdeki Recep İvedik pörtledi, ya aslında nobran ve kırıcı biriyim burada herkes çok nazik ve tatlı elimde olmadan uyum sağlıyorum bilemedim. Kırılmasın diye geçiştirdiğim yorum hiç olmadı, dşünen beyinlerden çıkan kelimelerle dolu bu mecra ve zevk alıyorum her kelimeyi okumaktan. Yorumlar, bana tutulan objektif bir ayna gibi kıymetli. Hem kendimi hem yazanı görüyorum; bu da az bişi değil




2- Blog tutmaktan sıkıldığınız oluyor mu? Zaman zaman çekilmeler hissediyor ve üzülüyorum. Hani, sevdiğin komşundan uzak kalmışsın gibi… Aynı coşkuyu yakalayamadığımız zamanlar da oluyor. O zaman açıkçası eski hareketliliği özlüyorum. Hele alıştığım bir arkadaşım “şak”diye ilgisini kesince, normal yaşamımdaki kadar üzülüyor, nedenini anlamaya çalışıyorum. Siz sadece soru kısmına odaklanın lütfen…

Blog tutmaktan sıkıldığım olmuyor , tam tersine zaman yaratıp girebiliyorum buraya yani asla istediğim sıklıkta değil. Oysa çok isterdim aklımdan gönlümden geçenleri derleyip paylaşmayı. Bir üst cevapta da dediğim gibi, yazmak zaten güzel ama yorum kısmına bayılıyorum. 




3- Yazdıkça rahatlıyor musunuz? Yani yazmak sizin için bir ihtiyaç mı?



Had safhada duvarlarım yüksek ve inanılmaz asosyalim ben. Yazmazsam ölürüm.Yazmak beni özgür kılıyor. Tek sahiden iletişim  kurduğum , perdesiz dile geldiğim yer satırlar. Blog, olmadı günlük...sesime değil yazıma bakmak lazım sahiden  ben için.



4-Geçiştirmek için yazdığınız oldu mu? Ya da bloğumu ihmal etmeyeyim diye demek daha sıcak bir ifade olur…



Evet oldu, kopmamak için şarkı paylaştığım zamanlar oldu mesela. İşimin yoğunluğu beni  girdap gibi içine çekerken bulutlara kement atmak gibi bir şey bu, önemsememek ya da geçiştirmek değil aslında.


5-Yorumların niteliklerinden memnun musunuz? Yapay olduklarını düşündükleriniz oluyor mu? Burada ferdi bloglarız, hep aynı yere yüklenip, abone gibi sürekli oraya yorum yapmanın altındaki sebep ne olabilir sizce? O kişi; elliye varan yorumlardan memnun olur mu ki?

Yapay olduğunu düşündüklerim oldu evet. Borç ödemeye gelmiş gibi , kalıp bir kaç kelime ve sonrasında bye byee . Yine de en azından iletişimi sürdürmek ve destek vermek için çaba olarak algılıyorum bunu. Bazen de "Mai'm" gibi içimin yağlarını eriten seslenişler oluyor  ..güzel yani çeşit çeşit hepsi :-) Hep aynı yere yorum yapanlara gelince; yazıya ve yazılana bakmak lazım. Yani çoğunluğa hitap etmiştir , bir sinerji oluştumuştur, devamlılığı vardır filan ..çok u nsur olabilir ve eminim o yorumların hepsinden memnun olan bir blog sahibidir.      

                         




6-Bir bloğu nesine göre değerlendirirsiniz? Tema ve blog düzenine mi, yazdıklarına mı? Ya da hepsi mi önemlidir?

Blog düzenine bakmıyorum yok. Yazdıklarına, samimiyetine,içeriğine ve etkileşimine. 







7-Antipatik bulduğunuz bloglar var mı? Buna rağmen onlara da yorum yapar mısınız, eleştirel de olsa? Zira buna da ihtiyacımız var…
Antipatik bulduğum değil de takip etmek gereğini duymadıım, içeriği  - işleyişi çok bana hitap etmeyen bloglar var. Eleştirel yazmadım hiç ama onlara da yorum yazdığım oluyor. Birincisi emek veriyor destek evrmek isterim ikincisi ilgi duymadığım o alanda kendi duvarımı kırıp farklı deneyimlere şans vermek isterim. Misal moda-makyaj.






8-Aramızda olmaktan mutlu musunuz?

Çokkkk..yazmaktan vaz geçtiğim dönemde nerdesin diye sorup sorup geri dönme şevki yaşatan sevgili kedilievintarzı'na hep müteşekkirim. Ya da "sen blog yazsana" diye beni buralara başlatan Gonca'ma.

9-Zaman zaman ters düştüklerimiz oldu. Bunu uzun sürdürür müsünüz? Yani büyük bir sorunmuş gibi mi algılarsınız? 

Ters düştüğüm olmadı ama olsa da uzun süre sorun etmem..konu Atatürk, ulusum,ülkem ve bayrağım değilse tabii.





10-Blog tutmanın sizce yararları nedir?

Birincisi  şahane insanlar ile tanışıyorsun. İkincisi bir sürü  farklı etkileşim ile dünyan zenginleşiyor ki bugünkü zamansızlıktan öldüğümüz dünyada bu büyük lütuf. Üçüncüsü kendini paylaşıyorsun, kendin oluyorsun. Yaşdıklarına getirilen yorumlar bakış açını derinleştiriyor, zenginleştiriyor. Kocaman bir nefes almak gibi           blog tutmak. Geriye  dönüp yazdıklarını okuduğunda şaşırabiliyorsun : bir nevi hafıza oluşuyor. Başkalarının birikimleri ile çoğalıyorsun. Mesela Müjde'nin bloğundaki bir şarkıyı daha evvel dinlememiştim ve o kadar sevdim ki uzun süredir biri beni aradığında çalan müzik o.Burası okyanus ve ben mavidebirnoktaolmayı istediğim için buradayım


Ay fazla mı dürüst oldum ne...iş dünyasının girdabı yine paçamdan çekiştiriyor. Bu kadar zaman ayırmak büyük cesaretti .afferin bana :-P

29 Eylül 2016 Perşembe

Hayal Mimi



Kahve Telvesi bir mim yapmış, okurken hoşuma gitti bayıldım. Kimi mimlemiş diye baktım, bir önceki yazıma yorum yapan herkesi deyince eyyoooooo çığlıklarım arasında (mim yapmaya bayılıyom ben) mim'i sayfama taşıdım.




Mim'i okurken hayallere uygun olarak dinleyeceğimiz şarkı da bu .. tık


1- Hayal kurmaktan hoşlandığınız bir yer ya da zaman dilimi var mı?

İşsiz kaldığım o kötüüü piiis zaman diliminde belki de en kötü şeydi hayal kuramaz hale gelip hayallerimi yitirmem. İş hayatının ve günlük hayatın sorumluluk gerektiren normlarına bürünmediğim her anda hayal kurabilirim, günün içerisinde gerçek hayatın akışına gerektiği kadar tutunup (cep telefonuna bakarak durakta beklersiniz ama otobüsün geldiğini görürsünüz aynı zamanda gibi) zihnimin çeperlerinde geçmişe ve geleceğe yolculuk yapıp düşünmeyi, hayal etmeyi çok severim.Ama uyumadan önce mutlaka ve mutlaka hayal kurarım. Binmişim bi otobüse, binmişim bi vapura,binmişim bi trene,binmişim bi uçağa...elimde sadece sırt çantam ve kitabım...yarın sabah ömrümde ilk kez göreceğim ,ömrümde ilk kez sabahına uyanacağım bir yere gidiyorum. 
Bu  bana iyi geliyor.




2-En çok nelerin hayalini kurarsınız? 

Binmişim bi otobüse, binmişim bi vapura,binmişim bi trene,binmişim bi uçağa...Elimde sadece sırt çantam ve kitabım... Kimseyi kırmadan, üzmeden,ah'ı sırtımda kalmadan gitmişim. Çocuklarımın ikisi de çok iyi ve mutluymuş. Onlar kendi hayatlarının oluşumunda mutlu mesut eksiksiz başlangıçlar yaparken her ihtiyaçları olduğunda benim yanlarında olacağımı ve bana ulaşabileceklerii biliyorlarmış. Ben gidiyormuşum yepyeni ülkeler,şehirler,okyanuslar,renkler,lezzetler,insanlar tanımaya. Yürüyecekmişim kilometrelerce, bisiklete binecekmişim. Mülk edinmeyecek kendimi hapsetmeyecekmişim.




Bir de ev hayali kurarım çok. Kocaman..ya da küçücük.Eşyası az, hani nerdeyse yok ama şahane bi müzik seti var. Sonrasının detayları ruh halime, ihtiyaca göre değişiyor haliyle . Çiçeklerden hanımeli var sadece.


hem en güzel hayalim hem en güzel gerçeklerim onlar


3-Şimdiye kadar çok hayalinizi gerçekleştirdiniz mi ? 

Komik bir şekilde evet.
O kadar ki,olacağı biliyorum da farkında olmadan onu mu diliyorum diye düşündüğüm oluyor bazen.
Hep derim : hayat bana adil davranmadı hep torpil geçti.




4- Henüz gerçekleşmemiş ama illa da gerçekleşecek dediğiniz hayaliniz var mı ? Anlatabilir misiniz?


Evvela çocuklarımın mutlu , esen,sağlıklı birer ömür kurduklarını  görmek öncelikli hayalim tabii.

Sonra Kahve Telvesi'nin hayalini aynen alıyorum "Balık kavağa çıkacak mı bilmem  ama milletçe feraha , huzura kavuşacağız. "

Sonra ,binmişim bi otobüse, binmişim bi vapura,binmişim bi trene,binmişim bi uçağa...elimde sadece sırt çantam ve kitabım...

Ben de bir önceki yazıya yorum yapan herkesleri mimlemiş olayım  e mi :-)

30 Temmuz 2015 Perşembe

Mis Gibi Yaz Mim' i

Sevgili Cam Misket'in bloğunda yine bana keyif veren şeyler buldum elbette.

Mim'lenmeyi sevdiğimi bildiği için beni dürttü "sen de yap istersen" diye

İsterim :-)

1) Klasik bir soruyla başlayalım; senin için 3 kelimeyle yaz mevsimi neyi ifade ediyor?

Sarı,pırıltılı mai,arasam kimseyi bulamam her biri bir yana gitmiş dostlar.



2) Yaz aylarında ne sıklıkla kitap okuyorsun?

Çoook..yazın her şeye daha çok zaman kalıyor sanki. Tüm insanlarla birlikte bir çok sorumluluk da tatile çıkıyor çünkü.


3) Yaz aylarına daha uygun olduğunu düşündüğün kitap türleri var mı?

Gönlümün sohbet edebileceği kitapları daha bi seviyorum sanırım. Yani ağır felsefe günlerim daha çok kışa ait.



4) Plajda kitap okuyanlardan mısın? Eğer öyleyse en son hangi kitabı okudun?

Ahhh..işe yeni girenlere bir sene tatil yok.Dolayısı ile bu sene plaj da yok ama plajda kitap okuyanlardan değilim.Güneşin sarı sıcağını sevmem ben,plaja indiysem hep maidedir bedenim.


5) Ve son soru; senin için yaz mevsimi hangi renktir?

Yaz pırıltılı mai, neşeli lacivert,utangaç cam göbeği ama yeşille kardeş hep


Ben de herkesleri mimledim işte :-)) Siz de yapın okuyayım keyifle

23 Haziran 2015 Salı

Blog Yazmaya Nasıl Başladım ? - Mim




Efendiiiiim,
Gelelim birikmiş Mim'lerimize
Ki ben topaç çevirmek kadar,misket oynamak kadar,uçurtma uçurmak kadar sevdim Mim'leri gerçekleştirmeyi.

Üstelik şu karne döneminde vs çok uzak kaldım buralardan, elim klavyeden kalksın istediğim yok.

Benim tatlı Cam Misket'im,satırlarında narinim Mim'lemiş beni bu sefer.

Mevzuu derin aslında: Blog Yazmaya Nasıl Başladım ? 

HOMO HOMINI LUPUS ..insan insanın kurdudur der söz bilirsiniz.
Bana beni bilen kurt lazımdı..

Resimlerim, yaşantımın detayları kandırmasın sizi. Alabildiğine asosyal biriyim ben. 


En sevdiğim roman kahramanlarındandır Robinson Cruose ..bir adada kimseyle konuşmak zorunda kalmadan yaşamak. Cuma'nın romana katıldığı yerde okumayı bıraktım neredeyse..o kadar bir sinir olmuştum yaşantıya birinin girmesine.

Gözü kör olanın kulağı keskin olur.
Sol kolu olmayanın sağ kolu acaip kuvvetlidir.
Bir yanınız kör ise , telafi edecek yan kuvvetlenir.
Benim gibi asosyal ve konuşma özürlü ama duyguları 50 metre yüksekten yere düşüp saçılmış boya kutularından fışkırmış boyalar kadar renkli, özgün ve özgür bir kadının çıkış yolunun yazmak olması da son derece normal bu durumda.

Günlük hayatta kimseyle göz göze gelmeyeyim diye başını kaldırmaktan aciz bendeniz, ömrümün miladı Selin doğduğunda internette bir siteye üye oldum aynı koşullardaki annelerle iletişim kurabilmek ve sorulara cevap bulabilmek adına.Sorular cevap buldu, orada tanıdığım bir çok kadın da yaraya merhem-ömre bereket dostum oldu.Birbirimizin yüzünü görmek mi gerekir birbirimizin hayatlarına dokunabilmek için?

Hayır...gönül dostluğu bambaşka bir şey.
3 arkadaşınız olsun,can olsun dost olsun.


Tastamam 15 senedir bağımız, iletişimimiz hiç kopmadı.Her gün bir lif daha eklediğimiz kopmaz bir halat ile bağlandık birbirimize.Kardeşiz dostuz arkadaşız ve daha bir çok şeyiz birbirimiz için. Birbirimizden haber almadığımız, iletişimi sürdürmediğimiz tek bir gün bile yok.Bu harika bir şey.

ha niye anlatıyorum bunu. İşte o gruptan çok değerli sevgili biricik canım arkadaşlarım bana sen blog kur dediler. Sözleri narin,gönlü derin,kıymeti paha biçilmez ben ou çok severim Gonca da bunu yineleyince ben bir deneyeyim dedim.

Öyle başladı blog yazarlığım. 


Sonra sıcacık bir mesaj yolladı yazıların birine Havva isimli gizemli ve sevecen hanım. 3-5 yazar giderim dediğim blog dünyasını ve buradaki güzel insanları keşfe daldım.Sizleri tanıdım ya..vallahi iyi ki gitmedim kaldım.

Mai'nin bin tonu daha varmış,seyre daldım.


Efenim ben bu mim'i Oytunla Hayat bloğunun tatlı mı tatlı sahibesine veee gözünü budaktan esirgemeyen sevgili Bücürük ve Ben'e ithaf ediyorum . Olur di mi?

Olur olur :-))

9 Nisan 2015 Perşembe

Bir "M" Bir "İ" Bir "M" Daha..

Kiiimsecilker mimlemedi ki beni:-p
Gittim kendikendimi mimledim ben de
Cam Misket'in cevapları çok hoşuma gitmişti çünkü :-)))

Başlıyooooooooğğğ:

1)Bilgisayarın masaüstü görüntüsü nedir?

Düz siyah ekran..neşeli bir kurbağa vardı bahara gülümseyen ama ergenim Selin'im olaya el koymuş yine.

2)Bir cafeye girdiğinde genellikle ne sipariş verirsin?

Mönü :-p
Önce mönüyü isterim zira ben ikizler burcunun sağlam bir neferiyim ve sürekli aynı şeyi yapmak beni öldürür biiiir, yeni ne deneyebilirim merakı ile dopdoluyum ikiii.

3)Google de en son aradığın şey ne?

Kushimoto Sokağı...Maviye İz Süren'in güzel öyküsündeki yeri merak etmiştim.Gitmek ve görmek istediğim yerler listesine ekleyiverdim üşenmeden.

4)Mesajlaştığın veya konuştuğun en son kişi kim?

Nehir'in atletizm hocası. Onu yine bir yarışmaya yazdıracakmış kan grubunu sordu.Zaten hocalar ve bankalar..onlar olmasa yapayalnız hissedeceğim kendimi.

5)Tiyatroya en son ne zaman gittin?

3 gün önce kızlarımla gittik İBB Şehir Tiyatrolarına. Artık çocuk oyunlarından çıkıp yetişkin oyunlarını paylaşıyor olmanın dayanılmaz sevinci ile dopdoluyum.



6)Sinemaya en son ne zaman gittin?

Geçen aydı sanırım.Hakikatten açmışım arayı ben bir sinema yapayım bu aralar.Her zamanki gibi sevdiğim şekilde yani tek başıma.



7)Hangi diziyi herkes izlemeli?

Tabii ki Dr. Who
Özgün,benzersiz,aklı ve hayali harekete geçiren bir dizi o.
Türk dizilerinde her şeyin aşka bağlanması ve diyalog diyalog ve diyalog öldürüyo beni izlediğim en son dizi Behzat Ç idi  ...bilek ve yürek ve mizah ve akıl olmalı.



8)En son ne tür müzik dinledin?

Best of Classical Music 
Sonra Duman

9)Seni en çok ne çıldırtır?

Aptallık ...tahammülümün en az olduğu şeydir.




10)Ne zaman uyanırsın?

03:30 gibi.Yaşlanıyorum..eskiden 2-3 gibiydi. Uyku sevmeyenlerdenim ben.Uyku hayata gözlerini kapatmak...yaşamın her anı güzel.

11)İnternetteki ilk adın neydi?

Deniz..hep de öyle kaldı başka isim kullanmadım.
Yani mavinin en hükmedilmezi...
Altı mavi üstü mavi...hem ölüm hem yaşam








12)Favori emojilerin nedir?

dili bir karış dışarıda tüm hayata gülümseyen o şebek surat..

13)Kedi mi,köpek mi?

Ay kuş :-( lütfen yani.
Her canlıyı severim ben ..ama uçabilenleri bir başka severim.




14)Kuzey mi,güney mi?

Diziden bahsedilmiyordur umarım çüünkü izlemedim diyerek Kuzey diyorum. Karadenizliyim ben, kuzeyde doğdum;her şeyini ayrı sevdim memleketimin.


Trabzon Havalimanı

16)İstanbulda sevdiğin üç semt?

Kuzguncuk,İstinye sahili,Selimiye

17)Kafanda genelde ne olur?

Ne unuttum ne unuttum ne unuttum bu sefer ne unuttum...

18)Komedi mi,dram mı?

Komedi..sonu kötü biten ne dizi ne kitap ne bişi sevmem ben.Gülmek iyidir :-p

19)Çay mı kahve mi?

Kiminle nerede olduğuma bağlı. Bir başına isem de ruh halime bağlı.

20)Bu soruları cevaplamadan önce ne yapıyordun?

Yağmuru ve rüzgarı seyrediyordum. İstanbul uçuyor bugün ve ben bu havaları çok severim.

21)Son olarak bir sırrını paylaş:

olmaz..iki kişinin bilduğu sır değildur