bahar etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
bahar etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

1 Mart 2015 Pazar

1 Bahar





























Bugün 1 Bahar değil mi?

Bahar bahar olsun ömürler
Yeni tomurcuklar açsın dallarınız
Taze sularla beslensin kökleriniz
Yeşili parlak olsun yapraklarınızın
Unutulmuş kokularla canlansın hafızalar






Kuş cıvıltıları ile uyanasınız güzel renkli rüyalarınızdan.   Beklemekten şekli değişmiş umutlarınızın gerçekliği ile açasınız gözlerinizi












Sevmeyi, öğretilmiş kalıplardan uzak hatırlayıp sevebilesiniz bugün

Ki öyle sevilebilmek olsun nasibinizde



Geçmişe yaşananlardan canınızı en çok acıtanlardan birini düşünüp, en az bir kere affedin kendinizi

Yüreğinizdeki öfke...kırgınlık zor geçiyor da öfkeyi silmek daha kolay ya;hah işte o öfkelerin yükünü bırakıverin bugün bahar diyerek bir kenara
Hafiflemiş olsun yürekleriniz






Maviler kucaklasın ruhunuzu
Bugün,ömrünüz bahar bahar yaşansın











16 Mayıs 2014 Cuma

Zaman Hükmedilmez Olandır


Ben istemez miydim baharı kucakladığımız serin bir sabahın kuş cıvıltılarıyla süslenmiş neşesini yazmak bugün buraya....

Gözümüze gönlümüze düştü yas..bağrımız kömür karası. Adalet gitmiş, sanat bitmiş, insanlık dibine vurmuş...yarınların endişesinden bugüne hal kalmamış. Küfrü, dayağı kabullenen bir millete ait olmanın utancı ile bakıyorsunuz gökyüzüne."Kızım Olmadan Asla" filminde kurtuluş kapısı olarak görünen ülkemin bayrakları yarıda..yalan, çıkmaz sokaklara kadar sirayet etmiş, olağanlaşmış.

Ben istemez miydim evlatlarımın okul başarılarından , planlarından , eğilimlerinden dem vurup dünyadaki gelişmelere göre yönlendirmekten bahsetmek?

Eğitim bitmiş, tanımdan bile çıkartılmış , andımız kaldırılmış,öğretim boş, pratik hoş...seneye yine sistem değişiyormuş. Göz göre göre katledilen körpe beyinlerin arkasında neşeyle el çırpan beyinsiz veliler güruhu ile aynı çizgide durmak zorunda olan düşünen ve acı çeken veliler güruhu...Hayat gittikçe anlamını yitiriyor.

Ben istemez miydim yeni yaşıma doğru adım adım giderken geçmiş yılların güzelliklerini, getirilerini gelecek yılların hayalleri ile harmanlamak, mai'ye uzanan adımlarımı sıralamak?

Siyasi baskı ile tırpanlanan haklar, kalleşliğin adını değiştirip iş edinenler, erk uğruna insanlığını satanlar ve ardına sığındıkları bahanelerin bulantısı ile 14 yaşımdan beri kurduğum emeklilik hayallerim dişimle tırnağımla kazandığım her şeyimle birlikte yitti gitti.

Hoşgörü, kalite,nitelik özlem duyulan ama vicdanların dahi sustuğu ülkemde bulunmayan şeyler bugün.


Soma'da yas ilan edildi çünkü öldük biz ....


Başbakan birilerini tokatladı, korumaları dövdü,danışmanı dövdü, yüzlerce ceset dahi rant uğruna gizlendi.Ne diriye ne ölüye saygı var bu ülkede artık. ..öldük biz!








Öfkem suskunluğuma ekli, çaresiz hissediyorum kendimi. Zaman hükmedilemez olandır : umut zamanın ellerinde artık.

22 Nisan 2014 Salı

Hüzme

Suyun üzerinde seken taş gibi tüm anılara tek tek dokundu özlem...sonra uzaklarda gözden kayboldu.Yarattığı dalgalar büyüyerek gönül telinde o isimsiz şarkıyı seslendirmeye devam ettiler.

Ah zaman...

Sevmenin,sevebilmenin zaferini kim alabilir gönülden? Bazen Pıtırcık bir genç kızın anne oluşunu izlemekte sevgi, bazen dağların zirvesini çıplak ayak aşan genç bir kadının zarif sadeliğine duyulan hayranlıkta, bazen ise suskunluğun içinde çığlık çığlığa.

 Dalı kırmakla uzaklaşır mı baharlar?

hayır sanmayın ki beni unuttular
hâlâ arasıra mektupları gelir gerçek değildiler birer umuttular..Attila İlhan

28 Mart 2014 Cuma

Bahar..ama çok

Bahar çaldı camımı iki tık'la. 

Canı sıkılıyormuş."İstanbul'a gelesim yok vallahi" dedi az sıkkın "herkes bir koşturmaca, herkes yere bakıyor..göğü bezedim başını kaldırıp gören yok." Ayakkabılarımı giyip fırladım evden.Benim de canım sıkkın, yarenlik ederiz birbirimize dedim gönül diliyle. Haytalığı üzerindeydi, 3-5 damla yağmur serpiştirdi üzerime, kaçışan ya da hemen şemsiyesine sarılanları izledik  gittikçe genişleyen bir tebessümle.

Seçim zamanı, o almış bu vermiş o gitmiş bu gelmiş..işsizlik can sıkıcı zaman diliminde;fazla uzamış. Boşverdik azcık. 

-Nen var..dedi

Güldüm yürürken , hiç büyümeyecek bu bahar, hep böyle akıllı ama çocuk mizaçlı bişi kalacak.

-Boşver, bildiğin şeyler.Bugünü zehirliyor ama yarına sirayet etmiyor..dedim.

Rüzgarıyla saçlarımı okşadı sevecen, huzur doldu içim.Tomurcukları filizleri taze yeşil bir bahar dalını okşadım incitmeden usulca.O da gülümsedi.

Konuştuk bir senedir olandan bitenden sorgusuz iki dost sıcaklığıyla. Muzipliğinden hiç bir şey kaybetmemiş, kâh beklenmedik rüzgârlar kâh pat diye açıveren güneşin sıcaklığı..insanlara bakıp o kadar gülüyordu ki dayanamadım ben de gülmeye başladım. 

Dağlara çıkmayı her zamankinden çok istediğimi, artık buna ihtiyaç duyduğumu anlattım.Dinledi dikkatle, anladı suskunca. "Ya denizlere aşkın?" diye sordu... "maviye aşkım biter mi hiç, biri ihtiyaç ve aşk ama diğeri yaşam sebebim" dedim."İlle de mai ille de mai ha " dedi, yine gülüştük.

Sararmış koca bir yaprak düştü önümüze. Minnettarım sonbahara, bitmesi gerekenin olgunluğu olmasa başlamak mümkün olmazdı asla dedi. Saygı ile baktık solup gitmişe,solup gitmişliği ile bile başlatmayı bilene.

Suskun yürüdük 3-5 adım daha.Veda zamanı gelmişti en azından bugünlük ama ayrılmak gelmiyordu içimizden;nasıl sonlandırılacağını da bilemiyorduk bu  suskun uzun ve dopdolu sohbetimizin.

-Sormaya dilim varmıyor ama ne oldu şu senin iş arayışın..var mı bişi  ..dedi pat diye
İrkilip bakakaldım narin siluetine
Sonra ikimizi de alıverdi bir kahkaha tufanı, tekrar görüşmek üzere ayrıldık bin neşeyle

9 Ocak 2014 Perşembe

"Siz" O Masayı Aslında Hiç Görmediniz


Gittim oturdum son sözünü söylemek için bekleyenlerin arasında,
Beklemek ki en ağır ceza Ben'i aceleden yaratılana...

Keşke'lerin hepsinin zincirini çözdüm yüreğimden,
Bir rüzgar esti soğuk, hazin, derinden,
"Biz" diyenlerin dışlamasını sızım sızım hissettiren.






Bir süre bakındım sağıma soluma,
Baharda çiçek açışını,  hazanda yaprak döküşünü seyrettiğim ağaçlara.

Çocuklar geçti gülen ağlayan
Dinledi benimle birlikte oradakilerin hepsi teselli için yerinden kalkamadan
Kadınlar geçti ellerinde dünyalıkları akıllarında yapacakları
Yanlarından geçtikleri" bir zamanlar kadındılar"a bakmadan aldırmadan
Adamlar geçti hızlı hızlı bir Fatiha'ya yok zaman 
Adamlar geçti zamanın kalıcısın deyişine aldanan..


Düşündüm o yol gibi hayatımdan gelip geçenleri,
"Asla bırakmam seni" deyip geri dönmeyenleri.
Özledim kimilerinin seslerini , sözlerini, nefeslerini,
Keyifle andım kimilerinin hayatımdan çekip gidişlerini.

Gökyüzüne diktim gözümü, gönlümü nefesim dar,
Baktım sonsuzluğa, fısıldadım "beni seven Allah var"!

Bir tebessüm geldi kondu dudağımın ucuna,
Gözlerimi çevirdim artık umudu kalmayanlara.

Sonra yola koydum kendimi adım atabilmekten mutlu,
Yeniden denemekten ve  vazgeçmemekten umutlu.

Kızgın değildim artık ne kendime ne de herhangi birine,
Dünya üç günlük dünya : zahir olandan bana ne!